Geçtiğimiz yaz, tatilde, 9-10 yaşlarında bir çocuk “Başkanla tanışmak istiyorum” diye yanıma geldi. Belediye başkanının nasıl biri olduğunu merak ediyordu. Oturup konuşmaya başladık. Ben belediyenin çocuklar için neler yaptığından haberinin olup olmadığını sordum. Haberi yoktu. Yapılan çalışmaları anlattım, özellikle Karikatür Evi dikkatini çekti. Ayrılırken bendeki karikatür dergilerinden birini ona verdim. Neşeli, sıcak bir şekilde ayrıldık. Aynı çocuk bir gün sonra sabah kahvaltısında ziyaretime tekrar geldi. Elinde bir de kâğıt vardı. O kâğıtta çizdiği bir karikatür vardı. Konuşmamızdan sonra eve gidip çizim yapmış, yaptığı karikatürü de bana hediye olarak getirmişti. Çok duygulandım. Ona Karikatür Evi’ndeki atölye çalışmalarına katılabileceğini anlattım. İlgileneceğini söyledi, ayrıldık. Tatil sürecince birkaç kez daha karşılaşıp selamlaştık.
Aradan birkaç ay geçti. Karikatür Evi’nde yeni açılan bir sergide tekrar karşılaştık. Yanıma geldi gülümseyerek selam verdi. Önce tanıyamadım, çaktırmadan tanıyormuş gibi dikkatli dinledim. Konuşmaya başlayınca hatırladım. İki hafta önce atölye çalışmalarına başladığını, burayı sevdiğini söyledi. Biz konuşurken annesi yanıma geldi ve çocuğunun tatilden sonra Karikatür Evi’ne gelmek için nasıl ısrar ettiğini anlattı; “Beni Karikatür Evi’ne götür belediye başkanına söz verdim gitmem lazım diye tutturdu. Israrına dayanamadım. Beraber geldik. Kayıt yaptırdı” dedi.
9-10 yaşındaki bir çocuğun konuştuğu sözün ne kadar önemli olduğunu hatırlatmasının yarattığı mutluluğu anlatamam. İnsanın değerleriyle ve onuruyla var olduğunun en güzel anısı olarak yaşam boyu yanımda olacak.
Bir başka hikâye de Gençlik Sanat Merkezi’nde yaşadım. Geçen yıl Gençlik Sanat Merkezi’nin bahçesinde otururken genç bir öğrenci yanıma gelip “sizinle tanışmak istiyorum” dedi. Tanıştık, konuşmaya başladı. Dikkat dağınıklığı olduğunu, okula bir yıl ara verdiğini, burada gitar dersleri aldığını bu tarihi köşkün onu hayata bağladığını duygulu bir şekilde anlattı. Gözlerindeki gülümsemeyi unutmak mümkün değil. O gençle yine bir hafta önce Gençlik Sanat Merkezi’nin üst katında karşılaştık. Salonda bir öğrenci piyano çalıyordu. “Nasılsın?” diye sorunca anlatmaya başladı. Okula devam ediyordu, derslerinin eskisi gibi kötü olmadığını belirli bir çizgi yakaladığını iyiye doğru gittiğini söyledi. “Bize çalar mısın?” deyince bir parça çalarak ilerlettiğini gösterdi.
Hizmete açtığımız her birimden faydalanan her insanın bir hikâyesi var. Alzheimer hastası yakınını birkaç saatliğine de olsa emanet edecek bir yer bulamayan bir kadın “ben de artık bir nefes alıyorum” diyorsa bu kıymetli bir hikâyedir. Yıllar boyu yüzme öğrenemeyen biri Acıbadem Yüzme Havuzu kurslarıyla yüzme öğreniyorsa bu mutlu bir hikâyedir.
Mutlu insanlar mutlu hikâyeler yazar. Bizim görevimiz insanlarla dayanışmak, birlikte olduğumuzu hissettirmek, onlara kapılar açmak. 2018 yılı boyunca yaptığımız tüm çalışmalarda her yaştan insanın her türlü ihtiyacında yanında olmaya, desteklemeye çalıştık. İnsanların kendilerine yeni kapılar açmasını gurur ve sevinçle izledik. Çocuk yuvalarında, Rasimpaşa Sosyal Hizmet Merkezi’nde, Ekolojik Yaşam Merkezi’nde, Suadiye Sanat Atölyeleri’nde, İdea Kadıköy’de, Potlaç Kadın Dayanışma Ağı’nda onlarca mutlu hikâye yazıldı.
Yeni yılda da yeni ve mutlu hikâyeler yazmaya devam edeceğiz. Mutlu hikâyeler biriktireceğimiz 2019 yılı hepimize kutlu olsun.
“Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi! Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem... Değil! Ekmek parası desem... Değil! Bir dert ki... Dayanılır şey değil” Orhan Veli’nin “Değil” şiirini göreve başladığım ilk aylarda okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu şiir içimdeki sıkın ...
Gerçek nedir? İyiyle kötünün, doğruyla yanlışın ayrımı nasıl anlaşılır? Çizgi var mıdır? Bizim bütün bu sorgulamalarda nasıl davranmamız gerektiği konusunda bir düşüncemiz var mıdır veya nasıl karar vermeliyiz? 21.yüzyılın önemli konularından biri, bireyin karar süreçlerine katılırken nelere öncelik verdiği,bireyin toplumla arasındaki ilişkiyi n ...
Sene 1978... Üniversiteye yeni girmiştim. O yıl teknik üniversitede tanıştığım 68’li bir abimizle sohbet ediyordum. Ona “hayat kısa” dediğimde bana gülümsedi ve bugün bile hatırladığım ses tonuyla, “hayatın kısalığını ya da uzunluğunu belirleyen zamanın nasıl kullanıldığıdır” dedi. Ona göre topluma fayda sağlayan işler yapmak, hayatı anlamlandır ...
Balığın bol olduğu yıllarda Karaköy İskelesi yani şimdiki ismiyle Beşiktaş iskelesinin önünde tekneler içinde balıklar satılırdı. Balıkçılar kıyıya plastik leğenler içinde canlı balıkları koyar cazip hale getirirlerdi. Öğrencilik yıllarımdı.Balıkçıya yaklaşarak önce fiyatları sordum. Kofananın fiyatı öğrenci harçlığıyla alınacak fiyattaydı. Bir tan ...
Türkiye’nin örnek ilçelerinden biri olan Kadıköy Belediyesi’nin 34. Yılını kutluyoruz. Bu 34 yılın dört yılında onlarca projemizin hayata geçmesinde emeği geçen başta çalışma arkadaşlarım olmak üzere tüm Kadıköylülere teşekkür etmek istiyorum. Bu dört yıl içinde hayata geçirdiğimiz projelerde binlerce insanın emeği ve fikri var. Bundan dört yıl ...
Yıl 1973 yazı… Kadıköy’den Göztepe’ye gidiyorum. 4G Göztepe Leyland otobüsündeyim ki Leyland bir zamanlar İstanbul’a damgasını vurmuştur. 14 yaşlarındayım, arkada duruyorum. Orta yaşlı iki kadın aralarında sohbet ediyorlar. İster istemez sohbetlerine kulak misafiri oluyorum. “Artık İstanbul’da yaşanmaz, her tarafı işgal ettiler” diye kendi araların ...
Birlikte aynı yolda sıcaklığını, dayanışmasını hissettiğiniz birileriyle yürümek, umutla, sevgiyle yürümek, içimizdeki iyiliği güzelliği, mutluluğu paylaşarak yürümek, yol arkadaşı olmak ne güzeldir! Adalet yürüyüşünde binlerce kişinin yaşadığı duyguyu ortaklaştıran, geçmişte eksik kalan, yol alırken onarılan, tamamlanan bağlar kuruldu. Yürürken ...
Ortaokul yıllarında okuduğum kitaplardan biri Yaşar Kemal’in İnce Memed’iydi. Çukurova’nın yakan sıcağı, sıcaktan kavrulan otları, kuruyup kırılan dallardan çıkan sesler, akrepleri, gecenin karanlığı, sessizliği, böcek sesleri bana farklı duygular yaşatmıştı. Aradan yıllar geçti, zaman akıp geçti; İnce Memed’in tasvirleri hala aklımdadır. Ço ...
Üzerinde en çok düşünülen ve yakınılan meselelerden biri zamanın kullanımı. Daha doğrusu insanın zamanla olan ilişkisi. Kentte yaşayan insanlar olarak zamanla olan ilişkimizi sürekli bir yarış ve yetişme telaşı olarak tarif edebiliriz. Böylesi bir hayatın hepimiz için yorucu bir hal aldığı gerçeğini biliyoruz. Bu yetişme telaşı içinde asıl ihtiyaçl ...
Yerel yönetimlerden anayasa değişikliğine bakmak, 2019 seçimlerine giderken toplumumuzda yaratacağı etkileri düşünmek ve sizinle paylaşmak istiyorum. Yeni bir seçimden çıktık. Seçim sonuçlarını, seçimde yaşananları, hukuksuzluğu tartışmadan 2019 seçimleri konuşulmaya başlandı. YSK kararı nedeniyle meşruluğuna gölge düşen referandum seçimleri ...
Değerli Kadıköylüler, 15 Temmuz akşamı bir darbe girişimi engellendi. Halka ateş açılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve kamu binalarının bombalanması ülkemizin nasıl bir felaketin ucundan dönüldüğünün kısa bir özetidir. Darbe girişimi sadece iktidara yönelik bir darbe girişimi değil, ayrım gözetmeksizin tüm siyasi partilere ve bu ülked ...