Artık söz küçüğün

Çocukların da söz söylemeye hakkı olduğu genelde yetişkinler tarafından göz ardı ediliyor. “Çocukların Bedensel Söz Hakkı Seminerleri” bu algıyı yıkmayı hedefliyor

09 Ocak 2020 - 16:35

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin yürüttüğü Çocukların Bedensel Söz Hakkı Seminerleri, bu sene Kadıköy Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nün işbirliği ile Kadıköy’e taşınıyor. Eğitmen ve aynı zamanda Kadıköy Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nde Klinik Psikolog olan Aysu Sevim ve Hande Olgar ile bu eğitimin önemini konuştuk.

18 yaşına kadar her bireyin çocuk olarak tanımlandığını söyleyen Hande Olgar, “Çocuklar uluslararası sözleşmelerde tanımlanan haklara sahipler. Aslında yetişkinlerin görevleri çocukları korumaktan ziyade, çocukların haklarını korumak. Zaten çocukların hakları korunduğu zaman çocuklar da korunmuş oluyor.” diyor. Seminerlerin, çocukların bedensel söz haklarına dair olacağını belirten Olgar, daha çok cinsel istismar olgusunu konuşacaklarını söylüyor.

“ÇOCUĞUN ‘HAYIR’INI DUYUN”

Çocuklara karşı yapılan sınır aşımını fark etmek ve önlemeye çalışmak gerektiğini söyleyen Aysu Sevim, çocuğa kendi bedeni hakkında algı oluşturmak gerektiğini belirtiyor. Sevim “Mesela bayramlarda ya da bir büyükle karşılaşıldığında çocuklar öpmek istemediklerinde, hemen anne babalar “ayıp ayıp öp” diye itelerler. Nasıl bir yetişkin olarak birinin beni öpmesini istemiyorsam, bir çocuk da aynı şekilde kendi bedenine temas kurulmasını istemeyebilir. O yüzden ebeveynlere çocuğun istemediği herhangi bir şey için zorlamamak gerektiğini, çünkü çocuğun hayır demeyi, onay vermemeyi kendi ailesindeki davranışlardan öğrendiğini ve ileride de bir şeylere daha rahat hayır diyebilmesi için küçükken dediği hayırların duyulması gerektiğini anlatıyoruz.” diyor.

Çocuk istismarı vakalarında çocuğun söylediği şeylere inanmak gerektiğini söyleyen Sevim şöyle anlatıyor: “Çocuklar tanık olmadıkları bir şeyi uydurmak gibi bir beceriye sahip değiller. Öncelikle “kesin uyduruyordur” demeden önce “doğru söylüyordur” diye yaklaşıp buna göre hareket etmek gerekiyor. Çünkü uydurma ihtimali, gerçek olma ihtimalinden çok çok daha küçük bir ihtimal. Önce bunu yaşadığını ifade eden kişiyi dinlemek gerekiyor.”

SU DA KÜÇÜĞÜN, SÖZ DE

Çocukların yetişkinlerden daha pasif olduğu algısının yıkılması gerektiğini söyleyen Sevim, çocuklara alan tanınması ve saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Sevim “Su küçüğün, söz büyüğün” diye bir laf vardır. Aslında “su da küçüğün, söz de küçüğün”. Çocuğun da söz söylemeye hakkı var. Çocukların susuyor, söylemiyor, saklıyor olduğu bir şey yok. Çocuğu iyi izlediğinizde, dinlediğinizde her şekilde kendini ifade ettiğini yetişkinler görebilir. O yüzden de çocuğu değil kendilerini eğitmesi gerekiyor ebeveynlerin.” diyor.

İSTİSMAR VAKALARINDA NE YAPILMALI?

Çocuk istismarı vakalarında neler yapılması gerektiğini Sevim şöyle anlatıyor: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bildirilebilir. Bakanlık, çocuğun ne şartlar altında yaşadığına dair bir inceleme yapıp buna göre karar veriyor. Ama öncelikli olarak şunu bilmek lazım: “Buna dair ihbarda bulunmak hepimizin sorumluluğu. İlla bunu kamu personeli yapacak diye bir şey yok. Böyle bir şüphemiz veya gözlemimiz varsa başvurabilecek pek çok kaynak var: Çocuk İzleme Merkezleri (ÇİM), bakanlık, emniyet. Tüm kamu kuruluşlarından yararlanabilirler. Eğer Kadıköy’de yaşayan vatandaşlar, çocuğun bir problem yaşadığını düşünüyorsa psikolojik destek hizmetimiz var. Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi’mizde uzmanlar, çocuklarla birebir terapi yapıyorlar ya da biz ebeveynlerle görüşmeler yapıyoruz. Belediyenin psikolojik desteğinden de yararlanabilirler.”


ARŞİV