Şahintepe halkının gözünden Kanal İstanbul

“Kanalı Beklerken” belgeseli, Şahintepe’de oturan insanların ve uzmanların gözünden Kanal İstanbul projesini inceliyor

27 Kasım 2020 - 00:37

Kanal İstanbul, hayatımıza “çılgın bir proje” olarak girdi. Pek çok kez uzmanlar tarafından tartışıldı, Kanal İstanbul projesinin gerçekleşmemesi gerektiği dile getirildi. “Kanalı Beklerken” belgeseli ise projeyi, Şahintepe’de oturan yani Kanal İstanbul projesini en derinden hissedecek insanların gözünden değerlendiriyor. Şahintepe’de oturan yönetmen Yasin Serindere, belgeselinde bölge halkının hem yaşantılarına hem de Kanal İstanbul’a dair fikirlerine yer veriyor. Kadıköy Belediyesi Sinematek Sinema Evi’nin de partnerleri arasında olduğu Bozcaada Ekolojik Belgesel Günleri’nde belgeselin gösterilmesi vesilesiyle Yasin Serindere ile Kanal İstanbul’a dair konuştuk.

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

25 yaşındayım. Erciyes Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunuyum. İstanbul’da yaşıyorum; şu anda fotoğraf, belgesel ve kısa film çalışmaları yapıyorum. 

Belgeseli çekmeye nasıl karar verdiniz? Süreci biraz anlatır mısınız?

Üniversitenin bitirme projesi kapsamında çekilen bir belgesel Kanalı Beklerken. Esasında plansız gelişen bir proje oldu. Proje toplantılarımızda birçok fikir ortaya atılmıştı. Kısıtlı ekonomik durumumuzu da göz önüne alarak çekmeye değer bir proje arayışındaydık. 

Toplantıların birinde, çocukluğumu geçirdiğim ve hâlâ yaşamakta olduğum Şahintepe’de insanların Kanal İstanbul’dan bahsettiklerini anımsadım. Öncelikle ekip arkadaşlarıma Şahintepe Mahallesi’nden ve mahallenin “Çılgın Proje” olarak adlandırılan Kanal İstanbul ile olan ilişkisinden bahsettim. Arkadaşlarımdan aldığım tepkiler, medyanın gündemiyle paraleldi; Kanal İstanbul projesi ülkenin sıklıkla değişen politik atmosferi içerisinde rafa kalkmış gibi görünüyordu, değerli bir malzeme gibi görünmüyordu arkadaşlarıma. Bense mahalledeki insanlarla olan iletişimimden kaynaklı bu konuyu önemli buluyordum. İnsanların sohbetlerinde mesele Kanal İstanbul’a gelince söyleyecek bir şeyleri oluyordu. Bu nedenle Kanal İstanbul’un Şahintepe halkının gündeminden düşmediğini görmüştüm; bu proje oradaki insanların geleceklerini de belirleyebilecek bir öneme sahipti. Tıpkı güzergâh üzerindeki diğer köy ve mahalleler gibi. 

“YALANCI BİR UMUT”

Şahintepe’deki insanlarda Kanal İstanbul ile bölgenin kalkınacağına dair yalancı bir umut yeşermişti. Filmde de bu umudu görebilirsiniz. Bu umuda “yalancı umut” dememin sebebi ise büyük rant projesinin döndüğü bu bölgede hâlâ insanların tapu sorunu yaşaması ve imar planlarının onların ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmamış olması. Yalancı umutlardan kaynaklanan birçok durumu kendi aile yaşantımdan da gözlemlediğim için belgesel için toplamak istediğimiz malzemeyi görüntüye almakta hiç zorlanmayacağımızı biliyordum… Arkadaşlarım da belgesel konusunu onayladıktan sonra, mahalleyi ekibe tanıttım ve ekim ayında çekimlere başladık. Toplamda 15 gün süren çekimleri, kasım ayı ortalarında bitirdik. Post Prodüksiyon aşaması çok yoğun geçti ve belgeseli 26 Aralık’ta düzenlenen okul gösterimine yetiştirdik. 2020 başından beri de festival süreci devam etmekte.

Bu belgeseli Kanal İstanbul'un konuşulmaya başlandığı ama çok gündemde olmadığı bir süreçte çektiğinizi söylüyorsunuz. Kanal İstanbul güzergahında yaşayan biri olarak o günden bugüne bölgede neler değişti? 

Mahallede geçtiğimiz yıllarda İstanbul’un ilk kalekolu yapıldı; eğitim, sağlık ve altyapı konusundaki eksiklikler ise yıllardır devam etmekte. Filmin hazırlanma sürecinden bu yana olumlu anlamda değişen bir şey yok. Bütün gecekondu mahalleleri gibi Şahintepe de kentsel dönüşüm tehdidi altında. 

Başakşehir Belediyesi halkın tapu sorununu çözme iddiasıyla bir girişimde bulundu fakat hala imar barışı başvurusunda bulunmuş herkes tapularını alabilmiş değil. Aynı şekilde belediyenin ortaya koyduğu imar şartları da bölgedeki insanların sosyo ekonomik koşullarına uygun değil. Belediyenin geçen aylarda ortaya attığı bu imar planı, 300 metrekarelik arsaya ancak 3 katlık bir ev yapılabileceği yönünde bir şart içeriyor. Örneğin 100 metrekarelik 5 katlı bir binada bir dairesi olan kişiye 20 metrekarelik bir alan düşüyor. Yani toplam 15 hanenin biraraya gelip 3 katlı bir binada yaşayabileceği planlanmış – komik doğrusu. Bu insanların bu şekilde bir araya gelmesi mümkün değil, bunu belediye de biliyor. Bu tarz imar planlarının son kertede insanların anlaşamaması sonucunda; “deprem riski nedeniyle” kamulaştırmalara döndüğünü gösteren pratikler de mevcut ülkede. O nedenle çevresini yüksek binalı yeni kentlerin sardığı Şahintepe’de pek olumlu gelişmeler yaşanmadığını söyleyebiliriz. 

OBJEKTİF BİR BAKIŞ

Peki belgeseli bugün çekseniz aynı şekilde çekebilir miydiniz?

Biz çekimlere başladığımızda projenin ön ÇED raporu yayınlanmıştı ve kasım ayı sonu gibi nihai ÇED raporunun yayınlanması bekleniyordu. Medyada çok dile getirilmeyen bu gelişmeler halk nezdinde de gündem haline gelmiyordu. Hatta birçok mahalle sakini “Proje unutuldu, biz de kaldık böyle” yorumlarında bulunmuştu. Çekim sürecinin, politikacıların ve medyanın proje hakkında görüş bildirmediği bir döneme denk gelmesi belgeselde konuşan mahalle sakinlerinin diyaloglarının samimi ve içten olmasını belirlemişti. Bu nedenle birçok insan bize röportaj verme konusunda çekingenlik yaşamadı. Bugün ise tepkilerde daha keskin ayrımlar yaşanacağını düşünüyorum, evinin yıkılacağını ve mahalleden gönderileceğini düşünen insanların arttığı kanaatindeyim. Politik bilinci olan kesim, Ayazma, Sulukule ve Fikirtepe’de yaşanılanlar üzerinden kendi durumunu değerlendirebiliyor. Yani, projeyi aynı şekilde çekerdik ve politik gerilimi daha fazla yansıtırdım çünkü mevzuat çalışmaları da tamamlandı. Medyada daha fazla yankı buldu, bu durumlar filmi daha da politikleştiren nedenler. Şunu da söylemek isterim ki filmde esas aldığım bir ilke vardı; “Seyirciye herhangi bir düşünceyi aşılama, sadece göster. O gösterileni değerlendirmesini bilecektir.” Bugün belgeseli tekrar çekecek olsaydım seyirciye buradaki hayatı görüntülerle daha iyi aktarmaya çalışırdım. Çünkü hakikat görüntüler aracılığıyla daha iyi konuşur. 

Belgesele geri dönüşler nasıldı? Şahintepe halkı izleyebildi mi belgeseli?

Hem okul gösteriminde hocalarımızdan hem de çevremizdeki birçok insandan filmi beğendiklerine dair olumlu eleştiriler aldık. Yurt dışı ve yurt içi olmak üzere birçok değerli festivalde finalist olduk ve gösterim hakkı kazandık. Belgeselde konuşan mahalle sakinlerinden birkaçı dışında hepsi filmi seyretti. Her festival gösteriminde bizden daha çok sevinip paylaşım yaparak belgeseli sahiplendiler. Pandemi dönemine denk gelmesi bizim için şanssızlık oldu. Mahalleliye, halka açık alanlarda filmi gösterme planlarımız vardı, bunu gerçekleştiremedik. Filmi yakın bir zamanda gösterime açıp Şahintepe halkına ulaştırmayı hedefliyoruz.

Belgeseli başka nerelerde izleyebileceğiz? Nerelerde gösterildi?

7-12 Aralık tarihlerinde çevrimiçi yayınlanacak olan “14. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali” programına dahil edildik. 2020 başında başlayan festival yolculuğumuzda, 18. Çevre Film Festivali, 15. İşçi Filmleri Festivali, 10. Sinepark Kısa Film Festivali, Scout Film Festivali, First Time Filmmaker Film Sessions, Lift-Off Global Film Network Sessions, 36. Marmaris Kısa Film Festivali, 2. Sinekültür Üniversitelerarası Film Festivali, Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Film Festivali, 20. Frankfurt Türk Film Festivali, 8. Kayseri Film Festivali, 5. Türk Dünyası Belgesel Film Festivali gibi birçok festivalden gösterim hakkı kazandık veya finalist olduk. 


ARŞİV