Karate, silahsız savaş sanatı karate do isminin kısaltması olan Japonca bir terimden geliyor. Karate sporu aynı zamanda silahsız elin sanatı olarak da biliniyor. Kişinin kendisini bedensel ve zihinsel olarak eğitmesi ilkesi üzerine kurulu olan karate, eğitim sistemi sayesinde insanı şiddetten uzaklaştıran, barışçıl duygular beslemesini sağlayan bir disiplin biçimi olarak tanımlanıyor. Bu spora çok küçük yaşlarda gönül veren Kadıköylü Beyza Yozgat ve Yağızer Erson ile savunma sporunun detaylarını konuştuk.
21 yaşındaki genç karate sporcusu Beyza Yozgat, 4 yaşından beri bu sporun içinde. Yozgat nedenini şöyle açıklıyor: “Ailemde anne tarafım altı kız kardeş. Şu anda üç teyzem Kadıköy’de Hakkı Koşar Karate Do spor kulübünde ders veriyor. Ben de onlar sayesinde karate sporuna başladım. Kendimi bir anda bu sporun içerisinde buldum. Benim karakterim karatede oluştu diyebilirim. Çünkü yaptığımız spor aslında spordan daha çok sanattır.”
“ÖZGÜVEN ARTIYOR”
Uluslararası ilk turnuvaya 6 yaşında katıldığını belirten Kadıköylü sporcu , “İlk turnuvamda dördüncülük almayı başardım. Birçok turnuvaya katıldım ve güzel deneyimler kazandım. En son pandemi döneminden önce Euro Asya şampiyonasında Kata alanında üçüncü oldum. Takım arkadaşlarımla Avrupa’da turnuvalara gittik. Orada ikincilikler ve üçüncülükler alarak ülkemizi temsil ettik” diyor ve devam ediyor: “Kondisyonumuzu üst seviyede tutacak belirli periyod çalışmalarımız var fakat karatede en önemli husus doğru nefes kontrolüdür. Odaklanmanın kondisyonu destekleyen önemli bir husus olduğuna inanıyorum. Çünkü dikkatinizin dağıldığı an her şey bitiyor.”
Genç bir kadın olarak karateyi günlük yaşantısında neredeyse hiç kullanmadığını belirten Yozgat, kavga etmeyi sevmediğini de özellikle vurguluyor. Genç sporcu, karateyi günlük yaşamda sadece bir kere kullanmak zorunda kalmış: “Bir kere çalıştığım mekânda uğradığım saldırıda kendimi koruyup karşı tarafa güzel bir tekme atmıştım. O tekmeyi tamamen refleks amacıyla attım.”
Yozgat, bir kadın olarak bu sporun önemini ise şöyle anlatıyor: “Bu sporda ilk başta özgüveninizi kazanırsınız. Özellikle kadınlarımız sokakta yürürken başlarına gelebilecek olası tehlikelerden korktukları için özgüven kaybı yaşayabiliyorlar. Fakat savunma sanatını öğrendikçe ve bir şeyler yapabilmenin farkına vardıkça özgüveniniz artıyor.”
DÜRÜSTLÜĞÜN YOLU: KARATE-DO
Genç karateci Yozgat, günlük çalışmaları hakkında da şu bilgileri veriyor: “Derslere başlamadan önce ısınma esnasında Dojo kun adını verdiğimiz marş tarzı bir şeyler söyleriz. Dojo kun aslında karatenin öğretmeyi temel aldığı kurallardır. Genellikle derslerde karatenin, gücün kontrol edilmesinin bir yolu olduğundan bahsedilir. Bu sebepten Dojo kun kişilik kazanmanın bir yoludur. Karate-do dürüstlüğün yoludur. Özellikle ruhi dengeyi güçlendirmek açısından önemli bir yere sahip. Karate-do özünde tüm insanları saymayı ve sevmeyi öğretmektedir.” Yozgat, “Karate kesinlikle tekme ve yumruktan oluşmaz, bunların ötesinde bir spordur. Derslere girerken kendi kişisel hayatımızı salonun dışında bırakırız. Yani Tatamiye adımımızı attığımızda her şey biter. Hocamızı, bayrağımızı ve arkadaşlarımızı selamladıktan sonra dersimize başlamış oluruz. Kişi, bu sporda önce zihnen kendisini hazırlar. Odaklandıktan sonra tekme, yumruk vb. teknikler çalışılmaya başlanır. Derslerimizin çoğunda meditasyon yaparız. Bunun amacı, orada yapacağımız spora kendimizi hazırlamaktır.” diyor.
“KARATE ŞİDDETE KARŞI BİR SPOR”
Bu sporu yaparken çok fazla zorlanmadığını belirten Beyza Yozgat, “Ben 165 boyunda 50 kilo bir kızım. Bu sebepten dışarıdan bakan insanlar çok rahat bir şekilde zarar görebileceğimi düşünüyorlar. Ama karatede öğrendiğim teknikler bu algıları yıkıyor. Örneğin bir yumruğu atarken ayaktan başlayarak tüm gücümü tek bir yumrukta toplayıp atabiliyorum. Karşı tarafın zayıf noktasını hızlıca çözebiliyorum. Karate kimsenin ben yapamam diyebileceği bir spor değildir. Aksine şu dönemde herkesin yapması gereken bir spordur. Karate aslında şiddete karşı bir spordur. Saldırmaktan ziyade karşı taraftan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı kendinizi koruma amacıyla yapılır” şeklinde konuşuyor.
“AĞIR İDMANLAR BİR ADIM ÖTEYE TAŞIR”
İlkokul yıllarından beri sporun içinde olduğunu belirten 21 yaşındaki Kadıköylü sporcu Yağızer Erson ise şunları anlatıyor: “Spor benim için 8. sınıfa kadar bir hobiydi. Fakat 8. sınıftan sonra profesyonel bir şekil aldı. Bir dönem kick boks ile uğraştım. Kick boks karateye en yakın spor dallarından biridir. Daha sonralarda branşımı karate üzerine kurdum ve bir daha da ayrılmadım. Şu anda sevdiğim iş olan antrenörlük ile uğraşıyorum. Öğrencilerimi yeteneğine, genetik yapısına ve yapabileceği stile göre karate, kick boks gibi seçeneklerden birine yönlendiriyorum. Antrenmanları genelde esnetme ve sıkılaşma üzerine veriyorum. Benim için en önemli husus, öğrencinin o sporda yıpranmasıdır. Çünkü ağır idmanlar her zaman kişiyi bir adım öteye taşır.”
“YERE DAHA SAĞLAM BASIYORSUNUZ”
Karate sporunun teknik bakımdan bazı stillere ayrıldığını söyleyen Erson, “Karetede Shito-ryu, Goju-ryu, Shotokan (yere yakın stil), Kyokushin gibi birçok alan mevcut. Bizim yaptığımız karate daha gelenekseldir ve simgesi kaplandır. Ünlü isimlere baktığımızda hepsi yere yakın dövüş sanatını kullanıyor. Yere yakın olduğunuzda daha avantajlı bir savunma ve saldırı gerçekleştirebilirsiniz. Karatede yere yakın dövüştüğünüz için yere daha sağlam basıyorsunuz. Herhangi bir saldırı anında yer çekimini kullanarak rakibe saldırıyorsunuz. Yer çekimini kullandığınız için vücut kitleyle beraber daha sert darbe atabilme şansı yakalıyor” diyor.
“KARATE YERDEN KALKMAYI ÖĞRETİR”
Yakaladığı başarılar ve hedefleri üzerine konuşan Kadıköylü genç sporcu, karatede 2020 yılında Euro Asya Şampiyonasında üçüncülük almış fakat hedefi dünya şampiyonluğu olsa da korona virüsünden dolayı finaller iptal edilince bu hedef de şimdilik rafa kalkmış.
“Karate sporu kişiye düşmeyi öğretmenin yanında, düştüğü yerden nasıl kalkacağını, düştüğü yerde ne yapması gerektiğini de öğreten bir spordur.” diyen Erson son olarak şunları söylüyor: “Karate sporunda her şeyi hesaplamayı öğreniyorsunuz. Belirli bir noktadan sonra vücudunuz savunmada belirli refleksler kazanıyor. Yürürken daha sağlam basıyor, biri ani tepki verdiğinde ondan hızlıca kaçabiliyorsunuz. Bu durum çoğu sporcuda rutinleşiyor. Karatenin savunma teknikleri olaya ve duruma göre değişebiliyor. Örneğin bıçaklı bir saldırıda ayrı, sopalı bir saldırıda ayrı bir teknik kullanıyorsunuz. Bu refleksleri, hareketleri defalarca tekrar yaparak algılıyorsunuz.”