60 yaş üstü koronaya karşı nasıl korunuyor?

Korona virüs salgını Türkiye’de de varlığını gösterdi. En riskli grup ise 60 yaş üstü bireyler. 65+ Yaşlı Hakları Derneği, ileri yaştakiler ve yakınları için çeşitli öneriler yayınlarken biz de sokağa çıktık, ileri yaştakilere aldıkları önlemleri sorduk

16 Mart 2020 - 16:37

Fotoğraflar: Görkem DURUSOY

Türkiye’de korona virüsü 11 Mart’ta ilk kez ortaya çıktı. Yayımlanan son resmi rakamlara göre Türkiye’de 18 hasta bulunuyor. Virüsün yayılmaması için ise birçok önlem alınıyor. Ancak bireysel olarak da önlemlerin alınması gerekiyor. Özellikle 60 yaş üstü bireylerde korona virüsü daha ağır seyrediyor. 65+ Yaşlı Hakları Derneği ise daha ileri yaşlardaki bireylere hastalıktan korunmak için çeşitli önlemler almaları uyarısında bulunuyor.

KOAH, astım, hipertansiyon, diyabet, ciddi kalp veya böbrek yetmezliği olan 80 yaş üstü bireylerin kendini karantinaya alması gerektiğini belirten dernek, 60 yaş üstü bireylerin ise kalabalıktan uzak durmaları gerektiğini söylüyor. Ayrıca dernek, düzenli kullanılan ilaçlar var ise en az bir aylık ilaç stoğu yapılması gerektiğini belirtiyor.

Evde muayene olma fırsatı olanlara hemen hastaneye gitmeme önerisinde bulunan dernek önlemlere şöyle devam ediyor: “Nefes darlığınız gelişirse en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Hem kendi sağlığınız, hem de hastalığın yayılmasını önleyerek toplum sağlığını korumak adına ağır hasta olmadığınız sürece evde kalmak en güvenli tedbir olabilir. Ancak nefes darlığı, sık nefes alıp verme, göğüs ağrısı, morarma, kafa karışıklığı gibi bulgular olursa acilen hastaneye başvurun. Hastalanmanız durumunda, bir izolasyon seviyesi elbette gereklidir ama evinizde yalnız beklemeyin, sizi denetleyen ve takip eden birisi mutlaka olsun.”

 “B PLANI YAPIN”

Zorunlu olmadıkça toplu taşıma araçlarına binmemek gerektiğini ifade eden 65+ Yaşlı Hakları Derneği, “Alışverişinizi eve getirtmek için önlem alın. Bunun için, gerekiyorsa ailenizden, komşularınızdan yardım alın. Eve servis hizmeti sunan yerlerden hizmet alıp alamayacağınızı değerlendirin. Hastaneye doktora gitmeniz gerekiyorsa toplu taşıma kullanmayın. Bulaştırıcı olabileceğinizi randevu sırasında bildirin, maske takın.” diyor.

Ayrıca, dernek yaşlı yakınlarına da tavsiyelerde bulunuyor. Yakınların virüs taşıyıcısı olabileceğini belirten dernek, “Yaşlınızla aynı evdeyseniz, olabildiğince evin farklı mekânlarında vakit geçirin, ortak mekânların temizliğine özen gösterin. Yaşlınızla ilgilenen bir bakıcı varsa, onu da bu hastalık ve tedbirler konusunda muhakkak bilgilendirin. Kendisini korumasını sağlayın ve gerekli önlemleri düzenli olarak aldığını kontrol edin. Yaşlılarınıza, bilmiyorlarsa, akıllı telefon gibi teknolojik imkânlardan faydalanmayı, örneğin görüntülü görüşme yapmayı, bazı temel hizmetlere internetten ulaşmayı öğretin. Sizin ya da bakıcının hastalanması durumunda, yaşlınızla kimin ilgileneceği konusunda B planı yapmayı unutmayın.” diye aktarıyor.

SOKAK NE DİYOR?

Biz de Gazete Kadıköy olarak sokağa çıkıp daha ileri yaşlardaki Kadıköylülere ne gibi önlemler aldıklarını sorduk. İşte cevaplar:

Mustafa Tüysüz: Ben camiye gidiyordum, gitmiyorum artık. Askıya aldım, bir müddet için tabii. Önlemlerimiz temizlik. Evden mümkün olduğunca çıkmamaya çalışıyorum. Herhangi bir yere gidip geldiğimde ellerimi devamlı yıkıyorum. Yani temizliğe dikkat ediyorum her yönden. Yediklerime dikkat ediyorum. Sebze, kırmızı et, balık tüketiyorum.

 

İbrahim Özpek: Mümkün olduğu kadar arabalara, toplu taşımalara binmemeye çalışıyorum. Başka bir şey yapmıyorum. Normal hayatıma devam ediyorum. Mümkün olduğu kadar temiz yerlere gidiyorum.

Belma Pişkin: Maske alıyorum, ellerimi yıkıyorum. Erken yatıyorum, komşuya gitmiyorum. Karşı tarafla tokalaşmıyorum, mesafeyi korumaya çalışıyorum.

Zeynel Yüksel: Her konuda temiz olmak gerekiyor. Elleri, ayakları iyice yıkamak gerekiyor. İnsan kendi kendisinin doktoru olmalı. Biz parayla çok uğraştığımız için yanımda sürekli kolonya bulunduruyorum ve olabildiğince sağlıklı gıdalar tüketmeye çalışıyorum.

Ergün Bulut: Ben virüsten önce de ellerimi bol bol yıkardım kazanmış olduğum bu alışkanlığı devam ettiriyorum. Ellerimi kolonya ve dezenfektan ürünler ile temiz tutmaya çalışıyorum. Kalabalık ortamlardan elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyorum. Özellikle toplu taşıma araçlarında çok dikkatli olmak gerekiyor.

Selvi Aktürk: Ellerimi sürekli yıkıyorum, bu zaten bende takıntı olmuş bir durum. Kişisel hijyenime dikkat etmeye çalışıyorum. Kalabalık ortamlardan uzak duruyorum. Yaşımız gereği bağışıklığımız düşük, o bakımdan etkinlik alanlarından uzak duruyorum. Ama bu bir çözüm değil görüyorsunuz şu anda bile cadde çok kalabalık. Açık ortamlarda, steril yerlerde durmalıyız. Mesela öğrencilerimle ders yaparken yarım saatte bir odayı havalandırıyoruz.

Yüksel Soylu: Ben bağışıklık sistemimi güçlü tutmak için sürekli doğal besinler tüketiyorum. Öğrendiğim bilgiye göre 60 yaş üstünde kalp ve solunum yolunu tetikliyormuş. Yediğimiz sebze meyveleri sürekli yıkıyorum. Ellerimi bol sabun ve su ile sürekli yıkıyorum. Raf ömrü uzun olan yiyeceklerden kaçınmak gerekiyor. Psikolojimi diri tutmaya çalışıyorum. İnsan sürekli hastalığı düşünürse daha kötü oluyor. İnsanlarla temasımda daha dikkatli davranıyorum.


ARŞİV