Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinin sesi: “Tarihten Dijitale”

“Tarihten Dijitale” projesini başlatan Kadıköylü gazeteci Orbay Soydan “Tarihten Dijitale, Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinin sesi ve ekranı olsun istiyorum” diyor

17 Kasım 2021 - 20:35

Kadıköylü gazeteci Orbay Soydan, “Tarihten Dijitale” projesini hayata geçirdi. Bu belgesel projesinde Soydan, kültür, popüler tarih, futbol, toplum ve teknoloji konularında röportajlar yapıyor ve üzerine çok konuşulmayan konuları mercek altına alıyor. Orbay Soydan ile “Tarihten Dijitale” projesinin oluşum sürecine dair konuştuk.

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

2014 yılından beri çeşitli TV ve sosyal medya kanalları için gazetecilik, video içerik üreticiliği, dijital iletişim ve prodüksiyon amirliği yapıyorum. Bunun dışında çeşitli internet siteleri ve gazeteler için yazılar yazıyor, haberler hazırlıyorum. 16 yaşındayken “Türkiye’nin Eğitim’deki Yeri” adını verdiğim bir kitap hazırladım.O dönem basında da haber oldu ve Abbas Güçlü yazılarımdan birini köşesine taşıdı. O günden bugüne birçok fikrim değişti ama medya ve gazeteciliğe ilgim böyle başladı. Benim için gazetecilik kim olduğumuzu ve nasıl o insan veya toplum haline geldiğimizi ifade ediyor. En azından kendi çalışmalarımda bunu yapmaya çalışıyorum. 

"Tarihten Dijitale" projesini başlatmaya nasıl karar verdiniz? Süreci anlatır mısınız?

Beni yakından tanıyanlar bilir, tarihi olaylar, toplumsal sorunlar, teknoloji ve kültür heyecanlandığım konulardır. Projenin adı o nedenle Tarihten Dijitale. Daha önce de başka projelerim oldu. Ama profesyonel hayattan vakit bulamadığımdan veya bütçe sebeplerinden devam ettiremedim. Sonra Kadıköy merkezli Medya Araştırma Derneği aracılığıyla The Guardian Foundation ve İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı (SIDA) bu videolara destek oldu ve onların teşvikiyle bu projeyi hayata geçirdim. Tarihten Dijitale, şu ana kadar yaptığım tüm proje ve çalışmaları merkeze alan, bunları birbiriyle konuşturmayı hedefleyen bir projedir. Bu seri tarih, kültür, toplumsal olaylar ve teknoloji gibi pek çok alanda içerik üretme imkanı sağlıyor. 

KISA VE ANLAŞILIR RÖPORTAJLAR

Bu projeyi başlatırken amacınız neydi? Tarihteki belli konular üzerine röportajlar yapmak neden önemli sizce? 

UNESCO bir kültürün ne derece tehdit altında olduğunu sınıflandırmak için kültürün yeni alanlara ve ortamlara tepkisi, uyumu ve öğrenilmesi gibi ölçütler kullanıyor. Türkiye’de ise medya kültürel çeşitliliğini ve çok sesliliğini kaybetmiş durumda; bu noktada Tarihten Dijitale, Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinin sesi ve ekranı olsun istiyorum. Gelenekleri, hikayeleri, dilleri, somut ve somut olmayan mirasları kayıt altına almak, yeni medya alanlarında görünür kılmak ve yaşaması için medyada gördüklerimizle rekabet edebilir hale getirmek istiyorum. Çünkü hikayeler hayatlar yaratır, hikayesi olmayan insan veya topluluklar ise gerçekleri yalanlarla kaplarlar ve hikaye anlatımı birden uçlara savrulabilir. Bunun olmaması için internetin tabiatına uygun, görece kısa ve rahat anlaşılır videolar üretmeye çalışıyorum. 

Belli konularda yayınlar yapıyorsunuz ve incelediğim kadarıyla o konuların çok fazla değinilmeyen kısımlarına giriyor; değinilmeyen konularda röportajlar yapıyorsunuz. Siz ne dersiniz?

İnternette tekrar eden çok fazla konu var. Bunun için kimseyi suçlayamayız ama konularımı seçerken içerik veya teknik açıdan farklı olmaya çalışıyorum. Videoya içerik yapmayı tercih etmemin nedenlerinden biri de bu; diğer sebep ise yazmanın konuşmaktan daha az nesnellik sağladığını düşünmem. Sözlü ve Yazılı Kültür kitabıyla tanınan Walter Ong’un dediği gibi yazmak, kelimelerin duygu yükleriyle karışmasını sınırlar. Ama anlamak, yüzleşmek veya hesap sormak için duyguya ihtiyaç var. Bu bakımdan video ve ses daha etkili bir yöntem diye düşünüyorum. 

“TÜM İÇERİKLERİMİ MERKEZE ALAN BİR PROJE”

Projeniz belli bir tarihte bitecek bir proje mi yoksa "Tarihten Dijitale" sitesi adı altında içerikler üretmeye devam mı edeceksiniz? 

Kişisel kanalım youtube.com/orbaysoydan adresinde daha önce “Arayış” adını verdiğim toplumsal sorunların konuşulduğu başka bir program hazırlıyordum. Sonra Yeniköy’deki Rum Vakfı ile birlikte İstanbul’un mahalle kültürünü öne çıkaran içerikler hazırlamaya başladık. Profesyonel hayattan da vakit kalmayınca kendi programımı ihmal ettim. Ama Tarihten Dijitale tüm proje ve içeriklerimi merkeze alan bir proje olduğundan devam edecektir. İsimlendirmeyi de diğer yayınlarla konuşmasını sağlayacak şekilde yaptım. Adının Tarihten Dijitale olmasının bir diğer sebebi de budur.

Discovering Yeniköy projenizi de biraz anlatır mısınız? "Tarihten Dijitale" bu projenin bir devamı mı?

Tarihten Dijitale ve Discovering Yeniköy birbirini tamamlayan iki ayrı projedir. Discovering Yeniköy, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı ile birlikte hazırladığım ve yayın sorumlusu olduğum bir projedir. O projede amacımız Yeniköy’ün kültürel çoğulluğunu ve mahalle kültürünü yeniden görünür kılmaktır. Çünkü Yeniköy yeme-içme kültüründen sanata kadar çok fazla kültürel figürü içinde bulunduruyor. Öte yandan Discovering Yeniköy’de mümkün olduğunca İstanbul’u da merkeze alan içerikler üretiyoruz. Bunlardan biri tarihçi Edhem Eldem ile “Modernleşme Sürecinde İstanbul Milletleri” üzerine yaptığımız söyleşidir. Yine bunun gibi birçok söyleşi ve canlı yayın yaptık. Ama Tarihten Dijitale, Discovering Yeniköy sohbetlerinden farklı olarak bölgesel sınırlamaların olmadığı daha geniş bir alanda içerik üretiyor ve tamamen kişisel projemdir. Bu anlamda Tarihten Dijitale’nin Vakıf çalışmalarıyla gündeme gelmesi veya özdeşleştirilmesi doğru olmaz. 

KADIKÖY’ÜN TARİHİNDEN HİKAYELER

Kadıköy'ün tarihine baktığımızda sizin üzerine eğildiğiniz konularda epey içerik hazırlanabilir gibi geldi. Siz ne dersiniz?

Ben de Kadıköy’de, Koşuyolu’nda oturuyorum ve kesinlikle size katılıyorum. Örneğin Bizans döneminde burada bir tapınak varmış. Yine şimdilerde Koşuyolu Caddesi’nin bulunduğu yerde bir Hipodrom bulunuyormuş. Buranın “koşu yeri” olarak anılması buradan geliyor. Bizans ve Osmanlı döneminin en hızlı atları burada yetişmiş. Yani bir bakıma devamlılık hikayesi söz konusu. Osmanlı döneminde de Yeniçeriler sefere çıkmadan önce az aşağıda Ayrılık Çeşmesi yakınlarında buluşuyorlar, vedalaşıyorlarmış. Kaynaklara göre Ayrılık Çeşmesi’nin adı da buradan geliyor. Bunların hepsi işlemek istediğim hikayeler. 

İşlediğiniz hikayeler üzerinden gidersek Kadıköy hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Şu ana kadar işlediğim hikayeler üzerinden konuşursam: Son videoda Türkiye’nin ilk havacılık girişimcilerinden Nuri Demirağ’ın hikayesine odaklandık. Çünkü onun fabrikasının yerini çoğu İstanbullu bilmiyordu ve Beşiktaş’ta yerini gösteren bir heykel ya da ibare yok. Ama aynı dönemlerde Kadıköy’de Vecihi Hürkuş’un deniz uçağıyla ilk kez ticari seferler yaptığını biliyoruz. Hatta kendisinin Zühtüpaşa’da bir heykeli de var. 

Aynı şekilde serinin ilk videosu “İstanbul’un Kadim Kulüpleri ve Sporcular”, “azınlık” spor kulüplerinin hikayesini ekranlara taşıdı. Rahat anlaşılması ve sindirmesi kolay olması için kısa videolar hazırlamaya dikkat ettiğimi ifade etmiştim. O nedenle her şeyi tek bir videoda toplamam mümkün olmuyor. Ama örneğin 1899 yılında Moda’da kurulan bir Rum kulübü var. Bu kulüp İstanbul Ligi’nde iki kez şampiyon oluyor. Hatta İstanbul Şampiyonluğu’na adını ilk kez yazdıran kulüptür. Kadim kulüplerden biri. Bunlar gibi çok sayıda hikaye var ve önümüzdeki günlerde veya haftalarda onları da işlemeyi planlıyorum. 

Web sitesi: tarihtendijitale.com


ARŞİV