Futbolda cinsel şiddet nasıl önlenir?

Futbolda Cinsel Şiddet ve Cinsiyet Ayrımcılığı Sempozyumu’nun kitabı çıktı. Kitabın editörlerinden Havva Çiftçi, “Futbolda cinsel şiddetin önlenebilmesi için herkesin sorumluluk alması gerekiyor” diyor

07 Kasım 2018 - 10:40

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği (CŞMD) geçen yıl gerçekleştirdiği, Futbolda Cinsel Şiddet ve Cinsiyet Ayrımcılığı Sempozyumu’nun tartışmalarını kitap olarak okuyucularla buluşturdu. Kitapta, spor ve futbol alanında çalışan akademisyen, avukat, psikolog, gazetecilerin konuşmalarının yanı sıra, sempozyum boyunca futboldaki şiddet ve cinsiyetçi söylemlerin kırılması ve alternatif oluşturulması için gerçekleştirilen atölyelerin çıktılarına da yer verildi. Kitapta yer alan tartışmaları ve futboldaki cinsel şiddet vakalarını kitabın editörlerinden Havva Çiftçi ve Nurgül Özz ile birlikte sempozyumun düzenleyicilerinden Şehlem Kaçar’la konuştuk.

Havva Çiftçi ve Nurgül Özz

GENİŞ KATILIMLI TARTIŞMALAR YAPILDI

Öncelikle kitabın içeriğinden biraz bahsedelim. Aslında bu kitap 2017 yılında yaptığınız sempozyumun derlenmiş hali değil mi?

Havva Çiftçi: Evet, sempozyumdan derledik. Sempozyuma futbol ve sporda cinsel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığının önlenmesi konusunda sorumluluk üstlenmesi ve dönüşüme destek vermesi gerektiğine inandığımız hukukçular, akademisyenler, sporcular, STK’lar, engelliler, BESYO öğrencileri, psikologlar ve aktivistler konuşmacı olarak ya da katılımcı olarak gelmişlerdi. Kitapta, sempozyumda yer alan tüm oturumların konuşmaları, katılımcılarla interaktif olarak gerçekleştirilen atölyelerin içerikleri ve sunumları, sempozyumun forumunda bu alana dair çözüm önerileri ve CŞMD’nin bugüne kadar yürüttüğü davalar ve savunuculuk çalışmaları da mevcut.

Nurgül Özz: Sempozyumla ilgili daha detaylı bilgi için http://futbolherkesicindir.blogspot.com/ adresi de incelenebilir.

Tartışmaların sonunda nasıl bir tablo çıktı ortaya?

Havva Çiftçi: Aslında tüm konuşmalardan ve sempozyumdan çıkan sonuç, futboldaki cinsel şiddetin ve ayrımcılığın toplumda yaşanan koca şiddet sarmalından azade olmadığıydı. CŞMD olarak sempozyum sonunda futbol alanında çalışan insanların ve STK’ların bu alanda birbirleriyle çok fazla işbirliği içerisinde olmadıklarını ve sempozyum düzenlemenin de ne kadar yerinde verilmiş bir karar olduğunu fark etmiştik. Sempozyumun minik de olsa bu işbirliğine kapı araladığı düşünüyoruz. Futbol alanında farklı disiplinleri temsil eden hukuk, medya, taraftar kulüpleri, altyapılar, engelli kulüpleri, akademi, LGBTİ, kadın futbolu ayaklarında var olan sorunların beyanı ve nasıl mücadeleler yürütüldüğü kısmı elbette ki disiplinin kendisine göre farklı dinamikler barındırıyor.

“ŞİDDET NORMALLEŞTİRİLİYOR”

Futbolda şiddet ve cinsiyet ayrımcılığını nasıl tanımlıyorsunuz? Sizin müdahil olduğunu davalar da var çünkü bu konuda.

Şehlem Kaçar: Futbol taraftarlarının ürettiği cinsiyetçi, fobik ve nefret söylemi içeren slogan ve davranışları aslında kitlesel cinsel şiddet üretiyor ve her birimizin gündelik hayatına sirayet ediyor. Sembolik olarak nitelendirebileceğimiz bu davranışların cezasız kalması şiddetle mücadelenin önünü tıkıyor. Örneğin rakip takımın forması giydirilerek bir cansız mankenin taciz edilmesi ve yakılması ile kadınların rahatlıkla aşağılanabileceği, kadın sembolleri ile ‘yenilen ve küçük düşürülen’ herkesin taciz edilebileceği ve bunun masum bir deşarj yöntemi olduğu yönünde bir mesaj veriliyor. Ya da kanlı çarşaf sembollü pankartlar taşıyarak, rıza içeren veya içermeyen cinsel eylemlerle ‘rakibi yenerek cezalandırmanın’ aynı şey olduğu ve kişilerin cinsel şiddet uygulayarak başka kişileri rahatlıkla yenebileceği ve cezalandırabileceği ima ediliyor. Veya ‘17’ye kadar illegal, 17’den sonra legal ‘pankartıyla rakibi yenerek zafer elde etme ile çocuk ve ergenlere yönelik cinsel istismarın benzer şeyler oldukları normalmişçesine tüm topluma sunuluyor. Tüm toplumun sağlığını ilgilendiren bu gibi eylemlerin önlenmesi için derneğimiz suç duyurularında bulunmanın yanı sıra devlet nezdinde ilgili kurumlara da dilekçeler yazarak, kurumlara şiddeti azaltmadaki sorumluluklarını hatırlatıyor.

Futbolda şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı meselesi sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yaşanan bir sorun. Özellikle futbolun bu sorunlarla anılıyor olması bize ne söylüyor?

Nurgül Özz: Aslında farklı spor dallarının altyapılarında gerçekleşen cinsel istismar konusu, özellikle Avrupa’da, son yıllarda üzerinde çalışılan bir konu. Üniversitelerin spor birimlerinin, sivil toplum kurumlarının ve kamunun işbirliği içerisinde geliştirdiği önlemeye yönelik projeler mevcut. Bu da demek oluyor ki aslında genel olarak spor ve cinsel şiddet dünyanın her yerinde bir mesele. Fakat özellikle futbol sporunun öne çıkması, aynı zamanda ürettiği ve normalleştirdiği eylemlerle de ilgili. Düşünsenize bir oğlan çocuğu toplumsallaştırılmış erkeklik rollerini sergilemediğinde; örneğin sert olmadığında, kavga etmediğinde, bağırmadığında ‘maça götürün’ deniyor. Bu herhangi bir maç değil tabii, bu futbol maçı. Çünkü o tribün erkekliğin sahnelendiği ve öğrenildiği bir tribün. Bir çocuğu düzenli olarak maça götürdüğünüzde şiddeti onun için normal bir yaşamsal yaklaşım haline getiriyorsunuz. Yanı kısacası futbol alanı erkekliğin toplumsallaştırılma araçlarının en önemlilerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.

“HERKES SORUMLULUK ALMALI”

Kitabın sonunda sorunların çözümü için kulüplere de çağrı yapıyorsunuz.

Havva Çiftçi: Kulüpler olmadan futboldaki cinsel şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı sorunu çözülemez. Şiddetin üretilmesi ve devamlılığı mevzusunda, kitlesel olarak futbol taraftarları kulüplerden, kulüpler de taraftar kitlelerinden besleniyor ve birbirlerinden güç alıyorlar. Futbol; kulüp başkanından futbolcusuna, hakemine, teknik direktörüne kadar tüm söylemleri ve davranışlarıyla erkekliği ve cinsel şiddeti üretiyor. Var olan bu döngüyü kırmak için ardında büyük taraftar grupları olan futbol kulüplerinin bu döngüyü kırmaya yanaşması gerekiyor.

Nurgül Özz: Kulüpler ve ana akım medya bu alanda çalışan STK’lara danışarak bir yol haritası çizebilir; yeter ki istesinler. LGBTİ+ dostu protokoller oluşturulup kulüpler arasında yaygınlaştırılması sağlanabilir. Kadınların kulüplerin yönetim kadrolarında yer almasının teşvik edilmesi amacıyla, yönetim kadrolarına kadın kotası uygulaması getirilebilir. Yöneticilere, kulüp çalışanlarına, antrenörlere ve sporculara yönelik düzenli farkındalık eğitimleri yürütülebilir. Özellikle altyapılardaki istismar ve zorbalık davranışlarının önlenmesine yönelik çocuk koruma programları oluşturulabilir ki olmaması büyük bir eksiklik. Ayrıca bu sempozyum gibi disiplinler arası daha çok çalışmaya ihtiyacımız var. Spor ve cinsel şiddet bütüncül bakış açısıyla ele alınması ve çözüm noktasında ortak hareketin ihtiyaç duyulduğu bir alan.

Okuyucular kitabı nereden temin edilebilirler?

Nurgül Özz: Derneğin tüm yayınlarının web sitesinden dijital olarak ulaşılabilir olmasına özen gösteriyoruz. Sempozyum kitabı da PDF olarak web sitemizde bulunuyor. Basılı olarak ulaşmak için [email protected] adresine, iletişim bilgilerini ve bu alanla ilişkilerini içeren bir mail atabilirler.


ARŞİV