Tarih Yazan Kadınlar-29

Basında eskiden çokça rastladığımız ‘arka sayfa güzeli’ geleneğini geri getiriyoruz ancak büyük bir farkla! Alanında ilk’lere imza atmış, ‘kadınlar yapamaz’ denilen mesleklerdeki cinsiyetçi kalıpları kırmış, cesur ve azimli kadın kahramanları tanıtacağız size. Onlar, bizlerle bu topraklarda yaşadı, mücadele etti ve başarılar kazandı. Lakin erkek egemen tarih anlayışı çoğunlukla onları yoksaydı. Bu kadınları tarihin tozlu sayfalarından çıkarıp, kamuoyunun yeniden dikkatine sunmayı hedefliyoruz. Buyurun tarih yazan kadınların öykülerine…

27 Eylül 2021 - 23:56

Halk müziğinde ilklerin sanatçısı: Neriman Altındağ 

Neriman Altındağ, 14 Mart 1926’da İstanbul’da doğdu. Babası Amasyalı Nurettin Behiç beydir, annesi Hayriye hanım Erzurumludur. İlkokulu Nene Hatun İlkokulu'nda, ortaokulu da Nişantaşı Kız Lisesi'nde okudu. Liseyi bitirince 1942'de sınavla Ankara Radyosu'na stajyer olarak girdi. Türk Halk Müziği'nin bağımsız bir dal olarak ayrılmasından sonra bu ihtisas dalını seçen ilk kişi olan Neriman hanım, 1949 yılında Yurttan Sesler Korosu şef yardımcılığına atandı. 1950 yılında repetitörlük ve 1953 yılında solist öğretmenliği unvanını aldı.

 

KADINLAR KOROSU KURDU

1957 yılında ‘Kadınlar Korosu’nu kurdu ve yönetti. 1959 yılında İstanbul Radyosu'na atandı. İstanbul Radyosu'nda solistliğin yanı sıra Yurttan Sesler Kadınlar Korosu’nu kurdu ve yönetti. Türk Müziği Şube Müdür Yardımcılığı görevini de yürüttü. 1972 yılında tekrar Ankara Radyosu'na dönerek solistlik ve şeflik görevlerini burada sürdürdü. İstanbul'da kurulmakta olan Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nın kuruluş çalışmalarına katılmak amacıyla, 1976 yılında TRT'den ayrılarak konservatuvara Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve öğretim görevlisi olarak atandı.

İLKLERİN SANATÇISI

Sanat yaşamı boyunca çeşitli görevler üstlenmiş olan Neriman Altındağ, repertuvarında yer alan tüm öğelere ait türkü ve özellikle uzun havaları aslına ve yöre üslubuna uygun yorumuyla büyük başarı ve ün kazandı. Pek çok ilki gerçekleştirmişti; ilk profesyonel Türk halk müziği kadın koro şefi/solisti, halk müziğinin yüksek eğitimde bağımsız bir dal olarak kurulmasından sonra bu branşı seçen ilk öğrenci, akademik eğitim almış ilk Türk Halk Müziği kadın solisti, bugüne kadar halk müziği dalında ders veren ilk ve tek kadın öğretmen ve en geniş Türk Halk Müziği repertuarına sahip solist sanatçı…

EŞSİZ BİR HANÇERESİ VARDI

Hançere (gırtlak) özelliği ve sesinin genişliği yanı sıra çok titiz çalışması onun, gerek uzun havalar gerekse kırık havalar konusunda en geniş repertuvara sahip halk müziği sanatçısı olmasını sağladı. 100’den fazla derlemesi bulunan Neriman Altındağ Tüfekçi, Nida Tüfekçi ile birlikte "Memleket Türküleri" adlı bir kitap da yazdı. 1990’da Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Devlet Sanatçısı ünvanına değer görülen sanatçıya, 1994 yılında da Yurttan Sesler Korosu’nun 40. yılı nedeniyle TRT kurum plaketi sunuldu.

JAPONYA KONSERLERİ

Gerek şef ve gerek solist olarak çeşitli radyo ve televizyon konserlerinin yanı sıra, Japon Kültür Bakanlığı'nın özel davetlisi olarak Tokyo ve İşikava'da açıklamalı konserler verdi. Ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyumlarda çeşitli bildiriler sundu, halk müziği ile ilgili değişik konularda konferanslar verdi. Bugün halk müziğinin ön sıralarında yer alan sanatçıların çoğu onun öğrencileridir.

İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nın yüksek ve lisansüstü bölümlerinde öğretim görevlisi ve Danışma Birimi üyesi olarak hizmet veren Neriman Altındağ Tüfekçi, 3 Şubat 2009'da geçirdiği kalp krizinin ardından tedavi altına alındığı hastanede yaşamını yitirdi. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

TÜRKÜLERİN BÜLBÜL SESİ

  • Müzisyen bir ailenin kızı değilim. Aile içinde müzik icra edilmezdi, ama çokça dinlenirdi, annem Hayriye Temizkalp'in de kulağı çok hassastı. Bir de biliyorsunuz, ablam Perihan Altındağ gene bu ailenin bir ferdi olarak ilerde tanınmış bir müzisyen oldu. Plak dinleme itiyadında olan bir ailede büyüdüm. Çok küçük yaşlarımdayken, daha beş yaşındayken bile halk musıkisini çok büyük bir zevkle dinlerdim. Yani daha o zaman halk musıkisini seçmiştim denebilir. Mesela Âşık Veysel'i dinlerdim, o yaşta Veysel’i dinlemek çok önemlidir. 

  • İlkokuldayken öğretmenimin dikkatini çekmiştim, bütün müsamerelerde müzik derslerini çoğu zaman bana yaptırırdı. Demek, o zaman bir ışık, bir sinyal vermişim. Kendi arkadaşlarımın müzik dersine girerdim. Kabiliyet demek ki o günlerde başlıyor; idare etme, öğretmenlik etme kabiliyeti de varmış. 

HUKUKÇU OLMAK İSTİYORDUM

  • Ablam Ankara Radyosu’na girdiğinde, İstanbul'da oturmamıza rağmen sık sık Ankara'ya gidip dönüyorduk. Ankara Radyosu’nda görevli olan Veli Kanık, aile dostumuzdu. Bir gün bana, ‘Neriman, ablanın güzel bir sesi var, kabiliyetli bir kız, sen ne vaziyettesin, seni hiç tanımıyoruz’ emişti. Ankara'da bulunduğum sırada Kanık'ın da o cazip teklifiyle ona bir türkü söyledim. Beni dinleyince, ‘derhal imtihana gireceksin’ dedi. Halbuki benim müzisyen olmak gibi bir amacım yoktu, hâkim olmak istiyordum. 

  • Neyse, imtihana girdim ve kazanan on kişiden biri oldum. Onlardan biri Muzaffer Akgün’dü. Öbürleri ayrıldılar, radyoda kalmadılar. Her sene üç dört defa imtihandan geçirirlerdi stajyerleri. Girdikten sonra ben sanat müziğini de çok sevmiştim. Çok çalışan bir genç kızdım. Herkes sinemaya giderdi. Ben kantinde otururdum, üstelik pek de aydınlık olmayan bir kantinimiz vardı Ankara Radyosunda. Radyo elemanı olarak çalışmaya başladık, günde altı saat ders görürdük.

  • Yerel sanatçıları, halk sanatçıları bizim hocalarımızdır. Onların otantik üslupları ve okudukları parçaları, bizler bir bakıma ister istemez taklit ederiz. Çünkü onların üslubu o yörenin özelliğidir. Mesela Âşık Veysel'i taklit edenler vardır, ister istemez taklit ederler. Çünkü o en doğru örnektir. Biz de halk sanatçılarını bir nevi taklit ederiz. Yalnız taklit dejenere etmek değildir. Onları defaatle, saatlerce dinlemek gerekir. Şimdilerde pek vakti olmuyor gençlerimizin herhalde. Ben üslubumu onlarla kazandım, Muzaffer Sarısözen, Nida Tüfekçi birer yol gösterici oldular, ama asıl halk sanatçılarıdır bizim öğretmenlerimiz. Çünkü onların okuduklarını aynen okumak suretiyle en doğruyu bulmuş oluyoruz. 

  • Radyoda ilk Azeri türküsünü ben okumuşumdur. Uzun havayı da, kadın sesiyle, ilk defa yine ben okumuştum.

 İKİ EVLİLİK, İKİ EVLAT

Türk Halk Müziği sanatçısı Muzaffer Sarısözen ile evliliğinden Memil Sarısözen (1952) adlı bir oğlu; Türk Halk Müziği sanatçısı Nida Tüfekçi ile evliliğinden de Gamze (Tüfekçi) Yazıcı (1958) adlı bir kızı vardır. Sanat seven, sanatçıların bulunduğu bir aileden gelen Neriman Altındağ’ın ablası Perihan Altındağ Sözeri klasik Türk müziği sanatçısı; erkek kardeşi Erdoğan Altındağ müzisyen; kızı Gamze Tüfekçi (Türk Müziği Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi) ve yeğeni Levent Altındağ da flüt ve saksafon sanatçısıdır. Ayrıca, yazar Yaşar Kemal, halk ozanı Aşık Veysel, şair Cahit Külebi, şair-yazar Ahmet Kudsi Tecer,  Türk Halk Müziği sanatçısı, bağlama virtüözü, akademisyen Arif Sağ’ın da aralarında bulunduğu seçkin bir dost grubu vardı. 

(Yozgatlı olan Neriman-Nida Tüfekçi için yapılan heykel (2015/heykeltıraş Aslan Başpınar) 

 “Neriman’dan başkasını dinlemem”

  • “Halk türkülerimizin ideal üslubunun çok değerli temsilcisi” (Halkbilimci Halil Bedii Yönetken)

  •  “Bizim müziğin en ustalarından biridir Neriman Tüfekçi” (Yaşar Kemal)

  • “Neriman’dan başka kimseyi dinlemem, hele Kışlalar Doldu Bugün çalacaksanız sakın başkasından çalmayın, dinlemem” (Bedri Rahmi Eyüboğlu)

KAYNAKÇA: İstanbul Kadın Müzesi, Wikipedia

(Bir dizi olarak yayınlananan bu söyleşi Açık Radyo’da 1999-2001 arasında Bülent Aksoy ve Ersu Pekin tarafından hazırlanan, radyo sanatkârlarının ağırlandığı “Radyo Anıları” serisinin altıncısıydı. Neriman Altındağ’la ilgili olan bu bölüm 2001’de yayınlanmıştı -  http://turkuler.com/tgv/neriman.asp, https://acikradyo.com.tr/saz-ve-soz/neriman-altindag-tufekci-ile-soylesi)


2: Avcılar Belediyesi tarafından Avcılar Kültür Parkı’nda konulan heykel (2015/ heykeltıraş Dağhan Yürürler


ARŞİV