Tabuları yıkan kadın ragbi oyuncusu

Türkiye'de henüz pek bilinmese de ragbi, Britanya’dan Avrupa’ya yayıldı. Bugün en çok takip edilen spor dallarından biri. Rugby Union”, Rugby League” ve 7’li Ragbi” olmak üzere üç farklı dalda devam eden mücadeleleri milyonlarca kişi izliyor. Ülkemizde ise bu spora gönül vermiş az sayıda insan, bir kültür yaratmaya çalışıyor. Onlardan bir tanesi de Şafak Öztürk… 

16 Nisan 2021 - 11:03

Spora 7 yaşında başlayan Öztürk, Zeytinburnu’nda ragbi ile tanışıyor. Ancak oradaki yetersizliklerin ardından bırakmak zorunda kalıyor. Kadıköy’de ragbi takımının kurulacağını duyunca kadar. Öztürk, sevinerek bu takıma dahil oluyor.  

Şafak Öztürk ile Türkiye ragbi tarihini, kadın sporcuların ragbi oynamasını ve sporun kendisine kattıklarını konuştuk…

- Ragbi ile nasıl tanıştınız?

Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi mezunuyum. 7 yaşımdan beri spor yapıyorum. Güreş ve Ragbi milli sporcusuyum. Birçok Türkiye ve Avrupa derecelerim var.

Ragbiyi ilk 2012 yılında Zeytinburnu’nda tecrübe etmiştim fakat şartlar elverişli değildi o zamanlar, Bu yüzden içimde kalmıştı aslında.

2014 yılında yaklaşık 10 yıl kadar güreş geçmişim varken bir arkadaşımdan Kadıköy’de kadın Ragbi takımı kurulacağı haberini alınca başlamış oldum. Vazgeçemediğim bir tutku oldu.

- Pandemi döneminde takımlarınız neler yaptı, bireysel çalışmalarınızı sürdürebildiniz mi?

Pandemi döneminde sahaların kapanmasıyla beraber bizim antrenman alanımız da kapanmış oldu. Tedbirler azaldığında birkaç antrenman yaptık fakat sonra tekrar kapandı. Bireysel olarak antrenman yapıp güçlü kalmaya çalıştık olduğu kadar.

- Kadının futbol oynaması dahi son 3-5 senede alışılagelmişken siz tabuları yıkarak ragbi oynuyorsunuz, toplumun dönüşleri nasıl oluyor?

Ülkemi çok seviyorum fakat öncelikle kadın olmak çok zor, kadın sporcu olmak daha da zor burada. Kadın voleybolu birçok algıyı yıktı ve birçok kişinin dikkatini çekmeyi başardı. Darısı diğer branşların başına. 

Ragbi dediğimizde çoğunlukla kimse bilmiyor maalesef. Branşı anlatırken Amerikan futbolundan örnek vererek açıklamaya çalışıyoruz fakat Amerikan futbolu ragbiden türeyen bir branş. Bilinirliğimizi arttırmak istiyoruz çünkü ragbi sosyokültürel yapımıza çok uygun.

- Hayatınızda spor öncesi ve sonrası gibi bir çizgi çizebiliyor musunuz?

Hayatımda spor öncesi gibi bir durumu bilmiyorum açıkçası. Kendimi bildim bileli sporun içerisindeyim. Spor için kurtarıcım diyebilirim. Doğulu ve yedi kardeşli bir aileden geliyorum. Hayatımda spor olmasaydı öz farkındanlığıma ulaşmamış olurdum yüksek ihtimalle.

- Kadıköy'de oynamak isteyen arkadaşlar nasıl takımlara dahil olabilir?

Kadın ve erkek takımlarımız var. Pandemi dolayısıyla çocuk antrenmanlarımıza başlayamadık fakat başlamak istiyoruz. Katılmak isteyenler www.kadikoyrugby.com üzerinden yada instagram: @kadikoyladies üzerinden iletişime geçebilirler. Herkesi bekliyoruz :)

- Türkiye'de ragbinin hikayesi aşağı yukarı 20 senelik. Türkiye'nin ragby ile ilişkisini nasıl tanımlıyorsunuz?

Aslında ilk ragbi kulübü 1894 yılında İzmir’de Levanterler tarafından Bornova’da kuruluyor fakat kalıcılığı çok olmuyor. İlk ragbi ligi 1946 yılında kurulmuş. Çok fazla takım yokmuş fakat Fenerbahçe ve Galatasaray gibi takımlar varmış. 1947 yılında Fenerbahçe-Galatasaray maçının galibi 12-0 skorla Fenerbahçe oluyor ve Galatasaray yönetimi skordan memnun kalmayıp ragbi şubesini kapatıyor. Ragbide sayı dediğimiz olay 5 puan yani 2-0 yenilmiş gibi düşünebiliriz. Tahminimizce Galatasaray yönetimi 12-0 skoru futbolla karıştıracak olmuş ki beğenmeyip kapatmışlar branşı. Hal böyle olunca diğer takımlar da yavaş yavaş yok olmuşlar. Ülke ragbisinin geleceği için kara lekedir bence bu olay. Uzun aradan sonra 2000’li yılların başlarında yeniden takımlar kurulmaya ve oynanmaya başlanılmış. Şu an kadın-erkek liglerimiz, milli takımlarımız var. Kadın ve erkek milli takımlarımız Avrupa’da kendi klasmanlarında ikincilik kazandı. Gelişmekte olan bir branş ve umarım hak ettiği değeri görecektir.

- Aynı zamanda da fitness ve beslenme uzmanısınız. Bu dönemde yurttaşlar evlerinde, sokakta neler yapabilir...

Spor dediğimiz şey 3 ana başlıkta inceleniyor ve kesinlikle kişiye ve kişinin amacına göre olmalı. Bunlar: beslenme, dinlenme ve egzersiz. Bunlardan biri eksik olduğunda vücut gelişimi yavaştan alıyor ve ruh sağlığını etkiliyor.

BESLENME: Kişinin sağlık ve hareket durumu göze alınarak hareketsiz bir yaşam sürüyorsa günde iki öğün beslenme yeterli ve dengeli olacaktır. Pandemi dolayısıyla özellikle evden çalışanlar için iki öğün beslenmek biçilmiş kaftan. Aktif yaşam sürenler için ise birincil önerim paketli ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması. En sağlıklısı tabiki ev yemeği. Abur cubur tüketiminin yerine evde yapılan kek, kurabiye vs. kesinlikle daha sağlıklı ve az kalorilidir.

DİNLENME: Dinlenme dediğimiz şey çok uyku değil tabiki yeterli uyku.! Ortalama günlük 8 saatlik bir uyku yeterli oluyor yetişkinlerde. Uyku kalitesini artırmak amacıyla 23:00-24:00 arası saatlerde uyumak,uyumadan 30-60 dk öncesinde herhangi bir ekrana bakmamak,havayı nemlendirmek uyku kalitesini arttırıyor. Ayrıca dinlenmeyi hareketsizlikle karıştırmayın asla. Günlük 30-60 dk arası tempolu bir yürüyüş yaptığınızda vücudunuz aslında sağlıklı bir şekilde dinleniyor.

EGZERSİZ: Pandemi döneminde hareket olsun da ne olursa olsun durumundayız. Gerekirse müzik aç dans et, halay çek, horon oyna dediğim kişiler bile oldu. Spor salonlarına gitmek istemeyenler günlük 30-60 dk arası hafif tempolu bir yürüyüş yapması hem ruh sağlığına hemde beden sağlığına iyi gelecektir.


ARŞİV