Türkiye’nin The Beatles grubu “Mavi Işıklar”

Döneminde gerek sahne performansları, gerek grup içindeki kuralları ile adından epey söz ettiren Mavi Işıklar grubunu aradan geçen 57 yılın ardından tekrar hatırlıyoruz 

13 Ekim 2021 - 21:22

Bir dönemin büyük hayran kitlesine sahip, özgün konser sahneleri ile adından söz ettiren, Türkiye’nin The Beatles grubu Mavi Işıklar, 7 Eylül 1964’te müzik yolculuğuna başladı. İstanbul Erkek Lisesi öğrencisi olan Nejat Toksoy, Metin Yavuzdoğan ve Çetin Yavuzdoğan ikonikleşecek bu grubun temellerini bu tarihte attı. Grubun diğer üyeleri ise Zamir Manisa ve Cihat Günaydın oldu.

1965 yılında ilki gerçekleşen ve Hürriyet Gazetesi tarafından organize edilen Altın Mikrofon Ödülleri müzisyenler için epey önemliydi. Çünkü kazananlar için hem bir plak çıkartılıyor hem de müzisyenlerin bir gazinoda işe girmesi sağlanıyordu. Mavi Işıklar grubu da 1965 yılında Helvacı Helva parçasıyla ikincilik ödülünü aldı. 1966 yılında Çayır Çimen Geze Geze parçasıyla yine ikincilik alan Mavi Işıklar grubu, diğer sene yarışmanın jüri koltuğuna oturdu. Grup adına jüriliği ise Metin Yavuzdoğan üstlendi.

ŞÖHRETE GİDEN YOL: ALTIN MİKROFON

Grubun kuruluş tarihinden itibaren birçok anı ve gazete kupürlerinin yer aldığı iki ciltlik büyük bir arşive sahip olan Çetin Yavuzdoğan ile görüştük. 

Grubun gitaristi Çetin Yavuzdoğan 1965’teki ilk yarışmaya ilişkin anısını şöyle anlattı: “1965 yılında ilk elemelere katıldığımızda küçük bir amplifikatörüm vardı ve ona iki gitar bağlamıştık. Helvacı isimli parçamızı çalarken yarıda amplifikatör acı bir şekilde ötmeye başladı. İki ay çalışarak hazırladığımız şarkıda böyle bir son beklemiyorduk. Düşünebiliyor musunuz, karşımızda Safiye Ayla, Zeki Müren, Sayra Orkan gibi jüri üyeleri var ve amplifikatör bize böyle bir tuzak kuruyor. Bu durumda biz Türkler ne yaparız? Doğru gidip amplifikatöre tekme attım ve inanır mısınız düzeldi. Program sonrası bizim moralimiz bozukken Sayra Orkan geldi ve ‘Çocuklar merak etmeyin, jüri amplifikatörün yaptığı kalleşliği dikkate aldı’ dedi.” 

Yavuzdoğan, Altın Mikrofon yarışması sayesinde şöhret basamaklarını hızla çıktıklarını söylüyor. 

İLGİ ÇEKEN KONSER PERFORMANSLARI

Mavi Işıklar grubunda çeşitli kurallar vardı. Yavuzdoğan’ın anlatımına göre, hem sahnede hem de dışarıda kıyafetlerine çok dikkat ediyorlardı. Üstelik sakallı gezen grup üyesinden belli bir miktar para kesiliyordu. Yavuzdoğan, “Sahnede The Beatles grubunu örnek alıyorduk. Onlar gibi aynı kıyafetler giyiyorduk. Sakallı gezen olursa ondan kestiğimiz sembolik cezayı grup parası olarak ayırıyor ve birikenleri fotoğraf ve kırtasiye malzemesi için harcıyorduk. Mahkeme kararıyla grupta şefliği 3’er ay arayla yapma kararı aldık. Bu tip şeyler başında büyük ses getiriyor ve reklam aracı oluyordu.” diyor.

Mavi Işıklar grubunun konser performansları da o dönemde epey ilgiyle karşılanıyordu. Bir konserde pijamayla sahneye çıktıklarını belirten Yavuzdoğan “Pijamalarla sahneye çıkılmasını içimizden biri teklif etti, teklif kabul gördükten sonra hepimiz bu fikri geliştirip sahneye beş adet yatak ve bir çalar saat koyduk. Saat çaldı ve biz yataklarda çalmaya, Nejat da yorganın altında şarkı söylemeye başladı. Bu sahne şovu ertesi günlerde tam 8 basın organında yer aldı.” diye anlatıyor.

NEJAT TOKSOY İLE 55 YIL

Grubun solisti Nejat Toksoy 2019 yılında hayatını kaybetmişti. Yavuzdoğan, Toksoy ile 55 yıllık arkadaşlıkları olduğunu söylüyor ve Toksoy’la bir anısını anlatıyor: “1968 yılında beraber Londra’ya müzik aletlerimizi yenilemek üzere gittik. Dönüşte trenle Venedik’e geldik. Trenden indiğimizde hamallara para verirsek feribota götürecek motora paramızın kalmayacağını fark ederek müzik aletlerini kendimiz taşımaya karar verdik. Kan ter içinde o heyula aletleri taşırken hamallar halimize acıdı ve bize taşımak için araba verdiler. İzmir feribotuna bindiğimizde derin bir oh çekip cebimizdeki yemek fişleri ile doğru geminin restoranına koşturduk.” 

Grubun görünmeyen üyelerinden biri ise şarkıların sözlerini kaleme alan Yeşim Yavuzdoğan’dı. Yeşim Yavuzdoğan’ın eşi olan Çetin Yavuzdoğan “47 yıllık eşim Yeşim Yavuzdoğan’ı geçen sene kaybettik. Nejat, Yeşim için grubun altıncı elemanı gibi derdi.” diyor.

“Bir değil yüz defa, bin defa iyi ki grubu kurduk” diyen Yavuzdoğan, grubun tüm hayatlarına renk kattığını söylüyor ve ekliyor: “Sahnede hem takdir görüp hem de o yaşlarda iyi para kazanmaktan güzel ne olabilirdi. Ama inanın sahneye çıkanlara para mı alkış mı diye sorsanız, eminim ki büyük çoğunluk alkış diyecektir.”


ARŞİV