Kadıköy, geçtiğimiz hafta Paralimpik Olimpiyatları’na (Engelli Olimpiyat Oyunları) ve yerelde yapılan engelli müsabakalara katılmış sporcuların yer aldığı fotoğraf sergisine ev sahipliği yaptı. Notus Film kurucuları Ayşegül Selenga Taşkent ve Delizia Flaccavento’nun düzenlediği serginin amacı engelli bireylerin haklarına dikkat çekmek ve yaşamın her alanında farkındalığı arttırmaktı. 2009 yılından beri farklı ülkelerde düzenlenen Paralimpik Olimpiyatları’nı takip eden ve fotoğraflayan İtalyan fotoğrafçı Delizia Flaccavento ile konuştuk. Kendisi de bir sporcu olan Flaccavento, “Spor sadece engelliler için değil, herkes için özgürlüğü, mutluluğu ve gücü sağlayan bir araç.” diyor.
“BAKMALARI BİLE YETER”
Uzun yıllardır İstanbul’da yaşadığınızı biliyorum. Validebağ’da koşu antrenmanları yapıyorsunuz, Koşuyolu’nda futbol maçları düzenliyorsunuz. Kendinizden bahseder misiniz?
Sosyal sorunlar, etnik azınlıklar ve engelli spor konularına yoğunlaşan İtalyan belgesel fotoğrafçıyım. İtalya’da felsefe bölümünden mezun olduktan sonra, İngiltere ve ABD’deki Ohio Üniversitesi Görsel İletişim bölümünde foto muhabirlik eğitimi alarak yüksek lisansımı tamamladım. 2008'den beri İstanbul'da yaşıyorum.
Londra’nın 2012 yılında ev sahipliği yaptığı Paralimpik Olimpiyatları’nda Türk Milli Takımı’nın fotoğrafçısı olarak da görev yaptınız. 2009’dan beridir engelli sporcuları takip ediyorsunuz. 11 yıl süren çalışmalarınızı geçtiğimiz hafta Kadıköy’de sergileyerek insanlarla buluşturdunuz. Bu projenizin çıkış noktası neydi?
Notus Film kurucuları olarak ben ve yönetmen Ayşegül Selenga Taşkent 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için engelli spor fotoğraflarımızla bir açık hava sergisi düzenlemek istedik. Sergi fotoğraflarını da engelli spor müsabakaları görsellerinden seçtik. Pandemi nedeniyle sosyal hayata dair yeni bir kısıtlama olsa dahi, billboardlarda sergilenecek fotoğraflar sayesinde araçlarıyla ya da yaya olarak Kadıköy sokaklarından geçen herkesin görebileceği şekilde gerçekleştirilecek bu açık hava sergisinin çok etkili olacağına inandık. Sokaklardan, caddelerden gelip geçen insanların fotoğraflara bakması bile engelliler konusunda farkındalık yaratmaya yeter diye düşünüyorum.
11 YILDIR SÜRÜYOR
Kaç yıl sürdü bu proje, nerelerde fotoğraf çektiniz?
Proje 2009'da başladı ve devam ediyor. Fotoğrafları Londra Paralimpik Oyunları, Berlin Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası, Antalya Tekerlekli Sandalye Dünya Tenis Şampiyonası, Türkiye Engelliler Yüzme Şampiyonası, Türkiye Görme Engelliler Yüzme Şampiyonası, Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi ve Türkiye Amputee Futbol Ligi'nde çektim. Proje devam ediyor, 2021'de Ayşegül ve ben Tokyo Paralimpik Oyunları'na gidip engelli spor ve sporcular belgeseli yapacağız ve bu konuda sponsor bulmaya çalışıyoruz.
Neden engelli sporuna odaklandınız?
Çünkü hem spor fotoğrafçılığı, hem de sosyal sorumluluk projeleri ile ilgileniyorum.
AZİM YETENEK, SEVGİ…
Engelli bireylerin sporla ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alandaki sporcuların başarısı, özverisi fotoğrafa nasıl yansıyor?
Spor sadece engelliler için değil, herkes için özgürlüğü, mutluluğu ve gücü sağlayan bir araç, o yüzden bana göre çok ama çok önemli. Fotoğraflar başarının emekten, tutkudan, azimden, yetenekten ve sevgiden geçtiğini gösteriyor, o yüzden sergide bu sözleri kullanmak istedik.
Siz de maraton koşuyorsunuz. Sporcu kimliğiniz fotoğraf projenize nasıl bir katkı sundu?
Ben hayatım boyunca spor yapan bir insan oldum. Hem spor yapmayı hem de spor fotoğrafçılığı yapmayı çok seviyorum ve ilgileniyorum. Fotoğrafçılık için her zaman iki tutku şart: fotoğrafçılık tutkusu ve çektiğiniz konuya olan bağlılık. Sporu sevmezsen, iyi bir spor fotoğrafçı olamazsın. İnsan kendi spor yapınca, sporcuların işinin ne kadar zor olduğunu, sporda başarılı olmak için ne kadar emek ve özveri gerektiğini çok daha iyi anlıyor.
İMKANSIZI BAŞARMAK
11 yıldır engelli sporcuları takip ediyorsunuz. Bu süre içerisinde bu sporcuların başarılarına da yaşadığı zorluklara da şahit oldunuz. Engelli sporcuların yaşadığı en temel sorunlar nedir?
Türkiye'de engelli sporcular için en temel sorun “imkansızlık”. Engelli sporcular için spor yapma şansı çok az. Hem mekan hem takımlar yok, hem de antrenör. Branş sayısı az, evde aileler okulda da öğretmenler engellilerdeki yeteneği ve potansiyeli görmüyorlar, ortaya çıkaramıyorlar maalesef. İkinci en temel sorun “para”. Profesyonel sporcu olmak için tam zamanlı çalışmak gerekiyor ama Türkiye'de engelli spor için neredeyse hiç bütçe yok, sponsor yok, seyirci yok. Son zamanlarda durum biraz daha iyi, ama yol uzun.
Seyirci yok dediniz. Neden?
Paralimpik sporların olimpik sporlardan hiçbir farkı yok: izlemek muhteşem, emek ve yetenek muhteşem ama bunu Türkiye'de kimse bilmiyor çünkü engellilere adeta "yazık" gözüyle bakılıyor. Birçok insan hala engellilere acıma ile bakıyor. Onların neleri başarabileceklerinden haberleri yok. Ben fotoğraflarımda engellilere acımanın tam aksi bir mesaj verdim. Umarım fotoğraflarımdan şu mesaj çıkarılabilir: “İmkan verilirse, herkes her şeyi başarabilir, imkansız diye bir şey yok. Fakat, başarmak için fırsat gerekiyor ve gerçek fırsat vermek için toplumun engelli insanlara karşı kafalarındaki engelleri kaldırması şart.”