Flört grubundan tanıdığımız müzisyen Ozan Kotra’nın ilk solo albümü Hava Durumu 15 Mayıs’ta dinleyicilerle buluşmuştu. Albümün ilk klibi ise “Hava Güzel Kadıköy’de” parçasıyla 28 Temmuz’da geldi. Bu video klip vasıtasıyla Ozan Kotra ile hem albümünü hem de Kadıköy’ü konuştuk.
“Hava Durumu” ilk solo albümünüz. Bu albümü çıkarma sürecinizi biraz anlatır mısınız?
Flört'ün psikolojik olarak çok yorgun olduğu bir dönemin sonunda bir yıllık ara vermiştik. Bu döneme mecburi tatil diyoruz. Ben de bu boşlukta fırsat bu fırsat diyerek hep yapmak istediğim solo albüm projemi kaydetme kararı verdim. Flört albümlerine girmemiş birkaç şarkı ve yeni yazılmış şarkılardan bir repertuvar oluşturup kaydettim. Sevgili ağabeyim Haluk Levent stüdyoya ziyaretime geldi ve albümü bana yapıyorsun deyip, yapım maliyetlerini ve fazlasını 30 dakika içinde hesabıma gönderdi. Konser vermediğimiz bir dönemde benim için müthiş bir motivasyon oldu ve albümü rahatça bitirdim. Eski dostlarımız Garaj Müzik ve Murat Doğan da mutlulukla albümü çıkardı. Müthiş bir ekiple çalışıyorum.
“APOLİTİKLİK TARZIM OLMADI”
Albümde bazen ülke gündemini hatırlıyor, kendi içimize dönüyoruz bazense umutla doluyor, aşkı hatırlıyoruz. Her daim insana dair bir duygu var parçalarınızda. Siz ne dersiniz?
Ben 80 darbesinde ağır işkenceler görmüş, Atatürkçü, devrimci bir babanın oğluyum. Dolayısıyla çocukluğumdan beri politik bir bakış açısına sahibim. Hani öp beni, tut beni gibi pop şarkıları yazmaktan öte dünya ve ülke siyasetine ait görüşlerimi şarkılarımda hep anlatmaya çalıştım ve çalışıyorum. Apolitiklik hiçbir zaman tarzım olmadı. Kadın cinayetlerinin, siyasi kirliliğin, yolsuzluğun, baskının, doğa talanının bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede susmak aymazlıktır. Diğer yandan insani duyguları da bir şarkı yazarı olarak es geçemem. Aşk, dostluk ilişkileri, gezegenin geçmiş ve geleceğine dair düşüncelerimi de şarkılarımda özenle anlatmaya çalışıyorum. Sanırım şarkı yazarlığındaki en önemli özelliğim hobilerimi, ilgi alanlarımı şarkılarımla birleştirmek. Carl Sagan'ın o müthiş mektubundan "soluk mavi nokta" cümlesini "Ne acayip gezegenmiş, şu mavi nokta" haline getirip, bambaşka bir konuyu ilgi alanımla birleştirip anlatıyorum.
İki yıl önce bir röportajınızda dinleyicilerin Kotra tarzını zamanla daha iyi hissedeceğini söylemiştiniz. Sizce Kotra tarzı bu albümle tam anlamıyla oturdu mu? Nedir Kotra tarzı?
Flört üyelerinin hepsi şarkı yazarı ve doğal olarak ben de bir Flört albümüne en fazla 3-4 şarkı sokabiliyorum. Elbette dinleyicimiz benim rengimi biliyordu ama nihayetinde bir Kotra şarkısı Flört albümüne alındığında, o artık bir Flört şarkısı oluyor. Hava Durumu ise tamamen benim fikirlerimle oluştuğu için daha baskın bir Kotra tarzı çıkıyor. Bence evet, bu albüm tam anlamıyla Kotra tarzı. Yani hayatımdaki tek solo albümüm bile olsa beni hatırlatacak bir sound ve söz yapısının oluştuğunu düşünüyorum. Sorduğum bir soru üstüne Erkin Koray'ın bana verdiği cevabı hiç unutmam: "Müziği kalıpların içine sokamazsın".
Ben de disiplinler arası geçişleri çok seviyorum. Örnek aldığım müzisyenler de hep öyleydi. Lennon&McCartney, Morricone, Erkin Koray, MFÖ gibi. Yine de kendi tarzımın nasıl bir sound olduğuna dinleyici ve tarih karar verecek.
Albümünüz plak şeklinde de çıktı. Yanlış bilmiyorsam Flört albümleri de plak şeklinde çıkıyordu. Artık dijitalleştiğimiz çağda plağın önemi nedir sizin için?
Plak en üst kalitede müzik dinlemenizi sağlıyor. Çünkü tamamen organik bir ses dinliyorsunuz. 2013'te kimse plak basmazken, biz Anadolu Beat albümünü plak olarak bastık ve çok kısa zamanda tükendi. Sevgili Bülent Seyhan abimizin "Ne plağı, plak mı kaldı?" demesine rağmen plağı zorla bastık ve onu bile şaşırttık. Şimdi o albümler tekrar basılacak. 25-30 yıl sonra ilk kez bir müzik grubu tekrar plak soundunu popüler etmişti. Anadolu Beat plağı sektörde plak devrini tekrar başlattı ve pek çok sanatçı ve müzik grubu albümlerini plak olarak basmaya başladı. CD formatı da tükenince, üst düzey dinleyici ve koleksiyonerler elde tutulabilen, kartonetine bakabildiğin ve gerçek ses dinleyebildiğin bu konsepti tekrar sektörde var etti. Dünyada her daim yerini korumuş olan LP formatı artık ülkemizde de popüler bir müzik ürünü haline geldi. Çok da iyi oldu. Ben de analog müzik seven bir sanatçı olarak, Hava Durumu'nu plak konseptinde hazırladım.
“KADIKÖY BİR KÜLTÜR BAŞKENTİ”
Hava Güzel Kadıköy'de parçasında belirtiyorsunuz biraz ama sormak isterim. Kadıköy sizin için ne ifade ediyor? Kadıköy için bir parça yazma fikri nasıl oluştu?
Ben, İstanbul'un en güzel sayfiye kasabalarından biri olan Pendik Burnu olarak bilinen 3 tarafı denizle çevrili bir yarımadada doğup, büyüdüm. Pendik'e has mahalle bitirimliğinin yanı sıra sanatsal anlamda da hayli zengin bir çevrenin içinde yetiştim. Yine de asıl beslenme kaynağımızın mabedi Kadıköy’dü. Çünkü müzik ve tüm güzel sanatların, Türkiye ve hatta Avrupa ölçeğinde en önemli merkezlerinden biridir Kadıköy. Bir anlamda ülkenin medeniyet seviyesinin zirvesidir kanımca. Tarihsel dokusu, sosyal yapısı ve şarkıda da anlattığım pek çok özelliğiyle bir kültür başkentidir. İlk gençlik yıllarımızda Kadıköy'de olmak çok havalıydı. Bugün bile hala sıkı dostlarım olan pek çok insanla, tanışma, buluşma ve üretme merkezimiz oldu. Albümüm bitmiş olmasına rağmen son kertede bu şarkıyı yazdım ve yine baskıya girmeden son anda kaydedip albüme aldım. Bir dinleyicimin fikriyle de tecrübeli yönetmen, sıkı dostum sevgili Gökhan Palas ile videosunu çektik. Kadıköy aşktır.
Parçada Kadıköy'ün sizin için özgürlüğün ve medeniyetin mekanı olduğunu ifade ediyorsunuz. Kadıköy'ün birleştirici bir yer olduğunu da belirtiyorsunuz. Diğer ilçelerden farklı olmasının sebebi nedir Kadıköy'ün?
Bence tarihsel sürecin etkisi büyük. Gayrimüslüm toplulukların evrensel kültüre katkısını da çok hissettiğimiz bir yer. Sanat ve genel kültür anlamında çok zengin. Saymakla bitmez. Sanırım Türkiye'deki en çok resim galerisinin olduğu, Süreyya gibi efsanevi sanat mabedine yuva olan, tiyatro ve konser mekanlarıyla kültürel çeşitliliğe ev sahipliği yapan müthiş bir ilçe. Aynı şeyi kaç ilçe için söyleyebiliriz ki? Yine de halledilmesi gereken sorunları var. Örneğin otobüs duraklarının mutlaka ama mutlaka o güzelim sahil şeridinden kaldırılması şart. Haydarpaşa’dan konservatuvara kadar olan bölgenin keşmekeşliği artık halledilmeli. Başkan müthiş çalışıyor, sürekli takipteyim ve bu sorunu halledeceğine eminim.
“HÜCRELERİNE KADAR YAŞADIK”
Albümünüzün ilk klibini dinleyicilerinizle birlikte çektiniz. Kliptekiler de Kadıköylü müydü?
Flört dinleyicisi bir kardeşim, Boğa'nın yanında şarkıyı söyleyip bana göndermişti ve "Abi nasıl klip olmuş" dedi. Harika bir fikir dedim. Kadıköy'ü dinleyicilerle birlikte anlatma fikri çok iyi geldi. Gökhan Palas'a ne dersin dedim. O da "Galiba hayatımda çekeceğim en zorlu video olacak" dedi. Gerçekten de bir açıdan öyle oldu. Çok yürüdük. Simgesel değer çoktu ve üç dakikalık bir şarkıya sığdırmak zordu. Sağlam bir ön çalışma yaptık. Çok da duyurmadan katılmak isteyen dinleyicilerden bir kast oluşturduk. Duyuru halinde yapamazdım çünkü gereğinden fazla insan olsaydı hangi birini kullanabilirdik ki. Tam dokuz gün sürdü çekimler. Dinleyicilerin yanı sıra bazı yakın dostlarımı da kullandık. Ortaokuldan beri en yakın dostum, maçlara beraber gittiğimiz Olgun'u da Fenerbahçe formasıyla görüyorsunuz mesela. Hatta kardeşim bile var videoda. Bir sokak müzisyeni, bir balıkçı, simitçi ve dinleyici dostlarım. Sırf videoda olmak için Ankara'dan, İzmir'den gelen dinleyici dostlarım oldu. Gerçekten bu dokuz günlük süreçte Kadıköy'ü hücrelerine kadar tekrar yaşadık. Gerçekten çok memnunum videodan. Ayrıca Kadıköylü olmak için Kadıköy'de yaşamak gerektiğine inanmıyorum. Ümraniye'de oturan biri de kendini Kadıköylü hissedebilir.
Sinema, konser, birayla çakırkeyif ve Moda sahilinde hayaller... İstanbul'da bunları yapabileceğimiz yerlerin/bölgelerin gittikçe daraldığını düşünüyor musunuz?
Elbette. Eskiden daha özgür bir ülkeydik ama bu durumlar düzelecek. Biz genç bir cumhuriyetiz. Başımıza gelenler aslında normal karşılanmalı. Yakında her şey daha güzel olacaktır. Biraz daha sabredeceğiz. Ben çok umutluyum. Teknoloji, öğrenme kolaylığı ve iletişimdeki geniş ölçekli gelişmeler, insanlığın zamanla doğruyu bulmasına yardımcı olacaktır.
Yeni yeni normalleştiğimiz bugünlerde Hava Güzel Kadıköy'de parçası insana eski normalimizi hatırlatıyor, umut ve enerji veriyor. Aynı zamanda konsere veya sinemaya gitmek gibi pratiklerimizi özletiyor. Siz ne dersiniz?
Normal şartlarda virüs olayını bir felaket olarak düşünebiliriz ama ben öyle düşünmüyorum. Gezegene verdiğimiz zarar en nihayetinde döndü bize yansıdı. Evimizi temiz tutmadık. Zarar verdik ve vermeye devam ediyoruz. Covid olayı, bunun sonuçlarından sadece biri. Başta bizim sektörümüz olmak üzere tüm iş dünyası ve sosyal yaşam zarar gördü. Normalde mart ayından bugüne en az 30 Flört konseri vermiş olmamız gerekiyordu. Yine de ben bu işe olumlu tarafından bakmak istiyorum. Bu dönemde kişisel gelişimlerimize yüklendik, yalnız kaldık ve düşündük. Ben hiç boş durmadım hatta başımı kaşıyacak vaktim olmadı diyebilirim. Hava Durumu'nu çıkarttım, yıllardır ertelediğim eve bir çalışma stüdyosu kurma fikrimi gerçekleştirdim, yeni Flört albümü için çalıştım, evden dublaj yaptım vs. Yine de en yakın zamanda aşı bulunmasını ve konserlerimize tekrar başlamayı, her şeyin normale dönmesini umuyorum
Parçayı dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.