Rusya’nın son romantik bestecisi: Sergey Rahmaninov

Yaşamı boyunca pek çok eser üreten Rahmaninov, bestelerinde notaları adeta ilmek ilmek işliyor

23 Ocak 2020 - 08:02

Sergey Rahmaninov, Rusya’da romantik akımın son temsilcilerinden. Modernizmin müzik bestelerinde hâkimiyet kurduğu o yıllarda romantik bestelerini icra etmekten vazgeçmeyen Rahmaninov, kendinden sonraki pek çok besteciye ilham olacak eserler üretiyor.

Yeldeğirmeni Sanat’ta 21 Ocak günü “20. Yüzyılın En Güzel Piyano Eserlerini Yazan Besteci” semineri gerçekleşti. Piyanist ve besteci Hakan Ali Toker, hem Rahmaninov’un hayatına dair önemli bilgiler paylaştı hem de birkaç bestesini izleyiciler için icra etti.

Rahmaninov’un soylu bir aileden geldiğini söyleyen Toker, Rahmaninov’un müziğe yeteneğinin annesi tarafından dört yaşında keşfedildiğini söylüyor. Rahmaninov’un müzik yolculuğunu Toker şöyle anlatıyor: “Ruslar romantik dönemde zirve yapıyorlar. Romantik dönem, milliyetçilik akımlarının da baş gösterdiği bir dönem. Dolayısıyla Ruslar, Avrupalılar için “Ne güzel evrensel bir klasik müzikleri var. Biz de yapalım ama kendi ulusal ekolümüzü  yaratalım” diyorlar ve bestelerini kendi halk şarkılarının yapısına göre düzenliyorlar. Rahmaninov da bu ekolün romantik anlamda son büyük temsilcilerinden. En çok etkilendiği bestecilerden birisi hatta idolü diyebileceğimiz Çaykovski.”

MEZUNİYET ESERİ: ALEKO

Bestecilerin konservatuvardan mezun olurken çeşitli eserler sunmaları gerektiğini söyleyen Toker, Rahmaninov’un mezuniyet eseri olan ‘Aleko’yu 17 gün içerisinde yazdığını ve Alexander Puşkin’in “Çingeneler” adlı yapıtı üzerinden bestelediğini söylüyor. Toker, bu bestenin konservatuarda sadece iki kişiye verilen altın madalya ödülünü aldığını dile getiriyor.

Opera sanatçısı Cumhur Görgün, Aleko’nun hikâyesini şöyle anlatıyor: “Burada modern hayattan, şehirdeki tüm varlıklardan, zenginliğinden feragat etmiş, Çingene bir kadının peşinden gitmiş, dağda yaşayan bir adamın konusu anlatılıyor. Aleko çok ihtiraslı, çok güçlü ve elindeki pek çok şeyi sadece toplumdan uzaklaşabilmek için, ruhunu özgürleştirebilmek için kullanıyor. Aslında orada kendi ruhunun özgürlüğünü arıyor. Tabii ki işler pek istediği gibi gitmiyor. Âşık olduğu kadın Zemfira artık onu sevmediğini, başkasını sevdiğini ve onunla birlikte olmak istemediğini söylüyor. Aleko da bundan yana üzüntüsünü ve aslında kendi iç karanlığını dile getiriyor. Sonrasında hem Zemfira’yı hem de sevgilisini öldürüyor. Opera da o şekilde bitiyor.”

İLHAMI ÇAYKOVSKİ

Aleko eserinin Bolşoy Tiyatrosu’nda sahnelendiğini belirten Toker, Çaykovkski’nin Bolşoy Tiyatrosu’na geldiğini ve Rahmaninov’a takdirlerini sunduğunu söylüyor. Toker “Rahmaninov’un ‘Kaya’ adlı senfonik bir şiiri var. Çaykovski’den Kaya’yı yönetmesini istiyor. Ancak Çaykovski ölüyor. Çaykovski’nin ölmesiyle Rahmaninov ilhamını kaybediyor.” diyor.

Seminerden sonra konuştuğumuz Toker “Rahmaninov, benim kahramanlarımdan birisi. Benimle birlikte pek çok müzisyenin, müzik öğrencisinin kahramanı. Zaten konservatuarlarda onun pek çok eseri zorunlu eserler arasında. Cesur bir sanatçı çünkü yaşadığı dönem, romantizmin ölmekte olduğu, pek çok bestecinin romantizmi terk ettiği bir dönem.” diye anlatıyor.


ARŞİV