Kanal İstanbul yürüyüşüne yasak!

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’nun Kanal İstanbul güzergahında düzenlemeyi planladığı yürüyüş engellendi. Koordinasyon, Süreyya Operası’nda kararı protesto etti

20 Eylül 2020 - 20:06

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’nun 20 Eylül’de yapmayı planladığı “İki deniz arası kanal olmaz yürüyüş olur” etkinliğinin üçüncüsü “milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık ve ahlak” gerekçesiyle  polis tarafından  engellendi, araçların hareket etmesine izin verilmedi. Kanal İstanbul güzergahının gezildiği bu etkinliğin üçüncüsünde Yeniköy’den geçerek Karaburun’a gidilmesi hedefleniyordu. Yasağın ardından koordinasyon kararı protesto etmek için Şişli, Kadıköy, Küçükçekmece ve Avcılar’da eş zamanlı olarak açıklama yaptı. Kadıköy’deki açıklamadan sonra gözaltına alınan iki kişi daha sonra serbest bırakıldı.

Saat 15.00’te Süreyya Operası önünde Koordinasyon adına yapılan ikinci basın açıklamasında deprem tehlikesine dikkat çekilerek  “Deprem geliyor, uzmanlar İstanbul alt üst olacak diyor ama iktidar bizim paralarımızı bir avuç zengine harcamaya kararlı. Yandaş şirketler para kazansın diye İstanbul’un kalan nesi varsa yok edecek. Orman kalmadı, tarım alanları birer birer yok edildi, dünyaca ünlü Küçükçekmece lagünü yok olacak. İstanbul’un su sorunu bilindiği halde son gölleri, havzaları kanala kurban edilecek. Bugün Yeniköy’e, Karaburun’a, Durusu’ya gitmemize engel olsanız da bilin ki bu kanalı size yaptırmayacağız. Giresun’da yaşananların İstanbul’da da tekrar etmesine izin vermeyeceğiz.” denildi.

Kanal İstanbul’un kentli hakkını yok sayan, tüm canlıların yaşam hakkını gasp eden bir proje olduğunun idafe edildiği açıklama şöyle devam etti: “Rant Kanalı’nı yapmak isteyenler; Yeniköy, Durusu, Karaburun gibi bölgede yer alan tüm köylerde verimli tarım arazilerini, önemli su kaynaklarını, meralarını, Kuzey Ormanlarını, eşine az rastlanır kumullara sahip kıyılarını yok etmek istiyorlar! Bu bölgeyi imara açıp rant yaratmaktan başka hiçbir derdi olmayanların yerinden edecekleri, yok edecekleri köylerde yaşayanlar, leylekler, böcekler, karacalar, lahanalar buranın asıl sahibidir.”

“SESSİZ KALMAYACAĞIZ”

Bu projenin bütün canlılara zarar verecek bir proje olduğunu belirten açıklamada “Biz İstanbullular olarak, bir avuç zengin daha zengin olsun diye, vatandaşın evine el koyulmasına, susuz kalmaya, Marmara Denizi’nin ölü deniz haline gelmesine, hafriyat kamyonlarının zehir saçmasına, oksijen kaynağımız Kuzey Ormanları’nın tamamen yok olmasına ve binlerce yıllık kent belleğinin ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Hangi bahane ile olursa olsun, yürüyüş ve etkinliklerimizin engellenmesine sessiz kalmayacağız.” denildi.

Kanal İstanbul’a karşı mücadele edeceklerini söyleyen Koordinasyon, yurttaşları doğayı, yaşamı korumaya davet etti.

Basın açıklamasının ardından, hafriyat kamyonlarının çarpması sebebiyle hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan söz aldı. Hafriyat kamyonu istemediklerini söyleyen Aslan “Kanal, hafriyat; hafriyat cinayettir.” diye konuştu.  

Aslan’dan sonra söz alan Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu gönüllüsü Rüya Kurtuluş “Bu proje binlerce, tonlarca hafriyat çıkaracak bir proje. O kamyonlar İstanbul’un o bölgesinde günde 10 bin hafriyat kamyonu hareket halinde olacak. Bunun yaratabileceği cinayeti düşünebiliyor musunuz?” diye ifade etti. 

İSTANBUL’UN YEŞİLİ

Basın açıklamasının ardından Doğa İçin Sanat ekibi boyama etkinliği düzenledi. Etkinlikte katılımcılardan İstanbul’da neyi görmek istiyorlarsa panolara onu çizmeleri istendi. Konuştuğumuz Doğa İçin Sanat grubunun sözcüsü Göksel İzeltürk, grup olarak çevrenin ve doğanın rant için katledilmesine karşı olduklarını ve bu amaçla biraraya geldiklerini söylüyor. “Sanatın iyileştirici, birleştirici gücüyle doğanın can suyu olmak istiyoruz” diyen İzeltürk şöyle devam etti: “Önce Saroz’a gittik. Saroz‘daki FSRU limanına karşı eylem yaptık. Orada tabloyu Saroz’un mavisine boyadık. Sonra Bomonti’ye gittik. Bomonti’yi yıkıyorlar biliyorsunuz. Onun için yaptığımız tabloyu Bomonti’nin sarısına boyadık. Şimdi de Kanal İstanbul adına İstanbul’un yeşiline boyadığımız tablonun üzerine hep beraber sanatçı, katılımcı, yoldan geçenler kim isterse bir fırça atsın. Yeter ki doğayı sevsin, sanatı sevsin.”

Eylem boyama etkinliğinin ardından son buldu. 


ARŞİV