Toplumda dezavantajlı kesimler salgının yarattığı sonuçları daha derinden hissediyor. Kadıköy merkezli Türkiye Görme Engelliler Derneği’nin de üyesi olduğu Türkiye Körler Federasyonu “Covid-19 Pandemisinde Engelli Kadınların Hak İhlalleri” çalışmasını yayınladı. Çalışmada, 225 engelli kadına ve zihinsel engelli bireylerin annelerine ulaşıldı. 1 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında katılımcılarla görüşen federasyon, hem engelli hem de kadın olmanın getirdiği ayrımcılığı gözler önüne seriyor.
Henüz hiçbir ülkeden yeterli verinin toplanmadığını ve engelli kadınların pandemiden ne derece etkilendiğinin tam olarak bilinemediğini belirten federasyon, karşılaşılan ayrımcılıkları şöyle açıklıyor: “Engelli kadınlar pandemi döneminde ev içi iş yükünün artması, işten çıkarma veya ücretsiz izne ayrılarak çalışma hayatından izole edilmesi, çocuk, yaşlı, hasta bakımını üstlenmesi, öz bakım ihtiyaçlarını karşılamakta zorluklar yaşaması, engelliliğe bağlı kullanılması gereken ilaç ve araç-gerece erişememesi, sağlık hizmetlerine erişememesi, yoksulluk, şiddet, psikolojik desteğe ihtiyaç duyması ve bu ihtiyacı karşılamakta zorlanması gibi çok sayıda zorluk ve mağduriyetle karşı karşıya kalmaktadır.”
YÜZDE 70’İ AÇLIK SINIRININ ALTINDA
Çalışma, aynı zamanda yapılan başka çalışmalardan da veriler sunuyor. DİSK’in Nisan 2020’de yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de kadın işsizlik oranı yüzde 16,3 iken engelli kadınlarda bu oran yüzde 31,6. Engelli kadınlar, diğer kadınlara oranla iki kat daha fazla işsiz kalıyor.
Federasyonun yaptığı çalışmadaki bulgulara göre, engel oranı arttıkça engelli kadınların yaşadıkları ayrımcılık daha da artıyor. Yüzde 40-60 engel oranına sahip kadınların işsizlik oranı yüzde 19 iken, yüzde 80-100 engele sahip kadınlarda bu oran yüzde 35. Çalışmaya göre, katılımcı kadınların yüzde 70’i açlık sınırının altında yaşıyor.
İşgücüne katılım oranına bakıldığında ise kadınların çalışma oranı gittikçe düşüyor. TÜİK, yayınladığı 2019 yılı araştırmasında işgücüne katılım oranının erkeklerde yüzde 71,4; kadınlarda ise yüzde 34 olduğunu ortaya koydu. Bu oran engelli erkeklerde yüzde 35,4’e; engelli kadınlarda ise yüzde 12,5’e düşüyor. Yani engelli kadınların yalnızca yüzde 12,5’lik bir kısmı işgücüne dahil olabiliyor.
MASKEDEN DUDAK OKUYAMIYORLAR
Çalışmada, engelli kadınların benzer problemlerle karşılaştığını ancak yaşanan tüm ayrımcılıkların aynı olmadığı belirtiliyor. Örneğin, işitme-konuşma engelli kadınların yüzde 21,4’ü, engelli olmayanların şeffaf maske takmaması sebebiyle iletişim kurmakta zorlandığını belirtiyor.
Federasyonun çalışmasına katılan kadınların yüzde 44’ü salgında sosyalleşme sorunu yaşadıklarını dile getiriyor. Yüzde 27’si hafta sonu ve akşamları da çalışmak durumunda kaldığını belirtirken, yüzde 15’i iş yükünün arttığını ifade ediyor. Birçok engelli kadın, işverenleri tarafından 7/24 ulaşılabilir olmalarının istendiğini söylüyor.
Katılımcı kadınların yüzde 21,8’i kamu kuruluşlarına, yerel yönetimlere, özel şirketlere ve sivil toplum kuruluşlarına destek talebinde bulunduğunu, bu başvuruların ise yüzde 69’unun karşılandığı ifade ediyor. Destek taleplerini karşılamayan kurumların başında ise kamu kurumları geliyor. Kamu kurumları, engelli kadınlardan gelen taleplerin yüzde 40’ını karşılamadı.
Engelli kadınların yüzde 80,9’u salgında sağlıklarından endişe ettiklerini söylerken, yüzde 45,3’ü sağlık hizmetleri ve korona virüsü hakkında yeterince bilgilendirilmediklerini belirtiyor. Bilgi sahibi olanlar ise kendi çabalarıyla bilgilenmeye çalışıyor. Katılımcıların yüzde 35,6’sı pandemi hakkında radyo-televizyon programlarından bilgi alırken, yüzde 23,3’ü internet sitelerinden, yüzde 26,2’si ise sosyal medyadan bilgi alıyor. Ancak çalışma, programlarda ve internet sitelerinde çokça bilgi kirliliğinin olduğunu ve edinilen bilgilerin riskli olduğunun altını çiziyor.
ŞİDDET ARTTI!
Kendisine virüs bulaştığından şüphelenen kadınların yüzde 70’i herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmadığını belirtirken; kadınların bazıları engellilikleri sebebiyle sağlık hizmetlerine erişemediğini ifade ediyor. Engelli kadınların maruz kaldığı şiddet ise salgında arttı. Salgından önce katılımcıların yüzde 33,4’ü şiddete uğradığını söylerken, salgında şiddete uğradığını belirtenlerin oranı yüzde 39,6. Yaşanan şiddetin yüzde 80’i ise hane içinde gerçekleşiyor.
Raporda hak ihlaline maruz kaldığını belirten kadınların yaşadıkları ihlaller şu şekilde sıralanıyor: “İşitme engelli kadınların başka kişilerin şeffaf maske kullanmamasından dolayı iletişim kuramaması; kaldırım ve rampaların erişilebilirliğe uygun olmaması; sosyal yardım alamamak; ev işi yükünün artması; fizik tedavi vb. sağlık hizmetlerine erişememek; sağlık kuruluşunda çalışan engelli kadınların idari izin kullanamaması; işten çıkarılma; zihinsel engelli çocuğunun, oturdukları apartmanın ortak alanlarını kullanmasına apartman sakinlerinin izin vermemesi; özel gereksinimli çocuğunun eğitimden mahrum kalması; ekonomik sıkıntılardan kaynaklı aile içi psikolojik ve fiziksel şiddet görmek; engelli ve kronik hasta olmasına rağmen sağlık çalışanı olarak gece görevi ve filyasyon görevine gönderilmek; şehirler arası seyahat edememek; pandemi hakkındaki bilgilerin erişilebilir olmaması”
HİZMETLER ERİŞİLEBİLİR DEĞİL
Hak ihlaline maruz kalan kadınların yüzde 80’i hak aramak için bir mekanizmaya başvurmadığını belirtirken, bu mekanizmalara başvuran kadınların yüzde 71,6’sı hizmetlerin erişilebilir olmadığını ifade ediyor.
Federasyon, salgının yarattığı mağduriyetlerin azaltılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtiyor. Bu önlemlerden biri acil durum, salgın ve afet mevzuatının engelliler için yeniden düzenlenmesi ve engellilerin bu durumlara hazırlıklı olmasını sağlayacak politikaların yürütülmesi. Ayrıca dezavantajlı kesimlerin maruz kaldığı şiddeti önlemek ve engellilerin erişmekte zorlandığı sağlık, eğitim ve psikolojik hizmetlerin sağlanması için çeşitli uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Raporun tamamını korlerfederasyonu.org.tr sitesinden veya buradan ulaşabilirsiniz.