SOKAK SOKAK KADIKÖY-10

Her gün adım adım arşınladığımız Kadıköy sokaklarının hikayelerini sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz

11 Aralık 2018 - 13:58

Her gün adım adım arşınladığımız Kadıköy sokaklarının hikayelerini hiç merak ettiniz mi? Biz ettik, cadde ve sokakların izini sizin için sürdük, birbirinden ilginç hikayelere ulaştık. Kadıköy’ün Heredot’u olarak bilinen ve 4 yıl önce kaybettiğimiz Dr. Müfid Ekdal’ın kitapları başta olmak üzere diğer kaynaklardan derlediğimiz bu yazı dizisinde, Kadıköy’ün tarihine ışık tutan saklı sokak isimlerinin kökenini öğreneceksiniz. Kimi ilginç sokak isimlerinin neden o sokağı süslediğine dair herhangi bir kayıt bulunamazken, bazı sokaklar adını orada yaşayan simalardan almış. Bazen de memlekete hayrı dokunmuş kişiliklerin adları anılarına ilçenin bir sokağına verilmiş. Kadıköy’de iz bırakmış kişiler ve saklı kalmış hikayeleriyle sokakların hafızasında bir yolculuğa davet ediyoruz sizi…

  • Tellalzade Sokağı

Fatih Salgar’ın “50 Türk Müziği Bestekarı” kitabında hakkında bilgi bulunan Dellalzade İsmail Efendi (1797-1869), Fatih Sarıgüzel’de tellallık yapan Mustafa Ağa’nın oğludur. Sesinin güzelliğinden dolayı Dede Efendi’ye götürülmüş, böylece zamanın en ünlü ustalarından ders aldı. Dede Efendi’nin aracılığı ile 1816’da Saray’ın Hanende Fasıl Heyeti’ne alınan İsmail Efendi, sonra da Saray müezzinleri arasına alındı. 1826’da Vaka-yı Hayriye’den hemen önce öğrencisi Haşim Bey’in kendisinden alınıp eğitilmek üzere şarkıcı Şakir Ağa’nın yanına verilmesine çok kızan Dellalzade, Saray’daki görevinden ayrıldı. Vaka-yı Hayriye’nin sonucunda yeniçeriler ortadan kaldırılınca Saray’daki Türk müziğinin etkisi azalmış, onun yerini bando ve Batı müziği almıştı. 1852’de Saray’ın müezzinliğine atanan Dellalzade İsmail Efendi, 1869’da Nişantaşı’ndaki evinde ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Sakız Sokağı ile Moda Caddesi’ni birleştiren yola “Tellalzade Sokağı” ismi verilerek bu büyük müzisyenin adı ebedileştirilmiştir.

  • Rahmeti Arat Sokağı

Yoğurtçu Çayırı Sokağı’na dikey olarak inen, Hasırcıbaşı Caddesi istikametine giden bu sokak; Gülşen Sokağı’nın köşesinde biter. Reşit Rahmeti Arat Bey bu sokakta hiç oturmadı. Bu sokakta yan yana duran iki ahşap evin birinde Münir Nurettin Selçuk, 25 yıl oturmuştur. Prof. Dr. Saadet Çağatay’ın araştırmalarına göre aslen Kozanlı olan Rahmeti Arat Bey,  1900’de dünyaya gelmişti. Türk-Tatar Mektebi’nde okumuş, bu arada Rusça öğrenmişti. 1922’de yüksek öğrenimini yapmak üzere Almanya’ya gitti, burada  Türk kültürüne ait eserler alanında pek çok çalışma yaptı. 1927’de  üniversiteyi bitirdiği zaman akademinin yayınları arasında yer alan Uygur metinlerini baskıya hazır hale getirmişti. Berlin Üniversitesi Şark Dilleri Semineri Kazan Lehçesi Rektörlüğü’ne atanmıştı. Bu yıllar, Atatürk’ün “milli kültür ve dil” davasına önem verdiği döneme rastlar. Maarif Vekili Reşit Galip Bey, Uygurcayı çok iyi bilen Rahmeti Bey’i Türkiye’ye davet etmişti.  Pek çok eser vermiş, bu eserler de Türk dili araştırmalarına kaynak teşkil etmiştir. Türk diline bu kadar hizmetleri dokunan 1964’de vefat eden Rahmeti Arat Bey’in isminin neden bu sokağa verildiği bilinmiyor.

  • Cem Sokağı

Moda’daki Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yanındaki sokağın adı, vaktiyle burada bir evi bulunan ünlü Türk karikatüristi Mehmet Cemil’den geliyor. 1882’de doğup 1950’de ölen Mehmet Cemil’e, kısaca “Cem” derlerdi. Modern Türk karikatürünün öncülerinden olan sanatçı, Türkiye'de karikatürün kurucu büyük ustalarındandır. Yaşamı ve yapıtlarıyla çizdiği dönemde büyük bir saygı ve sevgi, siyasetçiler üzerinde ise korku uyandırmış bir yergicidir. Siyasal muhalefeti, çizgili mizah ile yapmıştır. Ahmet Haşim, onun için yazdığı “Cem’in Gözü” adlı denemesinde onun için ‘Cem'in gözü ruhların cehennemidir’ diye yazmıştır.

FOTOĞRAFLAR: RAMAZAN KARAKAYA


ARŞİV