Yıl 1973 yazı… Kadıköy’den Göztepe’ye gidiyorum. 4G Göztepe Leyland otobüsündeyim ki Leyland bir zamanlar İstanbul’a damgasını vurmuştur. 14 yaşlarındayım, arkada duruyorum. Orta yaşlı iki kadın aralarında sohbet ediyorlar. İster istemez sohbetlerine kulak misafiri oluyorum. “Artık İstanbul’da yaşanmaz, her tarafı işgal ettiler” diye kendi aralarında şikâyet ediyorlar. Birbirlerine hak veriyorlar…
O zamanlar İstanbul’un nüfusu 3 buçuk milyon civarlarındaydı. Yani bugünkü nüfusun yüzde 15’i kadar. İstanbul’a göçler yeni yeni başlamıştı. Anadolu’dan insanlar büyük hayallerle İstanbul’a geliyor, Türk filmlerindeki mutlu sona doğru yürümek istiyorlardı. 1973 yılında o orta yaşlı iki kadın, şikayet ettikleri İstanbul’un bugünkü halini hayal edebilmişler miydi? Sanmıyorum.
İstanbul 1973 yılındaki İstanbul olmaktan bir anlamda çok uzak. Kent göçlerle büyüdü, gelişti, farklılaştı. İstanbul 12 Martları, 12 Eylül’ü, 15 Temmuz’u yaşadı. Demokrasi dönem dönem çalkantılar geçirdi. İstanbul sıkıntıya, yokluya, varlığa her daim tanıklık etti.
1973 yazının sıcağında o Leyland otobüste konuşan iki kadının konuşmasını her hatırladığımda İstanbul’un o günden bugüne geçirdiği farklılıkları düşünürüm. 45 yıl insan ömrü için uzun bir süre. Ama bir şehir için o kadar da uzun değil. Geçmişte işgal edilen, farklı kimlikleri ve kültürleri barındıran binlerce yıllık bir şehir. Ve her defasında muhtemelen birilerinin “burada yaşanmaz” deyip vazgeçemediği bir şehir. 1973 yılına göre nüfusu beş kat arttı. Bugün yine İstanbul için yaşanmaz diyenler var. Ve 1973 yılında “İstanbul’da yaşanmaz” sözüne gülümseyerek bakıyoruz.
Artık o yaz sıcağının otobüsleri yok, yazlık sinemalar yok, sahildeki plajlarımız yok. Mahalleler artık o eski mahalleler değil. Şimdi biz de zaman zaman eski İstanbul’u arıyor ve şikayet ediyoruz. Bir yandan da İstanbul’un binlerce yıllık geçmişini ve kültürünü hayranlıkla izliyoruz.
Bu şehirde acı tatlı yaşadığımız her şey bizi geldiğimiz topraklardan alıp bu kentin binlerce yıllık uygarlığının içinde yoğurdu. Kentin gücünün, aydınlığının içine kattı. Şehirle bütünleştirdi. Bizler artık kentin yaşayan bir parçası olduk. Bu şehri yaşamayı, bu şehri anlamayı, bu şehrin doğasına uygun yaşamayı öğrendik, öğreniyoruz.
Kentler sadece tiyatrolar, sinemalar, yeşil alanlar, meydanlar, sokaklar ya da caddeler değildir. Bütün bu sayıların ve varlıkların bir araya gelerek oluşturduğu orkestradır.
İstanbul sadece İstanbulların değil, Türkiye’nin kalbi. Her türlü zorluğa rağmen atmakta ısrar eden ve edecek olan kalbi. Geçmişin gücüyle bin yıllık kökleriyle ayakta kaldı ve ayakta kalmaya devam edecek. Güçlü kimliği siyasete, sanata, hayata yani geleceğin Türkiye’sine yansıyacak.
İstanbul konuştuğunda Türkiye konuşacak…
“Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi! Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey değil” Orhan Veli’nin “Değil” şiirini göreve başladığım ilk aylarda okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu şiir içimdeki sıkın ...
Geçtiğimiz yaz, tatilde, 9-10 yaşlarında bir çocuk “Başkanla tanışmak istiyorum” diye yanıma geldi. Belediye başkanının nasıl biri olduğunu merak ediyordu. Oturup konuşmaya başladık. Ben belediyenin çocuklar için neler yaptığından haberinin olup olmadığını sordum. Haberi yoktu. Yapılan çalışmaları anlattım, özellikle Karikatür Evi dikkatini çekti. ...
Gerçek nedir? İyiyle kötünün, doğruyla yanlışın ayrımı nasıl anlaşılır? Çizgi var mıdır? Bizim bütün bu sorgulamalarda nasıl davranmamız gerektiği konusunda bir düşüncemiz var mıdır veya nasıl karar vermeliyiz? 21.yüzyılın önemli konularından biri, bireyin karar süreçlerine katılırken nelere öncelik verdiği,bireyin toplumla arasındaki ilişkiyi n ...
Sene 1978... Üniversiteye yeni girmiştim. O yıl teknik üniversitede tanıştığım 68’li bir abimizle sohbet ediyordum. Ona “hayat kısa” dediğimde bana gülümsedi ve bugün bile hatırladığım ses tonuyla, “hayatın kısalığını ya da uzunluğunu belirleyen zamanın nasıl kullanıldığıdır” dedi. Ona göre topluma fayda sağlayan işler yapmak, hayatı anlamlandır ...
Balığın bol olduğu yıllarda Karaköy İskelesi yani şimdiki ismiyle Beşiktaş iskelesinin önünde tekneler içinde balıklar satılırdı. Balıkçılar kıyıya plastik leğenler içinde canlı balıkları koyar cazip hale getirirlerdi. Öğrencilik yıllarımdı.Balıkçıya yaklaşarak önce fiyatları sordum. Kofananın fiyatı öğrenci harçlığıyla alınacak fiyattaydı. Bir tan ...
Türkiye’nin örnek ilçelerinden biri olan Kadıköy Belediyesi’nin 34. Yılını kutluyoruz. Bu 34 yılın dört yılında onlarca projemizin hayata geçmesinde emeği geçen başta çalışma arkadaşlarım olmak üzere tüm Kadıköylülere teşekkür etmek istiyorum. Bu dört yıl içinde hayata geçirdiğimiz projelerde binlerce insanın emeği ve fikri var. Bundan dört yıl ...
Birlikte aynı yolda sıcaklığını, dayanışmasını hissettiğiniz birileriyle yürümek, umutla, sevgiyle yürümek, içimizdeki iyiliği güzelliği, mutluluğu paylaşarak yürümek, yol arkadaşı olmak ne güzeldir! Adalet yürüyüşünde binlerce kişinin yaşadığı duyguyu ortaklaştıran, geçmişte eksik kalan, yol alırken onarılan, tamamlanan bağlar kuruldu. Yürürken ...
Ortaokul yıllarında okuduğum kitaplardan biri Yaşar Kemal’in İnce Memed’iydi. Çukurova’nın yakan sıcağı, sıcaktan kavrulan otları, kuruyup kırılan dallardan çıkan sesler, akrepleri, gecenin karanlığı, sessizliği, böcek sesleri bana farklı duygular yaşatmıştı. Aradan yıllar geçti, zaman akıp geçti; İnce Memed’in tasvirleri hala aklımdadır. Ço ...
Üzerinde en çok düşünülen ve yakınılan meselelerden biri zamanın kullanımı. Daha doğrusu insanın zamanla olan ilişkisi. Kentte yaşayan insanlar olarak zamanla olan ilişkimizi sürekli bir yarış ve yetişme telaşı olarak tarif edebiliriz. Böylesi bir hayatın hepimiz için yorucu bir hal aldığı gerçeğini biliyoruz. Bu yetişme telaşı içinde asıl ihtiyaçl ...
Yerel yönetimlerden anayasa değişikliğine bakmak, 2019 seçimlerine giderken toplumumuzda yaratacağı etkileri düşünmek ve sizinle paylaşmak istiyorum. Yeni bir seçimden çıktık. Seçim sonuçlarını, seçimde yaşananları, hukuksuzluğu tartışmadan 2019 seçimleri konuşulmaya başlandı. YSK kararı nedeniyle meşruluğuna gölge düşen referandum seçimleri ...
Değerli Kadıköylüler, 15 Temmuz akşamı bir darbe girişimi engellendi. Halka ateş açılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve kamu binalarının bombalanması ülkemizin nasıl bir felaketin ucundan dönüldüğünün kısa bir özetidir. Darbe girişimi sadece iktidara yönelik bir darbe girişimi değil, ayrım gözetmeksizin tüm siyasi partilere ve bu ülked ...