Müzikle bütünleşen dostluklar

Kadıköylü genç müzisyen adayları, uluslararası müzik buluşması ‘’Zelle 12’’ye ikinci kez katılarak, Avrupa’da konserler verdi.

24 Ocak 2018 - 19:42

Avrupa’ya giden Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Orkestrası (ÇSM), bu sene ikinci kez Zelle12 (her iki yılda bir müzisyen gençlerin bir araya geldiği bir organizasyon) projesine katıldı. 21-29 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen projenin bu seneki sloganı “World Talk” idi. 10 dilde 10 pop şarkısından oluşan programın amacı bilinen şarkıları farklı dillerde söyleyerek kültürleri daha iyi anlamak ve yakınlık sağlamak. Bu kapsamda ÇSM’de sanat eğitimi alan, müzisyen adayı gençler, Almanya ve Polonya’da 2 konser verdiler. 12 ila 23 yaş arası, Türkiye, Polonya ve Almaya’dan yaklaşık 50 genç, bir çatı altında aynı orkestrada toplanarak,10 dilde 10 farklı şarkıyı çalıp söylediler.

MÜZİĞİN BÜYÜSÜ…

ÇSM Proje Koordinatörü F. Yeşim Altınay, ‘’Günde 7 saate varan provalar, zamanımızın çoğu müzik okulunda geçtiği için akşamları ertesi gün için yapılan alışverişler, öğlen yemeklerini okulda yapıp yemeler ve uzun sohbetlerimiz müziğin dışında bizleri birbirimize bir kere daha yakınlaştıran duygular oldu. Projenin sunuş konseri 26 Ekim’de Berlin "Zelle 12" konser salonunda gerçekleşti. Gençlerin çok sevdiği başarılı Şef Robert Mat konseri her zamanki gibi profesyonellikle yönetti. İlk konserimiz başarıyla gerçekleşmişti. Konserin ertesi günü bizim için ayarlanan otobüs ile Polonya-Szczcecin’e gittik. İki gün boyunca tüm öğrenciler ve ben bir hostelde kaldık. Gençlerle beraber olmak, yatakhane keyfini yaşamak ve onların sohbetine katılmak bana hem öğrencilik yıllarımı anımsattı hem de öğrencilerimizle daha da yakınlaşmamı sağladı. 28 Ekim akşamı Szczcecin Filarmoni konser salonunda da ikinci güzel konserimizi gerçekleştirdik. ‘İşte müziğin büyüsü’ dedirten bir atmosferde, Almanların seçmiş olduğu Türkçe parçayı tüm seyirciler hep birlikte ayakta söylerken konserimiz son buldu. Müzik dostluğu ile başlayan bu çalışmalar umarız gittikçe katlanarak büyür’’ dedi. ÇSM Sorumlusu Halit Süha Çelikkıran da ‘’6 yıllık merkez sorumluluğu görevim esnasında hem yaş almalarına hem de müzikte ilerlemelerine tanık olma fırsatı elde ettiğiniz öğrencilerin, ki müzisyenlik yolunda büyük adımlarla ilerlemekteler, bağlı bulunduğu kurumu başarılı ve özverili bir şekilde yurtdışında profesyonel bir organizasyonda temsil ediyor olmalarını gözlemlemek güzel bir tecrübeydi. Öğrencilerimiz yalnızca bizi Avrupa'da temsil etmekle kalmadılar aynı zamanda bu bölgede Türkler üzerine edinilen genel algıya olumlu anlamda değerli katkılarda bulundular. 2 yıl sonra yapılacak yeni temalı "Zelle12" organizasyonunu takip etme şansını yakalamayı öğrencilerimizle birlikte bir kez daha katılmayı dört gözle bekliyorum’’ diye konuştu.

MÜZİĞİN ORTAK DİLİ…

Projeye katılan öğrencilerin izlenimleri şöyle;

SIDIKA HÜMAY AYKOL: Almanya ve Polonya’da konser vermek güzel bir tecrübe kazandırdı. Provalarımız sabahtan akşama kadar sürdü ama her bir dakikasına değdi. Provalarda onlar bizlerle, bizler onlarla bilgi alışverişlerinde bulunduk. Son günlere doğru saatlerce keman çaldığımız için çektiğimiz ağrılarımız;konser zamanı sahneye adımımızı attığımız anda seyircilerin alkışları ile ödüllendirildi. 10 parçamız da çok güzel bir şekilde alkışlandı ama aralarında bir parça vardı ki hem Almanya’daki hem Polonya’daki konserlerin ikisinin de kapanış parçası oldu ve diğer 9 parçaya fark atarak en büyük coşkuyu ve alkışı aldı. O parça Türkiye’yi temsil eden Hande Yener’den “Seviyorsun” parçasıydı. Orada edindiğimiz bilgi ve tecrübenin yerini hiçbir şey tutamaz.

ELİF ERGÜL: Almanya'ya konser vermek için gitmek hepimiz için çok iyi bir deneyimdi. Gittiğimiz okulda yeni insanlarla tanıştık, arkadaş olduk. Yeni bir kültür öğrendik. Günde en az 7 saat prova yaptık. Bu provaların bizi keman konusunda daha da hırslandırdığını ve kemana daha da sıkı sarılmamızı sağladığını düşünüyorum.

CEYLİN INCEKARA: Almanya'ya iki sene önce de aynı şekilde ÇSM sayesinde gitmiştim. Onların çalışma disiplinine, oradaki arkadaşlarımıza, hocalarımıza ve ortama aşina olduğumdan bu sefer benim için her şey daha kolay ve keyifli geçti. Orkestradan viyola çalan bir kızın ailesinde kaldım. Hem yabancı dil hem de tecrübe açısından çok güzel ve verimli bir 5-6 gün geçirdim onlarla. Hayatımızda verdiğimiz en güzel iki konseri verdik arkadaşlarımla birlikte. Biri Berlin'de biri de Polonya/Szczecin'de gerçekleşti. Konserde bir Türk parçası da çaldık ve onu çaldıktan sonra şef beni ve arkadaşlarımı ayağa kaldırıp Türk müzisyenler olarak seyircilere takdim etti, çok gururlandığım bir andı. Çok güzel arkadaşlıklar edindim ve anılar biriktirdim bu bir hafta içerisinde. Tüm bunların bir parçası olduğum için çok şanslı hissediyorum.

KAYRA SİMUR: Bu seneki Almanya yolculuğumuzda çok daha bilinçliydik. Almanya'ya gittiğimizde orkestranın ilk gününde yine çok heyecanlıydık çünkü farklı insanlar farklı parçalar ve en önemlisi farklı bir konumuz vardı. Temamız "world talk"tı. Yani parçalarımızın hepsi farklı bir dilde söyleniyordu. Bu bize farklı kültürleri öğretiyor ve aynı zamanda da kişisel gelişimimize de katkıda bulunuyordu. Günde 7-8 saat çalışmamızı gerektiren zorlu bir hafta sonrası konserlerimizi verdik.

ZEYNEP HÜMEYRA KURU: Almanya’da ikinci kez aynı amaçla bulunmak en az ilki kadar heyecan vericiydi. Koroda öğrendiğim yalnızca bir çok dilde şarkı olmadı. Çok güzel arkadaşlıkların eli orada da değdi hayatıma . Önce Almanya’da daha sonra filarmonide çok keyifli konserler verdik. Benim ve arkadaşlarım için çok güzel bir deneyim oldu.

LAL EGE NURAL : Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Orkestrasının Almanya-Berlin ve Polonya Szcecin “World Talk” projesinde konserlere katılan en küçük üyesiydim. 12 yaşındayım. 6 Yaşında Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezinde kemanla tanıştım. Almanya ve Polonya Zelle 12 projesinde keman çalmak,böyle bir etkinliğin üyesi olmak benim için gurur vericiydi. Farklı kültürlere farklı dillere sahip olduğumuz halde müziğin evrensel dilinin bizi birleştirmesi yaşadığım en güzel deneyimlerden biriydi. Hepimiz bir hafta süresince farklı ailelerin evinde konuk olduk. Bu da bizi bu kültürü ve insanları daha yakından tanımamıza vesile oldu. Sanat ruhunun dil, din, ırk ve kültür ayırmadan her insanı kucakladığını bu proje ile görmüş ve yaşamış oldum.

AYÇA DİCLE ERTEK: Almanya’ya giderken yeniden çok heyecanlıydık. Bize verilen parçalarımıza özenle çalışmış ve başarmıştık. Önümüzde kalan bir tek beraber prova yapıp konserimize çıkmaktı. Bu benim projeye ikinci katılışım. Çok şanslıyız ki böyle bir imkan karşımıza çıktı belediyemize çok teşekkür ediyoruz. Çok eğlenceli zamanlar geçirdik yeni arkadaşlarla tanışıp, dilini bilmeseniz de önünüzde ortak bir dil var. Müziğin en güzel yanı da herkes enstrümanını açıp notalarını çıkardığında biz artık bir bütün oluyoruz ve farklılıklarımızı kapının dışında bırakıp ortak payda da buluşuyor. Umarım tekrardan katılma imkanı bulur ve bu deneyimi yaşayabiliriz. 

MELİSA AKBULUT: İki sene önce de Almanya’da konser verdiğimiz için daha tecrübeliydik. Fakat bu sene 10  farklı dilden şarkı çalacak olmamız ve arkadaşlarımızın söyleyecek olması bizi çok etkilemişti. Türkçe şarkıyı çalarken hem gururlanıyor aynı zamanda çok eğleniyorduk. Yalnızca eğlenen biz değildik tabi ki. Prova aralarında yabancı arkadaşlarımız Türkçe şarkımızı mırıldanıyor, konserde alkışlarla salon inliyordu. Günde neredeyse 6 saat süren provalarımız oldu ve üç günün sonunda Almanya’da ve Polonya’da verdiğimiz iki konser, bizim için çok güzel bir deneyim oldu. Güzel arkadaşlıklar kazandık. Umarım Almanyalı ve Polonyalı arkadaşlarımızı burada misafir edip onlarla burada da konser verme şansı yakalarız. 


ARŞİV