Sahillerde buluşalım

21 Nisan 2017 - 14:33

İşsizlikten midir yoksa iş sahibi olmak istememekten midir bilmiyorum, yıllardır aylak aylak dolaşıyorum sokaklarda. Reklam ajanslarında çalıştığım senelerde paramı biriktirmiş, kendime güzel iki tane bisiklet almıştım. Güzel dediysem şimdi caddelerde gördüklerimizin yanında ikisi de külüstür sayılır ama olsun. Biri bana, birisi hanıma. Ailecek mobiliz. Kadıköy’de oturduğum için artık Maltepe’ye kadar eğer görmek gereken bir arkadaşım, ya da bir iş olduğunda gideceğim yere bisikletle gidiyorum.

Bisiklete kendimi bildiğimden beri biniyorum ama bazı arkadaşlarım gibi daha tam delirmedim ki sadece şehir içinde kullanıyorum bisikleti. Trafiğe çıkmamaya özen gösteriyorum, sen ne kadar dikkatli olsan da bunun emniyet şeridine giren hafriyat kamyonu var, üzerinden malzeme düşüren kule vinci var. Sıkıntı her yerde.

Haliyle bisiklete her gün binince sokakta insanlarla karşılaşmaya başlıyorsunuz. Aynı saatlerde aynı tipler oluyor genelde. Eğer sabah erken kalkarsanız, sahilde çok enteresan şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Sabahların özelliği belli bir aydan sonra üstsüz kaslı adamların ortalığa çıkması bence. En çok onları seviyorum. Ne olursa olsun “Bak nasıl badi yaptım” dercesine üstsüz spor yapıyorlar. Keşke bir de üzerlerinde dövme filan olsa. O zaman üzerlerini hiç giyemezler.

Bir diğer çeşit de sürekli bronz olan amcalar ve teyzeler… Nereden çıkıyorlar, ilk bronzluğu nerede kaptılar bilmiyorum ama şubat bitiyor, mart başladı mı sokaklarda bronz heykeller gibi beliriyorlar. Onlar da çok önemli, bana yaşama sevinci veriyor. “İleride belki ben de bronz olurum” diye düşünüyorum.

Tanımadığım insanlar giderek daha tanıdık gelmeye başlıyor. Telefonla konuşup spor yapanlar var mesela. Uzaklara bir yerlere bakıp tempolu bir şekilde yürürken bir yandan da telefonla konuşuyorlar. Kulaklığı ve kabloyu görmesen deli dersin. Telefondan herkes kopamıyor demek ki. Genelde kimse kopamıyor telefonundan zaten. Bisiklette de telefonundan mesaj bakanlar var zaten. Neyse ki onlar arabalarını sürerken mesaj yazanlar kadar tehlikeli değiller sanırım.

Kalamış Parkı’nın içi de çok güzel bir ara nokta. Arkadaşlarla orada buluşuyoruz. İnsanlar saat 4-5 gibi köpeklerini getiriyorlar. Köpekler bile sosyallik seviyor, biz neden sevmeyelim?

İşte bu fikirler eşliğinde bisiklete çıkarken artık arkadaşlarımı da arıyorum. Benim arkadaşım oldukları için çoğu biraz tembel, biraz yavaş, biraz şey çocuklar. Ama hepsi pırıl pırıl insanlar. Şimdi ekibimizde bir tane nefis şair-şarkıcı, bir tane harika gitarist, bir tane bas gitarist, bir tane de davulcu (yani ben) var. Bir de Nazo var, bas gitarist Umut’un arkadaşı. Nazo ünlü bir köpek, Umut’la birlikte bisiklete çıkıyor ama o koşuyor.

Hal böyleyken biz ufak arkadaş grubumuzu oluşturduk, her boş günümüzde buluşup Bostancı, Maltepe gücümüz nereye kadar yeterse gidiyoruz. Biziklet sayesinde kötü alışkanlıklarıma da son verdim. Kendime iyi bakmaya başladım. İyi beslenmeyince ertesi gün bacaklar amele oluyor ister istemez.

Müzik grubu gibi kadromuz var ama şimdilik müzik dışında her şeyi yaptık. Belki bir gün bu muhabbet güzel bir üretim olarak da meyva verir ama önemli olan birlikte olmak. Şimdi kızları da organize etmeye başladım. Onlar da gaza geldi, biz kekomatlar toplanıp bisiklete biniyoruz, onların başı kel mi? Şimdi sıra kızlarda, onlar da kaykay ekibi topluyorlar.

Yaşımız ilerliyor ama gençlik bir şekilde isterseniz yeniden geliyor. Kendi gençliğinizle buluşmak için sahile, sokaklara çıkın, pişman olmayacaksınız. Yeni hayatınızın ilk gününde iyi gezmeler. 

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa 2018

Hep kendimize baktık, peki yeni yılda Avrupa’da neler olacak? …ülkemizdeki çevre ve şehircilik politikalarından özellikle de artan ileri demokrasisinden hasetlerinden çatlayan Avrupalılar, o hırsla 2018 yılında Türkiye’yi taklit etmeye başlarlar. Okuyacağınız satırlar 2018 yılında Avrupa’nın ibretlik hikayesidir. İspanya’nın “Çılgın Proje ...

İnsan ne ister?

Moda’dan çıktım yola. Önce Moda sahilinde dolaştım, sonra Kurbağalıdere taraflarından Kalamış’a geçtim. Oradan Fenerbahçe Parkı, Orduevi yokuşu filan derken sahil yoluna geldim. Caddebostan’dan, Bostancı’ya kadar sokakta gördüğüm gençlere neler istediklerini sordum. Gençler rahat olmak istiyor. Gençler sorumluluk sahibi olmak istemiyor. Gençler ...

Çekirdek çevre

Çekirdek çevre Eskişehir’de Prosuk kenarına konulan “Çekirdek çitleyen eşek” eseri birçok insandan farklı tepkiler aldı. Kimileri bu heykeli onaylamadı, kimileri ise çok beğendi, bazıları ise “Hayvanlara ayıp olmuş, hayvanlar çevreyi böyle kirletmiyor” gibi bir yaklaşımda bulundu. Eskişehir de parkları, bahçeleri ve genç nüfusu bol bir şehir. ...

Kadıköy’ün en güzel yeri

Herkesin Kadıköy’ü farklı. Herkesin semtte sevdiği yerler farklı. Kadıköy de zaten yıllar içinde herkese farklı bir tarafını göstere göstere bugünlere geldi. Kimi sakinliğini seviyor, kimi gençliğini, kimi rahatlığını, kimi ise sadece sokaklarını. Bir semti güzel bir semt yapan, yaşatan şeyler birbirinden ne kadar farklılaşırsa o semt o derec ...

Kediler, köpekler ve uzaktan nokta gibi görünenler

Kedi filmini belki izlemişsinizdir. İstanbul’daki binlerce kedinin hayatından ufak bir kesitte şehirli halimizle, hayata yakınlığımızın bir sentezi olan sokak hayvanlarını anlatır. Türkiye’de yaşayan hiç kimse sokakta kedi ya da köpek gördüğü zaman şaşırmaz. Gece bazen eve giderken bir arabanın üzerinde, bir apartmanın girişinde uyuyan tüylü ark ...

Sahilde buluşanlar

Kadıköy’de yaşam diğer semtlere göre biraz daha sakin ve yaşanabilir gibi nedense. Son yıllar içinde, özellikle büyük İstanbul depreminden sonra, Kadıköy her yıl kendini daha da topladı. Son yıllarda Taksim’in ve İstiklal Caddesi’nin betona ve kimsesizliğe gömülmesinden sonra, gece hayatı ve genç nüfusun da Taksim’den göçmesiyle birlikte, herkes iç ...

Komşular komşularımız

Aynı adreste 10 yıldan fazla süredir oturmaktayım. Kadıköy’deki evimize ilk geldiğimizde yıllar 2006 ya da 2007 idi. Deprem sonrası fiyatlar ve kiralar rahatlamıştı, şimdiki gibi füzeleşen anlamsız kiralar yoktu. Neyse derdim kirası filan değil zaten. Kadıköy’de oturmanın güzel yanı hala bir şekilde hayatta kalabilmiş olan mahalle hissiydi. Kadıköy ...

Saygıya saygı duymak

Bu satırları alt katta 3 haftadır bitmeyen tadilatın tam üzerinde yazıyorum. Şu anda balkonu plastik doğrama ile kapatıyorlar. Moda’da 10 yıldır aynı binada oturunca ister istemez apartmandaki komşularımız da aramızdan ayrılıyor. Moda’da yaşayanlar genelde eskiden beri burada oturduğu için, şu binada kaldığım 10 yıl boyunca 3 tane çok sevdiğim komş ...

Aşağı yukarı Kadıköy 3 - Sokaklardan evlere

Bir yeri, o yer, bir semt, bir bölge haline getiren şeyler neler olabilir? Sevdiğimiz yerlerin neyini seviyoruz? Anılar nasıl oluşuyor, gibi şeyler düşünüyorum. Benim aidiyetle ilgili anladığım şey şu. Aslında basit kuralları var. Bir yeri özel yapan şey ya da şeyler esasında çok basit. Bunu yapabilmek zor kısmı. Çünkü hayatta aklınıza gelem ...

Aşağı yukarı Kadıköy 2

Bir önceki yazıda davul çalma sevdası uğruna lisenin müdür yardımcısının odasına o yaşta hırsız gibi girip, davulların bulunduğu tiyatro odasının anahtarını almış, sonra okuldan da gizlice kaçıp bir anahtarcıda anahtarı kopyalatmış, sonrasında ise tekrar kimselere görünmeden müdürün odasına girip orijinalini yerine bıraktığımı söylemiştim, çünkü ko ...

Aşağı yukarı Kadıköy…

40 yaşındayım, az birkaç ay sonra da umarım 41. O zamana kadar matematik de değişmezse inancım 41 olacağım yönünde… 16 yaşına kadar Heybeliada’da yaşadığım için, “şehir” kavramı kafamda hep karışıklıkla aynı olmuştu. Adada araba yok, gürültü yok, okulun yanından koş denize gir, sıkıntı yok. Kışın kar tuttu mu her yer kar pisti olur adaların yoku ...

ARŞİV