Sporla değişen hayatlar

Semih Ural, üç yıl önce sağlıklı olmak için başladığı koşu sporunu maratonlara taşıdı. Ural, koşuya başlayanların sakatlanmalara karşı vücutlarını kuvvetli tutmaları gerektiğini söylüyor

20 Ağustos 2019 - 15:26

İstanbul’un koşturmacasında ve keşmekeşinde en büyük sorunlardan biri de hareketsiz kalmak ve spor yapamamak. Bunun sebepleri ise hem spor yapılabilecek açık alanların yeni binaların yapımına tahsis edilmesi hem de yaşam alışkanlıklarımızın hızlıca değişmesi. Ancak bu durumu tersine çevirmeye çalışan ve ne olursa olsun insanları spor yapmaya teşvik eden topluluklar da gün geçtikçe artıyor.  Adım Adım adlı grup da bunlardan biri. Grubun üyelerinden Semih Ural ise İstanbul’da yaşayan ve iş hayatını Kadıköy’de sürdüren biri. 13 yıldır finans sektöründe çalışan Ural, 34 yaşında koşu sporuna başladı ve neredeyse her gün Kadıköy’de koşuyor. Henüz 3 yıl önce koşuya başlayan Ural, şimdiye kadar birçok uluslararası maratona da katılmış. Ural ile hem koşu yapmanın faydalarını hem de koşmak isteyip bunu başaramayanlara vereceği önerileri konuştuk.

“BAKIŞ AÇIMI DEĞİŞTİRDİ”

Koşu sporuna ne zaman başladınız?

Yaklaşık 3 sene önce koşmaya başladım ve “Adım Adım” oluşumu ile tanıştım. Aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olan bu oluşum bana hem sosyal sorumluluk bilinci kazandırdı hem de bu bilince sahip yepyeni bir sosyal ortam sağlayarak iyilik peşinde koşmama vesile oldu. O zamandan beri de artan bir tutkuyla koşmaya devam ediyorum. Önceleri sadece hafta sonları aktivite olsun diye koşuyordum. Bunu takip eden dönemde hafta içine de koşular eklemeye başladım. Şimdi ise koşu hayat tarzım oldu ve yaşama karşı bakış açımı değiştirdi. Bir süredir de bu süreçleri yaşarken edindiğim anıları bir blog haline getirip insanlarla paylaşmaya başladım. Aldığım geri dönüşler de hayatıma kattığım bu sürecin benim için ne kadar doğru bir karar olduğunu her geçen gün yeniden ispat ediyor.

 Şu ana kadar nerelerde koştunuz?

İlk yarışımı Antalya’da düzenlenen Runatolia’da 10 kilometre olarak koştum. Türkiye’de İstanbul Maratonu’nda 15 km, Gelibolu Maratonu’nda 10 km, Bursa Eker Koşusu’nda 14 km, İzmir Wings For Life’da 24 km, Bozcaada Yarı Maratonu’nda 10 km, Dalyan Caretta Run’da 15 km koştum. Yurt dışında ise iki defa Barcelona Yarı Maratonu, bir defa Amsterdam Yarı Maratonu ve Berlin Yarı Maratonu’nda yer aldım. Bu sene de Münih’te yine yarı maraton koşacağım. Ayrıca yol koşularından sonra bu sene patika koşularına da merak saldım ve İznik Ultra Maratonu’nda 35 km parkurunu bitirdim. Yine yıl sonuna kadar Tuz Gölü’nde 20, Kapadokya’da 38  ve Kaz Dağları’nda 35 kilometre parkurlarında boy göstereceğim. Tüm bu koşuların içinde genellikle 10-15-21 kilometre parkurlarını tercih ettim. Gelecek sene ise İstanbul Maratonu’nda 42 kilometre koşmayı ve bunu da daha sonra yurtdışında tekrar etmeyi hedefliyorum.

BİLİNÇLİ OLMAK ŞART

İyi bir koşu için gerekli olan şartlar nedir?

İyi bir koşu için gereken en önemli şart sağlıklı olmak. Bu spora başlayan ve başlamak isteyen kişilere ilk tavsiyem mutlaka sakatlanmalara karşı vücutlarını kuvvetli tutmaları. Daha sonra iyi antrenman yapmak ve kendini geliştirmek tabii ki. Koşu sporu dışarıdan basit gibi gözükse de dizlere çok yük bindirdiği için sakatlanmalara çok açık bir spor. Bu açıdan bilinçsiz bir şekilde koşmamak, mutlaka bir profesyonelden destek almak ya da koşu gruplarına katılmak faydalı olacaktır. Kadıköy başta olmak üzere diğer ilçelerde bir çok koşu grubu var. Bu konuda beni uyaran olmadığı için ilk başlarda yaşadığım sakatlıklar oldu maalesef. Şimdi ise çok daha bilinçli ve sağlıklı koşuyorum. Bunun yanında trafiğe kapalı güzel bir sahil şeridi ya da orman da iyi ve keyifli bir koşu için olmazsa olmaz. Spor ayakkabı seçimi de yine çok önemli bir faktör. Her markanın özellikle koşu için dizayn edilmiş modelleri mevcut. Bunları tercih etmelerini tavsiye ederim.

Koşu yapmaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Spor yapmak, temelinde insanın özgüvenini arttıran bir şey. Koşuya başladıktan sonra ilk olarak kendime karşı güvenim arttı. Sonra aldığım derecelerde iyileşme yaşadıkça kendimle bir yarışa girdim ve o başarma duygusu koşuya olan ilgimi ve bağlılığımı arttırdı. Hem kendime hem de etrafıma karşı olan duruşum da değişti. Örnek vermek gerekirse ilk başladığımda 10 kilometre koşmak bile hayal gelirken şimdi 21 kilometre mesafeyi hiç zorlanmadan koşuyorum. Tabii yarış beraberinde daha disiplinli bir yaşamı zorunlu kılıyor. Artık daha iyi besleniyor ve uyku düzenime çok daha fazla dikkat ediyorum.

“KADIKÖY’DE KOŞMAYI ÇOK SEVİYORUM”

Kadıköy’de koşmanın ayrıcalıkları neler? Kadıköy’de koşmak isteyenlere hangi saatleri ve mekânları önerirsiniz?

Koşmak isteyen insanlar için Kadıköy belki de İstanbul’un en güzel ilçesi. Sabah koşarken insanların size gülümsemeleri, günaydın demeleri çok güzel duygular. Bunu maalesef her yerde yaşayamıyoruz. Bu bakımdan Kadıköy’de koşmayı çok seviyorum. Şu an mevsim yaz olduğu için en ideal zaman sabah güneş doğmadan önce ve akşam güneş battıktan sonra. Diğer saatlerde koşmak özellikle yeni başlayanlar için çok sağlıklı olmayacaktır. Mekan olarak ise tabii ki Caddebostan sahili favorimiz. Günün 24 saati koşan, bisiklet süren birilerini görebilirsiniz. Moda sahili, Göztepe Özgürlük Parkı, Kalamış Parkı da diğer koşulabilecek ideal alanlar benim için. Bunun dışında buralar size yetmiyorsa eğer, koşacağınız parkur hayal gücünüze kalmış. Trafiğin rahat olduğu saatleri tercih ettiğiniz sürece evinizden çıkıp kendi rotanızı kendiniz belirleyebilirsiniz.

Yarışlarda derece elde ettiniz mi?

 Bu sene Belgrad Ormanı’nda düzenlenen Geyik Koşularında kazandığım yaş grubu ikinciliği ilk kürsü derecem ve aldığım en başarılı sonuç oldu. Bu başarı beni motive ettiği için belki ileride yeni güzel derecelerin de önünü açmış olabilir. Kürsü seviyesinde olmasa da geçen sene TOFD koşusunda aldığım genel klasman yedinciliği yine başarılı derecelerimden. 2018 yılında İstanbul Yarı Maratonu 10 kilometre parkurunda aldığım yaş grubu 17.’liği de önemli bir dereceydi. Neticede atlet değilim ve kendim için en sağlıklı ve ideal şekilde koşmaya çalışıyorum. Herkesi de bu bilinçle mutlaka koşu sporuna başlamaya davet ediyorum.


ARŞİV