İlk kadın ralli pilotu Sâmiye Cahid Morkaya
Türkiye'nin ilk kadın otomobil yarışçısı ve şampiyonu, kemençe öğretmeni olan Sâmiye Cahid Morkaya, 1897 Silivrikapı-İstanbul’da, Emirler Dergâhı'nın son şeyhi İbrahim Şuaddedin Efendi'nin en küçük kızı olarak doğdu. İlköğrenimi Yedikule Alman Mektebi'nde tamamladı. Müziğe ilgi gösterdi. Tamburi Cemil Bey'den sekiz yıl kemençe dersleri aldı. 1922 yılında o yılların konservatuvarı sayılan Darülelhan'daki bir sınavı kazanıp ardından da kemençe öğretmeni oldu.
İlk otomobil 1888 yılında dönemin başkenti İstanbul’a gelmiş ve bu otomobili kullanan ilk kişi Züheyrzade Ahmet Paşa olmuştu. Sonraki zamanlarda otomobiller kentin sokaklarında hızla arttı. ‘Otomobil sporu’na heves eden Samiye Hanım da 1922’de Pangaltı Amerikan Garajı’ndan ‘şoför şehadetnamesi’ (ehliyet) alarak ‘ilk ehliyetli ilk kadın sürücü/şoför’ unvanını kazandı. Gazeteci ve romancı kocası Burhan Cahid’in aldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında boy göstermeye başladı.
YARIŞLARA KATILIYOR
O yıllarda ilk olarak arabaların dayanıklılık seviyesini ölçen yarışlar yerine Turing Kulüp tarafından daha farklı formatlara sahip yarışlar düzenlenmişti. Sâmiye Hanım da Turing Kulüp'ün düzenlediği yeni formatlı bu yarışlara katıldı. 1930'lu yıllarda bu yarışlara katılan tek kadın sürücüydü. 1930 ve 1931 yıllarındaki yarışlarda dereceye girdi. İk şampiyonluğunu ise 1932’de; İstinye-Zincirlikuyu arasındaki 9,5 kilometrelik parkurdaki ralliyi kazanarak elde etti.
İLK KADIN ŞAMPİYON
Sâmiye Hanım, bu birincilikle ilk kadın şampiyon otomobil yarışçısı unvanına da sahip oldu. Ancak bu şampiyonluğuna, yarışmaya katılan erkekler ‘yarışma kurallarında kadınların da yarışa katılabilmesini öngören bir madde olmamasını’ gerekçe göstererek itiraz etmişlerdi. İtirazlar sonucunda görülen mahkemede Sultanahmet Sulh Mahkemesi, yarış şampiyonunun Samiye Hanım olduğunu belirterek itirazları reddetti. 1933 yılında düzenlenen ralliyi de kazanan Samiye Hanım, 1934 yılındaki rallide Ford marka otomobiliyle kaza yaparak ciddi şekilde yaralandı. Bu kazanın ardından tutkuyla bağlı olduğu yarışlara bir daha geri dönmemek üzere veda etti ama 1972 yılında vefat edene kadar ‘araba sevdası’ndan hiç vazgeçmedi.
SAMİYE’NİN ‘ARABA SEVDASI’
Hakkı Devrim Sâmiye Cahid ile yaptığı röportajda, ondaki otomobil sevdasını da şöyle anlatmıştı:
“. . .arabayı seviyordu onu kullanmayı seviyordu, yarışları anlatırken ben hızı seviyorum insanların kontrol edebildiği hızı seviyorum diyordu. Bana sorarsanız onun için enteresan bir sürücüydü, rastgele 10 kişiyle kadınlı erkekli mülakat yapsanız Sâmiye Hanım söyledikleriyle otomobille olan ilişkisi sebebiyle fark edilirdi. Onun otomobil sevgisi bir başka sevgiydi. . . Öbür otomobil sahibi hanımların arabalarıyla daha çok kocaları meşgul, Sâmiye Hanım öyle değil arabaya bizzat hakim. Bazı meclislerde sık sık dile getirdiğim iyi şoför vites değiştirirken bunu hissettirmeyendir sözünü Sâmiye Hanım’dan bu yolculukta öğrendim. Senelerden beri bu lafı çok tekrar ederim.”