Tuzla İstanbul Park'ta düzenlenen Formula 1 yarışları nedeniyle piste giden birçok yol kilitlenirken, yarışı izlemek için alana gelen binlerce kişi kilometrelerce mesafeyi yürümek zorunda kaldı.
11-13 Haziran'da düzenlenmesi planlanan ancak COVİD-19’dan dolayı iptal edilen Formula 1 Türkiye Grand Prix'sinin yeni tarihi 10 Ekim olarak açıklanmıştı. Formula 1 CEO’su Stefano Domenicali, "Dünyanın en iyi pistlerinden birinde tekrar olağanüstü bir yarış görmeyi umuyoruz. Bu etkinliğin gerçekleşmesi için gösterdiği kişisel çabalardan dolayı Vural Ak'a ve Intercity İstanbul Park yönetimine teşekkür ediyoruz."demişti.
Formula 1, Türkiye’ye dokuz yılın ardından geçen yıl gelmiş, yarışı kazanan Mercedes pilotu Lewis Hamilton, kariyerindeki yedinci şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu sene de Formula 1’in Türkiye ayağı İstanbul’daki yarışla gerçekleşti.
Yarış için satılan biletlerin tamamı, yarıştan kısa bir süre önce tükendi. Yaklaşık 100 bin kişinin piste gelerek yarışı izlemesi bekleniyordu, öyle de oldu. Fakat bu büyük organizasyon da trafik, ulaşım, seyirciye verilen önemin yetersizliği neredeyse yarışın önüne geçti.
Özellikle trafik ve ulaşımı birinci sıraya yazmak gerek. Ben de Formula 1 yarışını izlemek için bilet alan yarışseverlerden biriydim. 10 Ekim Pazar günü 15.00’da başlayacak yarış için ilk olarak şunu düşünmüştüm: “Erken gideyim, Fanzone’da biraz vakit geçirip öyle girerim yarışa”. Fakat böyle olmadı. 11.00’de Kadıköy’deki evimden metroya indim. Tavşantepe’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kaldırdığı otobüslerle alana hızlı bir şekilde ulaşabilecektim.
11.00’de çıktığım yolda piste ulaştığımda yarış başlamak üzereydi. Tam dört saatim yolda geçmişti. Nedenini daha fazla açıklayayım. Tavşantepe’de metroda indiğimizde yeterli sayıda otobüs vardı. Burada kısa bir sıra bekledikten sonra otobüslere binebildik fakat Tuzla Akfırat’a yaklaştığımızda otobüs bir anda durdu. Çünkü otobüslerin gideceği yol olarak dar sokaklar verilmişti ve piste kendi araçlarıyla ulaşmak isteyenler de trafiği kilitlemiş, trafik tamamen durma noktasına gelmişti. Burada tartışılan bir konu da bu. Sorun, İBB’nin organize ettiği ring seferlerinde veya sayısında değil; Bakanlıklar, Valilik ve İntercity ortaklığındaki organizasyon, ulaşım planındaydı.
DÖRT ŞERİDİN ÜÇÜ KAPATILDI
Otobüsten inip yürüyerek piste ulaşma kararı almıştık çünkü trafik açılacak gibi değildi. Biraz yürüdüğümüzde ise trafiğin nedenini anlamıştık. Kuzey Marmara Otoyolu ile piste giden Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nın kesiştiği yerde polis bekliyordu ve dört şeritli bu yolun üç şeridi kapatılmıştı. Nedenini sorduğumda ise verilen cevap şuydu: İçeriye araçların yığılmasına izin vermemek ve VIP konukların rahatça geçmesini sağlamak için.
HER ŞEY VIP İÇİN
Polisin trafik olmasın diye ve VIP biletli seyirciler rahatça geçebilsin diye aldığı önlem aslında trafiğin baş nedeniydi. Buradan sonra yürüyerek devam etmek zorundaydık ve bu dört kilometrelik mesafeyi, bir saatte yürüyerek aşmak zorunda kaldık.
Organizasyonsuzluk bununla da sınırlı değildi. Bir şekilde koşarak, yürüyerek piste ulaşan yarışseverleri, pist kapısında da izdiham bekliyordu. Binlerce kişinin tribünlere ulaşmak için iki yaya üst geçidini geçmesi gerekiyordu. Başka bir yol yok muydu? Korkunç ama evet yoktu.
TRİBÜNE AÇILAN BİR METRELİK KAPI
Fotoğraflardan da göreceğiniz üzere bu üst geçitlerde gerçek anlamıyla bir izdiham yaşandı ve binlerce kişi son bilet kontrolünün olduğu alana güç bela ulaşmıştı. Sürprizler bitmiyordu ve Gold Açık Tribünü’ne giren, bir metrelik bir kapıyla karşılaştık. Yani yüzlerce kişinin olduğu açık tribüne, X-Ray cihazı konulmuş tek kapıdan giriş verilmişti. Burayı da geçmeyi başarınca kendimizi şanslı saydık ve yarışı izlemeye başladık. Ne güzel ki, dünyada milyonlarca kişinin izlediği Formula 1 Türkiye’deydi!
Merak edenler için ek; yarışın sonunda da aynı durumu yaşadık. Bindiğimiz otobüsler trafik yüzünden kalkmadı, otoparklardaki araçlar pistin yanındaki caddeye çıkabilmek için saatlerce bekledi. Trafik ve ulaşım için hiçbir ek çaba yoktu. Dört saatte buraya ulaşmıştım ve dört saatte eve dönebildim. İki saat süren bu, çok keyif aldığım etkinlik için sekiz saatimi yolda koşarak, terleyerek, tartışarak, sadece bir yarışı izlemek için harcadım.