Simitçi Kızbes Doğan: “Onların acılarını biliyorum”

Kadıköy’de 8 yıldır simitçilik yapan Kızbes Doğan, bir günlük gelirini Elazığ’daki depremzedelere yolladı. 1999 depreminde evi hasar gören Doğan depremden sonra iki yıl sokakta yaşamış…

06 Şubat 2020 - 12:57

Elazığ’da yaşanan depremin ardından ülkenin birçok yerinden insan seferber oldu ve Elazığ ve Malatya’daki depremzedelere yardım götürdü. Onlardan biri de Kadıköy’de simitçilik yapan Kızbes Doğan. Göztepe D-100 Karayolu kenarında simit satan Doğan bir günlük gelirini Elazığ’daki insanlara yolladı.

55 yaşındaki Kızbes Doğan, yaklaşık 8 yıldır simitçilik yapıyor. Simit tezgâhını göstererek “Burası benim hayatım” diyen Doğan’ın yaşamı çalışarak ve mücadele ederek geçmiş. 1999 depreminde evi hasar gören Doğan yaklaşık iki yıl sokakta yaşadığını söylüyor. Doğan “Ben bu duyguyu yaşadığım ve onların acılarını bildiğim için bu yardıma kalkıştım.” diyor.

Doğan eşinden ayrıldıktan sonra zor şartlar altında yaşadığını dile getiriyor. İki çocuğuna tek başına bakan Kızbes Doğan “Öyle zaman oldu ki bir ekmeğe muhtaç oldum. Eşim bize hiçbir zaman katkıda bulunmadı. Çekti gitti, ben tek başıma mücadele ettim. 14 sene ev işinde çalıştım. Çocuklarımı en iyi şekilde yetiştirdim.” diyor. Bel fıtığı sebebiyle artık temizliğe gidemediğini söyleyen Doğan, 14 senenin ardından Kadıköy Belediyesi’ne başvurduğunu aktarıyor.

“HİÇ YILMADIM”

Doğan her gün saat 04.20’de simit tezgâhının başına geçiyor. Akşam 17.00’ye kadar elindeki simitleri satıyor. Günlük gelirini Elazığ’a yollayacağı zaman gelen müşterilerin desteklediğini söyleyen Doğan 1999 depremini şöyle anlatıyor: “Pastanelere gidiyordum, diyordum ‘ben depremzedeyim, bir şeyler verin, kaldığım yere götüreyim.’ Çocuklarıma ‘hamalın çocukları” diyorlardı. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu, hepimiz psikolojik tedavi gördük. Ama hiç yılmadım. ‘Ben çalışacağım’ dedim. Merdiven sildim. Gidiyordum komşularımın kapısını çalıyordum, ‘ütü varsa yapayım, halı yıkanacaksa yıkayayım, eviniz temizlenecekse temizleyeyim’ diyordum.”

Doğan son olarak okuyuculara umutsuzluğa kapılmamalarını tavsiye ediyor ve ekliyor: “Ben iki kere umutsuzluğa kapıldım. Ama kendime ‘mücadele et’ dedim. İki kez de çıktım o umutsuzluktan. Biri depremde biri de eşimden ayrıldığımda. Eşimden ayrıldığımda çok büyük bir enkaz yaşadım. Ama Allah’a şükür çıktım o enkazdan, başardım. Bir de aile çok önemlidir. Benim ailemin maddi olarak durumu iyi değildi. Ama beni her konuda destekliyorlardı. O zaman bana güç ve azim geliyordu.”


ARŞİV