Teyit.org’un “İntihar Dosyası”ndan aldığımız TÜİK verilerine göre 2002 yılından bu yana 50 bine yakın kişi intihar etti. İntihar nedenlerinin büyük bir kısmı ise istatistiklere “bilinmeyen” olarak geçti. İstatistiklerde en yaygın neden “hastalık” olarak geçiyor, hastalığı da “aile geçimsizliği” ve “geçim zorluğu” takip ediyor. İntiharın nedenlerinin neler olabileceğini Kadıköylü Klinik Psikolog ve yazar Özlem Akkel ile konuştuk.
Özlem Akkel istatistiklere bakıldığında intihar oranlarında artış olduğunu ve bu olguyu yorumlamayı etkileyen çok faktör olduğunu ifade ediyor. İntiharın insan yaşamının sürdüğü tüm zamanlarda var olan bir gerçeklik olduğunu belirten Akkel “Yaşamla bağ kurabilmemiz için en önemli etkenlerin başında aile ilişkileri, sosyal çevre, destek alınabilecek bir ağın bulunması geliyor. Gerek kendisi gerekse çevresiyle ilişkilerinde uzun süre zorlayıcı yaşantıları olan kişiler için risk artabilir. Bunun yanı sıra maddi kayıplar, fiziksel kayıplar, hastalıklar, ülke veya küresel boyutta krizler, savaşlar önemli bir yere sahiptir. Tüm bunların yanında kişinin ruhsal durumu, benlik bütünlüğü, yaşantısında anlam yüklediği bir alan bulunması intihar girişimi ve sonuçlanmasını etkileyen diğer faktörler arasında ön sırada gelmektedir.” diyor.
İntihar vakalarının bazı dönemlerde artış gösterebildiğini belirten Akkel “Geçtiğimiz yıl peş peşe aile intiharları olmuştu hatırlarsanız. İçinde yaşanılan coğrafyada büyük ekonomik zorluklar, savaşlar, hastalıklar ile birlikte intihar artış gösterirken refah düzeyinin arttığı, sosyal destek ve yaşantıya önem verilen coğrafyalarda azaldığı görülmektedir. Özkıyım aynı zamanda öğrenilen bir davranış örüntüsü olması sebebiyle bazı ailelerde çıkış yolu olarak benimsenir. Bunun yanında yazılı ve görsel medyada sansürsüzce verilen intihar süreçleri ve yöntemlerine ilişkin bilgiler kişilere bir seçenek olarak yol gösterici olabilmektedir.” diye ifade ediyor.
NE YAPILABİLİR?
Akkel “İntihar önlenebilir” demenin çok iddialı bir cümle olduğu görüşünde. Öncelikle politik düzeyde önlemlerin alınması gerektiğini belirten Akkel, intihar edecek kişinin yakınlarının bazı belirleyici faktörleri fark ederek erken müdahale şansının yükseltilebileceğini söylüyor. Akkel şöyle devam ediyor: “Öncelikle konuyla ilgili tehditlerin ciddiye alınması, kişi ölmek istediğine dair herhangi bir bildirimde bulunuyorsa bunu örtbas etmek yerine açmaya, konuşmaya çalışmak durumu daha fazla kötüleştirmeyecektir. Özellikle sınırlı bir zaman dilimi içerisinde kişinin davranışlarında, ilişkilerinde, söylemlerinde dikkat çeken rahatsız edici içerikler varsa mutlaka önemsenip yardım alınması girişiminde bulunulabilir. Onu önemsediğini ve desteklemek için yanında olduğunu belirtmek; yargılamadan, samimi bir şekilde onu dinlemek, yalnız bırakmamak ve profesyonel bir yardım alması için yönlendirmek çok büyük katkılar sağlayacaktır”
İnsanların çoğunun aklından ölümle ilgili düşünceler geçtiğini belirten Akkel, ölme isteğiyle somut adım atmanın ise farklı bir süreç olduğunu dile getiriyor. Akkel “Aklından yoğun olarak bu tür düşünceler geçtiğini fark eden kişi eyleme geçmeden önce bu isteğin ve içinde bulunduğu koşulların geçici olduğunu, zorlu koşullarda algısının bozulabileceğini ve yaşama devam etmeye ilişkin çözüm yolları üretemeyeceği bir aşamaya geldiğini kendine hatırlatmalıdır. Aynı şekilde travmatik bir yaşantıya maruz kalmış kişiler de yakınında güvendiği, tanıdığı kişilerden düşünceleri ve hissettikleri ile ilgili yardım isteyebilir, açılabilir. Tabii ki en önemlisi vakit kaybetmeden bir uzman desteğine başvurması ve içinde bulunduğu zorlu süreci yeniden anlamlandırması için yardım almasıdır. Kendine zarar vereceği ortamlardan, kişilerden, alkol ve madde kullanımından uzak durmalıdır.” diyor.
Bu noktada intihar etmeyi düşünen kişilerin yakınlarının da yapabileceği bazı şeyler var. Akkel şunları söylüyor: “Ona inanması, konuşmaları ile dalga geçmemesi, ciddiye alması, bu süreçte onun yanında olduğunu belirtmesi, ona eşlik edebilmesi kişinin intihara yöneliminde büyük fark yaratacaktır. Ona uygun tedavi yöntemlerini birlikte araştırmak, sabırla yaklaşmak, sosyal aktivitelere katılması yönünde desteklemek, intihar konuşmaları yaptığında bunu terapistine ve doktoruna bildirmek önemlidir.”
DESTEK ALMAK ÖNEMLİ
Akkel, intihar girişimlerinin bazen yardım arama çığlığı olabileceğini ifade ediyor. Bu sebeple kişilerin canına kastedeceğini düşündüren her çağrının dikkate alınması gerektiğini ifade ediyor. Akkel, “İnsanı anlamak için baktığımız gibi intiharı anlamak için de biyopsikososyal olarak bütünsel nedenlere göz atmak gerekiyor. İntihar girişimlerinin önüne geçmek için kişisel ve toplumsal olarak yapabileceğimiz şeyler arasında en önemlisi kişiyi eksik ve fazla yönleriyle yaşama devam etmesini desteklemek olacaktır.” Dışlamanın, damgalamanın, aşağılamanın ve yalnızlaştırmanın kişinin ego gücünü zayıflattığını söyleyen Akkel, bulunduğu zor koşullarda kişiye başka şansı kalmadığını düşündürebileceğini ifade ediyor.
Akkel intihar düşüncesinde olan veya olmayan kişilere şu öneride bulunuyor: “Yaşamdan keyif alabilmek, var olduğunu hissedebilmek için bir şeylere dahil olun demek istiyorum. Bir yerlerden güçlü bir bağ kurduğunuzda, kendinize ait bir anlam dünyası oluşturduğunuzda güçlü bir benlikle yola devam edebilirsiniz. Yalnız kalmayı ve sorunların içinde boğulmayı seçmek yerine ulaşabileceğiniz en yakın uzmandan destek talebinde bulunmak da içinde bulunduğunuz ruh halinden iyileşme dönemine geçmenize ve olayları farklı değerlendirmenize yardımcı olacaktır”
Akkel, belediyelerin bünyesinde bulunan psikolojik danışma merkezlerinden, devlet hastanelerinin psikiyatri kliniklerinden ve öğrenciler için bulunduğu üniversitenin medikososyal biriminden ücretsiz destek talep edilebileceğini ifade ediyor.