Depremin ne zaman olacağını tam kestiremesek de hazırlıklı olmak bize fayda sağlar. Deprem çantası hazırlamak gibi pratik önlemler kadar psikolojik açıdan da kendimizi hazırlamamız şart. Aynı şekilde ebeveynler çocuklarını da depreme karşı bilgilendirmeli, deprem esnasında neler yapılabileceğini anlatmalı. Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi’nde Uzman Psikolog olan Bağış Demirel, depremin diğer doğa olaylarından farkının “yıkıcı etkisi” ve tam olarak ne zaman ortaya çıkacağının bilinmezliği olduğunu söylüyor.
Demirel, bu yıkıcılık ve bilinmezliğin hepimizi geçmiş deneyim, bilgi ve kaygı düzeyimize göre farklı derecede korkuya ve paniğe sürükleyebileceğini veya önlem almaya itebileceğini belirtiyor. Çocukların da ebeveynlerinin kaygı ve bilgi düzeylerine paralel olarak depremi algıladıklarını belirten Demirel, “Tıpkı kontrolün elimizde olmadığı olağan dışı bir durum karşısında, gözlerimizin yetkili bir kişiye çevrilmesi gibi... Basit bir örnek vermek gerekirse; uçak seyahatinde beklenmedik bir sarsıntı yaşadığımızda, kabin görevlisinin rahatlığına ya da telaşına bakarak durumu değerlendiririz. Çocuklar da aynı şekilde onlar için en yetkin kişi olan ebeveynin gözlerinden, tepkisinden etkilenerek duygulanım ve davranışta bulunurlar. Bu etkiyi dikkate alarak, ebeveynin çocuğuna yaşadığımız coğrafya ve riskleri göz önünde bulundurarak deprem hakkında basit, anlayabileceği kelimelerle, onu dehşete düşürecek veya umursamayacak kadar inkar edecek şekilde değil sakin bir üslupla bilgilendirmesi faydalı olur.”
Demirel, ebeveynin yetkin ve güvenilirlduğunu hissettirebilmesinin çocuğun deprem ve buna benzer tehlike anlarında paniğe kapılmadan ve etkin şekilde kendini koruyabilmesini, bununla mücadele edebilmesini sağladığını söylüyor.
“HİSLER YOK SAYILMAMALI”
Ruhsal olarak hazırlıklı olmanın yaşanan olumsuzluklarla daha kolay baş edilmesini sağlayacağını belirten Demirel, çocukla birlikte uygulamak üzere bir plan, tatbikat yapmanın önemli olduğunu ifade ediyor. Demirel “Örneğin evde ya da okulda deprem anında durulması gereken yeri belirlemek, dışarıda ise aile bireyleriyle buluşmak üzere bir yer belirlemek çocuklardaki belirsizlik ve kaygı hissini azaltmaya yardımcı olacaktır.” diyor.
Depremi yaşayan çocukların etkilenmesinin, korkmasının ve endişelenmesinin normal olduğunu belirten Demirel şöyle anlatıyor: “Dikkat edilmesi gereken en önemli husus çocuğun hislerini yok saymamak, durumu geçiştirmemektir. Kaygı ve korku hissetmesinin normal olduğunu, biz büyüklerin de benzer şeyler hissettiğimiz vurgulanarak, alınan önlemler ve tekrar yaşanması durumunda nasıl davranılacağı ile ilgili planlamadan bahsederek çocuğun güvende olduğunun hissettirilmesi gerekir. Hissettiklerini rahatça paylaşabilen, soruları yanıtlanan bir çocuğun kaygısı zaman içerisinde azalacaktır. Önemli olan çocuğun bu olumsuz hisleri konusunda yalnız ve çaresiz olmadığını ona anlatabilmektir. Eğer deprem sonucunda bir kayıp yaşamış, travmanın etkisinden kurtulamamış bir çocuk varsa ve yakınlarının tüm destek ve çabalarına rağmen bu durumla baş edemiyorsa uzman desteği almak faydalı olacaktır.”