Doğada yeni bir rota: Avantür Kitap

Doğayı keşfetmek, yaşadığımız metropol hayatında pek kolay olmuyor. Avantür Kitap ise doğada yapabileceğimiz pratik bilgileri okuyucuya sunuyor

14 Ekim 2020 - 14:25

Kitap denildiği zaman aklınıza karton kapak veya kalın ciltli kitaplar geliyorsa, Avantür Kitap’ın “katlamalı kılavuzlarını” incelemenizde fayda var.  İşin içine doğa girince, pratiklik ve dayanıklılık vazgeçilmez oluyor. Avantür Kitap da doğadayken ihtiyaç duyacağımız pratik bilgileri kılavuz halinde sunuyor. Kah yenebilen yabani meyveleri öğreniyor kah ise otları keşfe çıkıyoruz. Daha önce Edisyon Evi ve Edisyon Kitap’ı kuran ekip bu sefer salgın günlerinde farklı bir yayıncılık anlayışını hayata geçirdi. Kadıköy’de açılan Avantür Kitap ekibinden Necati Balbay ve Ferhat Uludere ile sohbet ettik. 

Öncelikle şunu sorayım, outdoor yayıncılık nedir?

Necati Balbay: Outdoor kelimesi genel kullanımda dışarıda/doğada yapılan sporları tanımlıyor. İlk kitapçıklarımız, outdoor aktiviteler yaparken ya da daha genel ifade edersek kırda, dağda veya ormanda dolaşırken, kamp yaparken ihtiyaç duyulan pratik bilgileri vermek için tasarlandı. Yolda olan kişinin yanında hem ağırlık hem de bilgi olarak fazla yük olmaması için de bu amaca uygun tasarlandılar. Sonuçta da doğada pratik kullanıma, biraz da entelektüel ilgiye hitap edeceğini düşündüğümüz bu katlamalı kılavuzlar ortaya çıktı. Böylece dizinin ismi de Avantür Yolda olarak kendiliğinden belirlenmiş oldu. Ve şu anda yayımlanmayı bekleyen daha birçok rehber kitapçığımız hazır. Uzun süre devam etmeyi istediğimiz bir dizi olacak Avantür Yolda. Outdoor yayıncılık ifadesi doğa aktiviteleriyle ilgili kitaplar yayımlamak olarak rotasını çizse de Avantür olarak daha fazlasını yapmak istiyoruz. 

Avantür Kitap’ı hayata geçirme nedenleriniz nelerdi? 

Necati Balbay: Özellikle hepimize sarsıcı gelen son salgın sürecinin iyice görünür kıldığı bir şey var: Çevremizle, dünyamızla, diğer canlılarla ilişkilerimizde yeni farkında olduğumuz arızi durumlarımız var. Yaklaşık iki yıldır Avantür üzerine çalışıyorduk. Salgın süreci de ne kadar doğru yolda olduğumuzu bize hatırlattı. İlk kitapçıklarımızdan sadece dar anlamıyla outdoorla ilgili kitaplar yayımlayacağımız anlamı da çıkmasın. Biz “outdoor”un anlamını “doğa”yla ilgili ve doğanın bir parçası olması gereken “insan”la ilgili olacak şekilde genişletmek istiyoruz. Avantür’ün yayın programı için buna uygun bir çalışma yaptık. Başlangıç noktamızı “doğa” olarak belirleyip, geniş anlamıyla tarımdan sağlığa, spordan eğitime, edebiyattan felsefeye ve bunlarla bağlantılı birçok alanda kitaplar, kitapçıklar yayımlamak istiyoruz. Yani insanların doğa içinde yolda kalarak maceralar yaşamasını diliyoruz. Avantür kelimesi de birçok Latin dilinde aynı ortak kökten geliyor. Genel anlamı, macera.    

TEKNİK VE PRATİK KILAVUZLAR

Çıkardığınız kılavuzların konuları, doğada epey işe yarayacak türden. Ben daha önce bu konularda yayın pek görmedim. Aslında yayın hayatında bir eksikliği de kapatacak gibi görünüyor. Siz ne dersiniz?

Necati Balbay: Biz bunlara “katlamalı kılavuzlar” demeyi daha çok seviyoruz. Benzer örneklerini biçim olarak broşürlerde görebiliyoruz aslında. Biz bu formu yoğun teknik bilgiyle ve doğada pratik kullanıma uygun şekliyle tekrar ürettik. “Teknik bilgi” ve “pratik kullanım”ı özellikle vurgulamak gerek. Çünkü kılavuzları görenler fark etmiştir, yazılan her kelimenin, konulan her noktanın orada anlamlı bir yeri var. Tamamen hedefe odaklanmış bir anlatım tercih edildi. Bir de asıl önemli konu, ağırlıkları ve katlanarak her yere sığmaları tabii. İşte bu nedenle kitap değil de “katlamalı kılavuzlar” demek daha uygun. Hepimizin evinde çok güzel basılmış, hacimli rehber kitaplar vardır. Onlara bakmaktan her zaman büyük haz da alırız. Doğada yürüyüş yapanlar, çanta taşımak zorunda kalanlar çok iyi bilir. O harika baskılı, güzel resimli 500-700 gramlık kitap bir süre sonra kâbusunuz olur ve bir an önce ondan kurtulmak istersiniz. İşte tüm bunlar birleşince, konuları bölerek, sadece o anda ihtiyacımız olan bilgiye odaklanarak, gereksiz sözcük ve resimlerden kaçınarak bu kılavuzlara vardık. İlk dizimiz için de daha çok macera isteyenler için  “Survival” ismini koyduk. Doğada birazcık olsun vakit geçirecek olan herkesin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz ilk başlıklarımızı da “Navigasyon”, “Barınak Ateş Su”, “Yenebilen  Yabani Otlar” ve “Yenebilen Yabani Meyveler” olarak belirledik. Aynı zamanda doğada vakit geçirirken yanımızda kitap olmasını istiyorsak doğanın da kendi koşulları var elbet: En başta da su ve yıpranma… Yola çıkarken üçüncü kriter olarak da katlamalı kılavuzlarımızın “suya ve yıpranmaya dayanıklılığı”nı belirledik. Bunu yaparken de fiyat dengesini korumaya çalıştık. 

 Peki Edisyon Evi’nde neler yapılıyor? Edisyon Evi’nin kurulum sürecini anlatır mısınız?

Ferhat Uludere: Edisyon Evi, Edisyon Kitap bünyesinde kurduğumuz bir atölye programı. 10 yılı aşkın bir zamandır Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde Yaratıcı Yazarlık alanında çalışmalar yapıyorum. Hatta yaklaşık yedi yıldır da Müjdat Gezen Sanat Merkezi Yaratıcı Yazarlık Bölümü’nün başkanlığını sürdürüyorum. Edisyon Evi’ni buradaki deneyim ile geliştirdik. Edisyon Kitap’ın yayıncılık imkanlarını da arkamıza alarak edebiyat atölyeleri düzenleyeceğimiz, yazarlarla okurları bir araya getireceğimiz bir alan yaratmak istedik. Benim düzenlediğim Yaratıcı Yazarlık Atölyesi ve Faruk Duman’ın düzenlediği Öykü Atölyesi ile işe başlamıştık ki salgın kapımıza dayanınca çalışmalarımızı online’a çevirdik. Ama kasım ayıyla birlikte sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak yeniden fiziki anlamda Edisyon Evi’nde bir araya gelmek istiyoruz. Atölyelerimize senaryo ve sinema üzerine çalışmalar da ekleyerek, okurla yazarın bir araya geldiği, sanata dair fikirlerin üretildiği bir yer haline gelmesini hedefliyoruz Edisyon Evi’nin… 

USTA VE ÇIRAKLARI BULUŞTURAN MECRA

Aynı zamanda Edisyon Kitap tarafından çıkarılan Öykü Gazetesi var ve 2011 yılında yayın hayatına veda edip geçen nisan ayında tekrar yayınlanmaya başladı yanlış hatırlamıyorsam. Tekrar yayın hayatına başlatma sebepleriniz nelerdi? 

Ferhat Uludere: Edisyon Evi’ni kurduğumuzda bir dergi çıkarmak ve üretimlerimizi okurlara ulaştırmak istiyorduk. Faruk Duman ile atölye yapmaya başlayınca yeni bir dergi çıkarmak yerine Öykü Gazetesi’ni yeniden yayımlama fikri oldukça cazip gelmişti. Okur tarafından sevilmiş ve beğenilmiş bir dergi olması sebebiyle Öykü Gazetesi’ni eski formatını koruyarak yeniden yayımladık. Öykü Gazetesi yeniden ustalarla çırakları bir araya getiren bir mecra olmaya başladı. 

Genelde konsept öykü olduğu zaman dergi veya fanzin formatında çıkarmayı tercih ediyor yayıncılar. Sizin gazete olarak sürdürmenizin nedenleri neler?

Ferhat Uludere: Öykü Gazetesi’nin şimdiki formatı oluşturulurken gazetenin avantajlarından yararlanmak baz alınmış. Biçimi belirleyen, tek bir sayıda en fazla öykü yayımlama fikri olmuş. Gazete olmasının bu anlamda bir avantajı var. Edisyon Kitap bünyesine geçince biz de Öykü Gazetesi’nde biçimden çok içeriği önemsedik. İnsanlara bir dergi sunmak yerine daha fazla öykü yayımlamak bize avantajlı geldi. Bir sayıda en az yirmi öykü yayımlıyoruz. Bu da aslında bir kitap demek. Hatta içinde daha az öykü olan kitaplar bile var. Gazete olmasının da ayrı bir avantajı olduğunu söylemek mümkün. İçerik olduğu kadar boyut olarak da benzerlerinden ayrılıyor.

Web Sitesi: avanturkitap.com / Instagram: @avanturkitap

   


ARŞİV