TARİH YAZAN KADINLAR-SON

Basında eskiden çokça rastladığımız ‘arka sayfa güzeli’ geleneğini geri getiriyoruz ancak büyük bir farkla! Alanında ilk’lere imza atmış, ‘kadınlar yapamaz’ denilen mesleklerdeki cinsiyetçi kalıpları kırmış, cesur ve azimli kadın kahramanları tanıtacağız size. Onlar, bizlerle bu topraklarda yaşadı, mücadele etti ve başarılar kazandı. Lakin erkek egemen tarih anlayışı çoğunlukla onları yoksaydı. Bu kadınları tarihin tozlu sayfalarından çıkarıp, kamuoyunun yeniden dikkatine sunmayı hedefliyoruz. Buyurun tarih yazan kadınların öykülerine…

22 Aralık 2021 - 11:11

İlk kadın galerist Adalet Cimcoz

Çevirmen, seslendirmen, köşe yazarı, eleştirmen, galerist Adalet Cimcoz, 25 Temmuz 1910’da Çanakkale’de doğdu. Annesi Alman, babası topçu subayı bir Türk'tü. Altı yaşındayken ailesi Almanya'ya göç etti. Türkiye’ye döndüklerinde Adalet hanım, ‘ana dili’ Almanca sayesinde Toprak Mahsulleri Ofisi’nde tercüman olarak çalıştı. İş yerinde tanıştığı avukat Mehmet Ali Cimcoz ile 1939’da evlendi. Adalet hanım, bu paşazade sülaleye gelin olup Cimcoz soyadını alıncaya kadar sanatla, toplumla alakası olmayan biriydi. Ama eşi Mehmet Ali, amcası Salah Bey gibi sanatçı yaradılıştaydı. Bilhassa resimle ve edebiyatla yakından ilgiliydi. Onun bu ilgisi Adalet için yeni ufuklar açmıştı. Eve sık sık sanatçı arkadaşlarını davet ediyordu. Bazen sabaha kadar süren buluşmalarda hem içiliyor hem de sanat âleminin dedikodularına varıncaya kadar her şey konuşuluyordu. Sabahattin Ali, Cemal Tollu, Çetin Özkırım, Tunç Yalman, Ercüment Kalmık, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Şevket Rado, Kuzgun Acar, Limasollu Naci, Semih Balcıoğlu, Ara Güler, Baha Gelenbevi, Ferruh Başağa, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri İyem, Avni Arbaş, Şükriye Dikmen, Yaşar Nabi Nayır, Füreya Koral, Altan Erbulak gibi isimler Cimcoz ailesinin en yakın dostları arasındaydı.

DUBLAJ KRALİÇESİ

Dublajcılığı bir rastlantı sonucu başladı. 1931'de Ferdi Tayfur eşi Melek Kobra ile İpek Film stüdyosunda seslendirme yapıyordu. Melek'in hastalandığı bir gün Tayfur kız kardeşini çağırdı. Böylece Adalet Cimcoz'un seslendirme çalışmaları başladı. Türkân Şoray, Belgin Doruk, Muhterem Nur, Sezer Sezin, Fatma Girik ve Filiz Akın'ın seslendirmelerini yaptı.

MAYA’YI KURDU

1951'de Türkiye'nin ilk özel sanat galerisi Maya'yı Beyoğlu'nda kurdu. Açılış münasebetiyle basına şu demeci vermişti: “Eğer giriştiğim teşebbüste muvaffak olur, halkla sanatkâr arasında bir köprü kurabilirsem, hayatımın en büyük mutluluğunu duyacağım. Böyle bir yerin yokluğunu hissettiğim içindir ki bu işi yapmaya karar verdim. Masraflarını çıkardığım takdirde galeri ilelebet açık duracaktır.” 

Galeriye Maya ismini Sabahattin Eyüboğlu koymuştu. Anlamı bir yandan büyük Maya medeniyetini, öte yandan Nasrettin Hoca misali sanat ortamına maya çalmayı çağrıştırıyordu.. Eserlerini sergileyecek mekân bulamayan sanatçılara Maya şifa gibi gelmişti. Beyoğlu Kallavi Sokak 20 numaralı daire, aynı zamanda sanatçılar için çok özel bir kulüp hatta bar vazifesi de görüyordu.

HERKES MAYA’DA

Nizamettin Nazif, ‘Dublaj Kraliçesi Adalet Cimcoz’ başlıklı yazısında, Maya Galeri ziyaretinden edindiği izlenimleri şöyle anlatmıştı: "İç içe iki oda ve bir hol. Önüne paravan konmuş bir soba ile uzun ve genişçe bir sedir. Tablolar, bacakları kolları budanmış heykeller, tahta oymalar, yazmalar, kilimler. İki odada da iğne atsan yere düşmeyecek. Akademi profesörleri, ressamlar, heykelciler, dekoratörler, münekkitler, muharrirler, romancılar, aktrisler, aktörler, senaryocular, gazeteciler, rejisörler, piyes muharrirleri, ses artistleri, sopranolar, tenorlar, film dublörleri. Herkes burada! Davet eden Adalet Cimcoz olmasaydı şu insanların hepsini bir araya getirmek mümkün olmazdı."

İLK DEDİKODU YAZARI

Adalet Cimcoz, öte yandan Almancadan Türkçeye çeviriler yaptı. Yeditepe, Varlık ve Yeni Ufuklar gibi edebiyat dergilerinde şiir, öykü ve kitap tanıtım yazıları yazdı. Bertolt Brecht, Georg Büchner, Franz Kafka ve B. Traven gibi yazarların yapıtlarını Türkçeye çevirdi. Kafka'dan Milena'ya Mektuplar çevirisiyle, 1962 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü aldı. Türkiye'de ilk dedikodu yazarlığını da Adalet Cimcoz başlattı. Hafta, Salon, Tasvir, Aydede gibi gazetelerde ‘Fitne Fücur’ adlı köşesinde dedikodu yazıları yazdı.

Maya Galeri kapanınca Adalet Cimcoz sanat âleminden elini eteğini çekti. Ölüm tarihi olan 13 Mart 1970’e kadar sadece ve sırf geçinmek kaygısıyla dublaj yaptı. Gazeteci Mine Söğüt, Cimcoz'un ölümünden sonra sahaf vitrinlerine düşen fotoğraflarını toparlayarak Adalet Cimcoz: Bir Yaşam Öyküsü Denemesi adlı kitabı yazdı.

AZRA ERHAT'TAN CİMCOZ YORUMU

"Onun kadar güzel Türkçe kullanan başka bir sanatçı tanımadım doğrusu. Sesi bir yandan zevkinizi okşarken, öte yandan da sözü söz ve öz olarak çın çın dolaşırdı beynimizin kıvrımlarında. İncecik bir gong gibi bir oraya bir buraya vurur, bir kıpırtı, bir canlılık uyandırırdı kafamızda. O sürekli çalışan bir kadındı. Yazılar yazar, çeviriler yapardı. Kritikler, radyo konuşmaları, skeçler ve dublaj... Lafını esirgemeyen, sataşmalara aldırmayan bir kadındı. Çok sade giyinirdi. Kısa kesilmiş saçlar, topuksuz ayakkabılar. Kısacası karizmatik bir kadındı. Dublaj çalışmalarında mutlaka tatlı sert kavgalar çıkarırdı. Eski dildeki sözcükleri inatla değiştirirdi. Mesela o hiçbir zaman 'mesud oldum' demezdi de 'mutluyum' derdi. O yıllarda bu dublaj çalışmalarına genellikle Şehir Tiyatrosu'nun oyuncuları gelirdi ve onlar yine genellikle eski dili daha iyi kullandıkları için buna önem vermezlerdi. (...) Adalet Hanım, tatlı sert sesini yükselterek onları da öz Türkçe konuşmaya zorlardı. Yeteneği, ağabeyinden geliyordu. Ferdi Bey, yabancı film dublajı yaparken gelen teksti çevirmezdi. Orijinalini dinler, o anda simultane çevirir ve içine hiciv de katarak filmi Türkçeleştirirdi."

(Nuri İyem'in fırçasından Adalet Cimcoz'un portresi-1952) 


ARŞİV