Kadıköy’ün konuşan duvarları

Kadıköy’ün duvarlarındaki yazıları, çizimleri fotoğraflayan “Kadıköy’ün Katmanları” projesinin kurucularından Ekin Taneri “İstanbul’un her tarafında konuşan duvarlar var ama ben en çok Kadıköy’dekilerin sohbetini seviyorum.” diyor

08 Ocak 2021 - 01:08

Duvarlar bize ne anlatır? Kimi zaman yürürken, kimi zaman beklerken gözümüz duvarlara ilişir. Bu duvarlarda bazen ustaca çizilmiş bir grafiti, bazen amatörce yazılmış bir yazı dikkatimizi çeker. Kadıköy’de, duvarların sıkça konuştuğuna şahit oluruz. 

“Kadıköy’ün Katmanları” projesini yapan ekip de, Kadıköy’ün duvarlarını, murallarını fotoğraflıyor ve sosyal medyada paylaşıyor. Projenin kurucularından Ekin Taneri bu yolculuğu şöyle anlatıyor: “Kadıköy’ün Katmanları” projesi, birlikte çalışmaktan çok mutlu olduğum bir ekiple sohbet ederken, beyin fırtınası yaparken ortaya çıktı. İş yerimiz Kadıköy’deydi ve hepimiz semti çok seviyorduk. Herkes bir tarafını besledi bu fikrin aslında. Ben Kadıköy’ün hafızası dedim, bir başkası duvarlar dedi, diğeri bunu bir Instagram hesabına çevirelim dedi. Böyle kolektif ve eğlenceli bir sohbetin sonunda doğdu “Kadıköy’ün Katmanları”. Aklımızda bir tür görsel günlük tutmak vardı. Duvarlara çiziktirilen anların peşine düştük. En ufak cümleden kocaman murallara kadar her şey rengarenk bir katman yaratıyor Kadıköy’de. Biz de bu katmanları tek tek açmak ve uzaktan bakıldığında da birleştirmek istedik.”

Hafızalaştırmanın çok önemli olduğunu belirten Taneri “Şehirlerin hafızasını silmek, tekdüze bir görsel birlik yaratmak için uğraşılıyor. Tek tipleştirme beni sinirlendiriyor ve üzüyor.” diyor. Taneri, pandemiden önce sokakta istediği gibi vakit geçirebildiği için çevreye çok odaklanmadığını ve o süreçte duvarlara bakmaya ihtiyaç duymadığını söylüyor. Sonra hayatın birden dört duvara çevrildiğini belirten Taneri “Sokağa çıkma yasakları, karantina şartları derken benim sokağa bakışım da değişti. Sonra yazılanların, çizilenlerin, grafitilerin kıymetini anladım. Renge ihtiyacımız var. Özgürce konuşmaya ihtiyacımız var ve Kadıköy’ün sokakları bunun için en uygun defter. Boylu boyunca doldurabiliriz onları. Herkesin parmak izi birbirine karışıyor. Bu çok eğlenceli bence.” diye ifade ediyor.  

KADIKÖY’DE BİRİKEN ANILAR

Ancak bugün duvarda gördüğümüz bir yazı, çizim diğer gün silinip gidebiliyor. Taneri “Bu fotoğraflar kaldığı sürece birileri o duvarda yazılanları okuyacak, gülecek, belki üzülecek, kızacak ama hatırlayacak. Hatırlamak önemli bence. Fotoğraf çekmenin güzelliği de burada başlıyor zaten.” diye aktarıyor.

Kadıköy’ün birbirinden farklı bir sürü insanın yaşadığı ve vakit geçirmek için buluştuğu bir yer olduğunu söyleyen Taneri, bu yüzden farklı hislerin ve anların biriktiğini, bunların da duvara yansıdığını söylüyor. Taneri “İstanbul’un her tarafında konuşan duvarlar var ama ben en çok Kadıköy’dekilerin sohbetini seviyorum.” diyor.

FLANEUSE GİBİ GEZMEK...

Kadıköy’ün Katmanları’nın bir diğer adı da “Flaneuse Kadıköy.” Erkek için kullanılan flaneur kelimesini belki duymuşsunuzdur. Flaneuse ise kadınlar için kullanılıyor. İlk olarak edebi tarihimize Baudelaire tarafından sokulmuş, sonrasında ise Walter Benjamin tarafından geliştirilmiştir. Kalabalık ve hızlı sokaklara aldırış etmeden yavaşça gezen ve inceleyendir aslında flaneuse, gözlemleyen ve şehre eleştirel yaklaşandır. 

Kadıköy’ün Katmanları projesi, Kadıköy’ü uzaktan gözlemliyor ve eleştirel bir yaklaşımla ele alıyor. Flaneuse kelimesinin anlamını çok sevdiğini söyleyen Ekin Taneri “Modern kent hayatının bir parçası olması, tüketim toplumunu izlemesi; caddelerde, sokaklarda, kafelerde, pasajlarda ve mağazalardaki kalabalıkları gözlemlemesi ve eleştirel bir yaklaşımla kendi bireyselliğini inşa etmesi bana heyecan verici geliyor. Duvarları, mekanları, sokakları fotoğraflarken bir gözlemci gibi davranıyorum ben de. O mekanla hem bir ilişki var kurduğum hem de aramızda bir mesafe var. Bu şekilde bir denge yakalamaya çalışıyorum. Flâneuse sıfatı da bu verdiğim kararlara çok uyuyor. Sanırım bu yüzden kullanmayı seviyorum.” diyor.

Şehrin hafızasının çok önemli olduğunu; anılarımızın, tarihimizin, acılarımızın, ağrılarımızın o bellekte saklı olduğunu söyleyen Taneri, sözünü şöyle sonlandırıyor: “Bu yüzden hem kendine hem de katmanlarına çok iyi bakmak lazım. Bu noktada Kadıköy’ün Katmanları’nı yapmak için beraber masaya oturduğum, beraber kafa yorduğum herkese çok teşekkür ederim. Lime or Lemon’a özellikle. İyi ki varlar. Umarım daha çok fotoğraf çeker, daha çok anıyı yakalayabilirim. Gri şehirlere karşı yaşasın renkli duvarlar.”

Instagram: @flaneusekadikoy


ARŞİV