1882: Göztepe’nin iskanında önemli rol oynayan tütün tüccarı Mehmet Efendi, Göztepe ve çevresini parselleyerek dönemin üst düzey bürokratlarına satmaya başladı. Rabia Demirekin, ‘müifblog’ta o dönemi şöyle yazıyor: “Saray çevresinden bu parselleri satın alıp, üzerine çoğunlukla yazlık ev yaptıranlarla birlikte burada yeni bir muhit doğmuş ve bugün mevcut olan semtin temelleri atılmıştır (yaptırılan yazlık evlerden bir tanesi, Defter-i Muktesid Muharriri Galatalı Süleyman Sudi Efendi tarafından satın alınır ve bugün Erenköy Kız Lisesi olarak kullanılıyor). Mehmet Efendi, 1902’de servetinin bir kısmıyla, kendi adına cami yaptırdı. Vefat edince cenazesi, vasiyeti üzerine Göztepe’de yaptırdığı caminin önüne defnedildi. Oğlu Kemal Efendi, Tütüncü Mehmet Efendi Camii’nin ilk imamıdır. Şu anda Kadıköy’de bir semt onun adını yaşatmaya devam edip, bizlere tarihten bir kapı aralıyor.”
1885: Makedon sütçü Aposto, Moda’da (daha sonra Milka Şarküteri adını alacak olan) Milka adlı süthaneyi açtı. Türkiye’de bir dönem bulunmayan Haribo şekerleri ve Oreo bisküvisi için insanların uğrak noktası olan Milka, İstanbul’un en eski şarküterisi unvanını taşıyordu.“Makedonyalı müteahhit Aposto, Eyüp’ten Moda’ya gelmiş, tarih 1885 ve Milk adıyla süthanesini açmış. Süthane iken dükkânın arkası da ahırmış. Samandıra'ya gidip o civardaki mandıralardan süt alır ve süt, yoğurt olarak civardaki okullara satarmış. 1950’de oğulları Niko ve Koço aynı yerde Milka adıyla şarküteri dükkânını açmışlar. Birkaç yıl evvel dükkânda tadilat yaptılar ve bu arada biraz lahmacun damak tadına da hitap etmeye başladılar. Şimdilerde hem çiğköfte hem de istediğiniz marka viski satmaktalar. Amma Allah var hâlâ efendilikleri bozulmadı.” (*Nisan 2011’de kaybettiğimiz Modalı Gökhan Önce’nin 1996’da ‘Moda’ adlı kitabından alıntı.)
1886: Ressam ve hattat Feyhaman Duran, Eylül’de Kadıköy’de doğdu. Türk Resim Sanatı'nda, portre sanatının ilk ve en önemli temsilcisi sayılır. 1914 Çallı Kuşağı ressamlarındandır. Özellikle Atatürk ve İnönü portreleriyle ünlenmiştir. Paris’teki eğitimi sırasında ilk kez canlı modelden çalıştığı nü eserleri, farklı bölge ve mekânları tasvir ettiği peyzajları ve hat kompozisyonlarının obje olarak yer aldığı natürmortları da sanatçının farklı türlerdeki çalışmalarıdır.
1887: İtalyan mimar Pietro Montani, 11 Ekim’de Kadıköy’de öldü. “İlk Osmanlı mimarlık tarihi denemesi olan Usul-i Mimari-i Osmani’yi hayata geçiren ekipten olan sanatçı, sadece mimar olarak değil; ressam, dekoratör, teorisyen, yazar ve sanat tarihçisi olarak da anılıyordu. Montani, XIX. yy Osmanlı sanat ortamında çağının üretken ve çok yönlü kişilikleri arasında önemli bir yere sahipti.” (Sanat tarihçisi Nurcan Yazıcı’nın bir yazısından)
1889: Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nın bulunduğu yerde, ülkedeki en eski tarım kuruluşlarından biri olan Erenköy Amerikan Asma Fidanlığı (Aşı Ameliyat Mektebi) kuruldu. Tarih İncelemeleri dergisinin 2015 tarihli sayısında “Üzümün Bağı Asmanın Kurdu: Osmanlı İmparatorluğu’nda Filoksera ile Mücadele” adlı bir makale kaleme alan akademisyen-tarihçi Özkan Keskin, şunları yazmıştı:“Filoksera asma köklerini kurutan bir zararlıdır. 1885’te İstanbul Anadolu yakasında izleri görülmesine rağmen, Osmanlı Devleti 1886’ya kadar filokseranın varlığını kabul etmemiştir. Osmanlı, özellikle Fransa’nın tecrübelerinden istifade ile karbon disülfür, potasyum karbonat, zift ve kireç karışımı kimyasalları kullanarak zararı önlemeye çalışmıştır. Ancak uzun vadeye yayılsa da asıl çözüm, yerli türlerin Amerikan asmalarına aşılanması ile sağlanabilmiştir. Bunun için öncelikle İstanbul Erenköy ve Kızıltoprak, ardından İzmir Karşıyaka, Urla ve Seydiköy ile Manisa’da fidanlıklar kurulmuş, burada yetiştirilen fidanlar isteyen bağcılara ücretsiz dağıtılmıştır.”