Modalı yazarlarla hayata dair…

Moda geçmişten bugüne birçok farklı kültüre ev sahipliği yaptığı gibi birçok sanatçının da üretim alanı oldu. Modalı yazarlar Berken Döner, İzel Rozental ve Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Barış Manço Kültür Merkezi’nde sanata dair bir sohbet gerçekleştirdi

12 Mart 2020 - 13:10

Farklı kültürlerden izler barındıran Moda, geçmişte birçok sanatçıya ev sahipliği yapmış ve yapmaya da devam ediyor. Moda Gönüllüleri iş birliği ile 10 Mart Salı günü Barış Manço Kültür Merkezi’nde “Modalı Yazarlarla Hayata Dair” söyleşisi gerçekleşti. Karikatürist, yazar ve gazeteci İzel Rozental ile karikatürist ve grafik sanatçısı Gürbüz Doğan Ekşioğlu söyleşiye konuşmacı olarak katılırken, yazar Berken Döner söyleşinin moderatörlüğünü yaptı. Karikatüre, sanata ve Modalı olmaya dair birçok konunun konuşulduğu söyleşiye Kadıköylülerin ilgisi yoğundu.

Moda ve sanatçı kelimeleri yan yana geldiğinde konuşulacak çok konunun olduğunu söyleyen Berken Döner bu durumu şöyle açıklıyor: “Malumunuz üzere İstanbul’un her semti kendine özgü başka bir özelliğiyle öne çıkar. Bunlar arasında Moda en kıymetlilerindendir. Sanatçılarıyla ünlüdür. Kadıköy’ün aristokrat semti olarak bilinir ve pek çok sanatçı yaşamak ve üretmek için Moda’yı tercih etmiştir. İlk aklıma gelenler Suat Derviş, Cahit Uçuk, Mina Urgan, Zaven Biberyan, Enis Fosforoğlu, Barış Manço, Melih Cevdet, Arif Damar. Bu insanların eserlerinde de Moda’nın izlerini rahatlıkla görebilirsiniz. Günümüzde de Moda bu özelliğini yitirmedi. Yine pek çok sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Buket Uzuner, Anais Magaryan, İdil Biret, Ayşegül Sarıca Moda’da yaşamaya, üretmeye devam ediyorlar.”

“MODA SEVGİSİ APAYRI”

Konuşmacıların en önemli ortak yanının Modalı olmak olduğunu söyleyen İzel Rozental ise Moda’nın kendine has bir tılsımı, çekiciliği olduğunu dile getiriyor. Özellikle sanatçılar için Moda’nın çekici olduğunu söyleyen Rozental şöyle devam ediyor: “Moda çok kalabalık ama ben Modalı Sevgilim’i kaleme aldığımda yıl 2009’du. Çok geçmedi, 10 yıl geçti. O zaman kişilere sorduğum zaman ‘Gençler gidiyor, Moda’yı terk ediyor’ derlerdi. Hakikaten kendi çocuklarım da Moda’yı terk etti. 10 yıl öncesinden söz ediyorum. ‘Moda yaşlanıyor, ne yapacağız?’ diye bir endişe vardı. Şu anda bakıyorum, sokaklar gençten geçilmiyor. Ne güzel. Pazar günü gençlerle yine Moda hakkında bir toplantı yaptık. Çok hoştu, cıvıl cıvıldı.”

Moda sevgisinin apayrı bir şey olduğunu aktaran Rozental, Moda’nın yerleşik bir kültüre sahip olduğunu belirtiyor. Rozental “Levantenler, İngilizler, Alman profesörler, Ermeni cemaati, Yahudi cemaati yani her toplumdan insanlar buraya gelmiş, yerleşmiş. En çok da sanatçı gelmiş.” diyor.

KARİKATÜRDE MİZAH UNSURU

Karikatüre dair de anekdotlar paylaşan Rozental karikatürün dershanede veya okulda ders alarak öğrenilemeyeceğini ifade ediyor. “Mizahçı olunmaz, doğulur” diyen Rozental şöyle devam ediyor: “Çizginizi geliştirirsiniz, ressam olursunuz, mimar olursunuz, illüstratör olursunuz ama karikatürün içinde bir unsur var ki çok önemli bir unsur: çizgiyle bütünleşen bir mizah unsuru var. Mizah olmadığı andan itibaren o, karikatür olmaktan çıkıyor ve illüstrasyon oluyor.”

Karikatürün önemine değinen Gürbüz Doğan Ekşioğlu da “Karikatürün bilinci ve zekâsı olmasaydı yapmış olduğum illüstrasyonlar veya resim diye yapmış olduğum işlerim bu kadar etkili olmazdı” diye aktarıyor.


ARŞİV