Bir senedir Kadıköy’de yaşayan Filistinli Soud Hefawi, Meksikalı müzisyen Yunue Ahmed’in müziğine video klip çekti. Tanışma hikayeleri ise güzel bir tesadüfe dayanıyor. Portatif bir film yapım alanı olan Nine Gates’in kurucusu Soud Hefawi, bir öğleden sonra Bahariye Caddesi’nde yürürken Yunue Ahmed’in müziğini duyduğunu ve çok etkilendiğini ifade ediyor. Hefawi “Öncelikle, müzik ile zaten hep iç içeydim, bir dönem hip hop beatleri ve rap de yaptım. Ayrıca Türkiye’de geçirdiğim süre boyunca da çoğunlukla müzik videoları yaptım. Yunue’nin viyolasını ve arka planda çalan looplarını duydum, gerçekten çok iyi ve ilgi çekiciydi. Ayrıca sokakta loops çalmak da hiç kolay bir şey değil. Müziğini bitirdikten sonra ona birlikte bir müzik videosu çekip çekemeyeceğimizi sordum, bu fikir onun da çok hoşuna gitti” diyor.
Hefawi ile tanışmasının en özel anlardan biri olduğunu ifade eden Yunue Ahmed “Meksika’ya dönmek üzereydim ve yolculuk için biraz daha paraya ihtiyacım vardı. O gün müzik çalmaktan biraz korkmuştum, nedenini bilmiyorum. Neyse ki çalmaya karar verdim” diyor.
Klip ise Ahmed’in Meksika’ya dönmesinden birkaç saat önce çekilmiş. Yunue Ahmed o günü şöyle anlatıyor: “Videoyu gün doğumunda çekmek istedik ama kaybolduğum için Soud’un evine biraz geç kaldım. Çok güzel bir sabah ışığıyla yapabildik. Soud’un çatısını çok seviyorum. Orada müzik çalarken ve Soud filmi çekerken gidişimden birkaç saat önceydi, evimden bu kadar uzakta sabah ışıklarıyla bu binalara bakarken çok şaşırdım ve bunun hayatım için çok önemli bir şey olduğunu düşündüm.” Klibin sonundaki remixi Soud Hefawi’nin yaptığını söyleyen Ahmed, Hefawi ile yeni bir rap parçası üzerinde de çalıştıklarını ifade ediyor.
MEKSİKA’DAN KADIKÖY’E MÜZİĞİN YOLCULUĞU
Ahmed, 10 yıldır viyola çalıyor. Kadıköy’e gelişi ise yine müzik aracılığı ile gerçekleşmiş. 2019’un yazında bir arkadaşıyla birlikte “Sonido Astrolab” projesi için bir yolculuğa çıkan Yunue Ahmed’in Almanya’dan sonraki rotası İstanbul oluyor. Ahmed ise bu yolculuğu şöyle anlatıyor: “Müziğimiz ile şansımızı denemek istedik. Planımız hayatta kalmak ve yolculuğumuza devam etmek için sokak müziği yaparak para kazanmaktı. Birçok sebepten ötürü arkadaşımla ben Almanya’ya veda ettik ve ben İstanbul’a doğru yolculuğuma devam ettim. Aslında İstanbul’a ulaşmak benim hayalimdi. Meksikalı arkadaşım Oscar, İstanbul’da yaşıyordu. Beni iki gece misafir edebilirdi. Oscar, Yağız isminde İspanyolca konuşabilen Türk biriyle konuştu. Benim için şaşırtıcı bir şekilde Yağız beni bir ay boyunca ücretsiz bir şekilde misafir etti ve eczanesinde çalışmam için bana iş verdi. Ona minnettarım, şu an çok iyi arkadaşız. Evi ve eczanesi Kadıköy’de. Türkiye insanı için misafirperverliğin çok önemli olduğunu fark ettim.”
PUEBLO DEL JUEZ:KADI KÖYÜ
Çekilen klibin ismi olan “Pueblo del Juez” ise İspanyolca’da “Kadı köyü” anlamına geliyor. Ahmed, Kadıköy’ü çok sevdiği için şarkıya "Kadıköy" adını verdiğini belirtiyor. İstanbul’da bir ay kaldığını ve bu süre boyunca hep Kadıköy’de olmak istediğini belirten Ahmed “Bazı sabahlar Yağız Eczanesi’nde, Medicana Hastanesi’nin önünde müzik çaldım, sonra bir kafeye gittim ve bilgisayarımda müzikler yaptım. Ayrıca Boğaz’ı ne zaman olsa gidebilecek kadar seviyorum.” diyor.
Klibin ismini İspanyolca "Pueblo Del Juez" olarak değiştirdiğini belirten Soud Hefawi de Kadıköy kelimesinin “eyvallah”tan sonra Türkçe’de öğrendiği ilk kelime olduğunu söylüyor. Kuzeni ile vapurdayken kuzeninin kadı ve köy kelimelerini ona açıkladığını belirten Hefawi, “Bundan sonra Türkçeyi daha farklı duymaya başladım. Dili öğrenmek için yeni bir yol açtı benim için. Ayrıca bir yer adı olarak ilginç bir isim.” diyor.
Hefawi’nin havaalanından sonra geldiği ilk durak Kadıköy olmuş. Gelmeden önce Kadıköy’e dair hiçbir bilgisinin olmadığını söyleyen Hefawi, “Bir kuzenim var, kendisi gitarist ve bir süredir Kadıköy’de yaşıyordu, aslında kendisi bir bakıma ilk kez tanıştığım bir kuzenim. Komşu Kafe Kolektif’te buluştuk. Çok güzel, güneşli bir gündü. Deniz masmaviydi ve denizi görmeyi çok özlemiştim, birileri iskelenin yanında çok güzel geleneksel bir müzik çalıyordu, beraber Komşu’da çay içiyorduk ve Kadıköy’ü tanımış olduğuma çok memnun hissediyordum.” diye anlatıyor.
Hefa’lı olan ve Bethlehem’deki bir mülteci kampında büyüyen Hefawi, Türkiye’yi çok sevdiğini ifade ediyor ve şöyle anlatıyor: “Filistin’e dönmek istiyorum, orayı çok seviyorum. Orada büyüdüm, ailem, arkadaşlarım ve amacım orada. Şu an burada, Türkiye’de olma nedenim de gurbette hissetmemek. Burası benim için Filistin’e benziyor; havası, müziği, yemekleri, insanları, birçok şeyi. Tabii ki tamamen benzediğini söylemiyorum ama bu bağı hissediyorum ve bazen Filistin’in başka bir şehrindeymişim gibi hissediyorum. Ayrıca artık burada da ailem gibi hissettiğim arkadaşlarım var.” diyor.
Soud Hefawi, Ahmed’in müziğinde birçok duygunun barındığını ifade ediyor. Hatıralar, aşk, nostalji ve biraz da gerçeğin sonu gelmeyen arayışı ile ilgili olduğunu söyleyen Hefawi bu hislerin sonbahar ile de uyumlu olduğunu söylüyor ve ekliyor “Biz de bu videoyu sonbaharda çektik ve ilk duyduğumda da bana sonbahar hissini vermişti”
Sabah 6.00’da videoyu çekmeye başladıklarını söyleyen Hefawi, bir senaryoya bağlı kalmadıklarını, doğaçlama ilerlediklerini belirtiyor ve ekliyor “Biraz poğaça ve çayla birlikte, arada müzikle ilgili ya da birbirimizi tanımak amacıyla ufak sohbetler ettik. Ta ki bir fikir oturana ve onu uygulayana kadar.”
Videonun çekildiği teras ise, videoda oyuncu olarak yer alan Rojbin Konuk’un bir zamanlar yaşadığı eve ait. Bir sene boyunca o evde yaşadığını ve yaklaşık iki-üç ay önce oradan taşındığını belirten Konuk, çekim günü bir yabancı, misafir olarak orada olduğunu ifade ediyor. Konuk “O gün o terasta olmak çok farklı hissettirmişti, yani tanıdıktı ama ben o terasta artık bambaşka bir kimlikle bulunuyordum, o yüzden teras aynıydı ama aynı zamanda değildi. Ben bu hislerimi Soud ile paylaşmadan önce bana videoda aslında tam olarak benim yukarıda bahsettiğim şeyi çekmek istediğini söyledi. Bir yerde daha önce var olmuş gibi hissetmek ama tamamen farklı bir yerde olmak hissini anlatmak istediğini söylediğinde tüylerim diken diken olmuştu. Çünkü benim hissettiklerim de tam olarak oydu.” diyor.
“Pueblo Del Juez” müziğini buradan veya @ninegates Instagram hesabından dinleyebilirsiniz.