Kadıköy Şarkılarına Yazılmış Kadıköy Öyküleri
Hava Güzel Kadıköy’de
“Hadi gel, her şeyi boş ver
Kadıköy’e gidelim
Sinemada bir film izleriz
Hadi gel, her şeyi boş ver
Kadıköy’e gidelim
Galeriden eve resim seçeriz
Paramız yetmez diye sakın üzülme
En kötü vitrinden seyrederiz
Gece bir konsere gider
Ruhumuzu besleriz
Sokaklarda selfie’ler çekeriz
Moda’nın sahilinde
Hayaller bedava
Yeni başlangıçlar deneriz”
Hava Güzel Kadıköy’de/ Ozan Kotra
Eşek kadar oldum, üniversiteyi bitirdim, işe gireli kaç yıl oldu, sigortam bile var, annemin beni doğurduğu yaşı çoktan geçtim, hala kendi evim yok! Yok yanlış anlamayın, satın almaktan bahsetmiyorum, kendi başıma ev bile kiralayamıyorum diyorum. Üç kişiyiz evde, ben ve iki ev arkadaşım.
Durun baştan başlayayım. Grafikerim ben. Güzel Sanatlar mezunuyum, dört senede bitirdim okulu, önce iş aradım uzun uzun, sonra buldum, buldum ama karın tokluğuna. Sigortamı yaptılar diye sineye çektim, ses etmedim ama kolay olmadı üç kuruşa tamah etmek. Şimdi dışarıdan parça başı işler yapıyorum, eşe dosta web sitesi, reklam broşürü filan da anca yetiştiriyorum ucu ucuna.
Ev arkadaşlarımdan birisi özel okulda öğretmen. Aslında öğretmenlikten çok kölelik onunkisi. Atanamayıp özel okulda çalışmaya mecbur olunca öyle oluyor çünkü, hafta içi sabahtan akşama kadar okul, hafta sonu bilimum veli yıkama yağlama işleri… Kazandığı da asgari ücretten bir tık fazla. Bir de prezentabl olma sorumluluğu var onun, bayramlarda kırmızı ceket, veli toplantılarında kuaför, törenlerde jilet!
Diğeri ise işsiz. Böyle deyince çok bozuluyor, ‘olasılıkları değerlendiriyor’ demeliymişiz ama olasılık hiçse düpedüz işsiz oluyorsun işte. Kızcağızın girmediği sınav, yapmadığı mülakat kalmadı, hala iş bulamadı. Her sabah bir azim kalkıyor, oturuyor bilgisayar başına, o site senin, bu site benim, oraya cv gönder, buraya mail at, onu ara, bunu zorla, uğraşıp duruyor. Allah’tan anne babası memleketten para gönderiyor da kirayı yatırabiliyor.
Neyse işte, sonuç olarak biz otuzlarının başında üç eşek kadar kadın, mecburiyetten aynı evi paylaşıyoruz. Ben eski kiracı olduğum için benim odam büyük. Öğretmen olanınki de fena değil ama iş arayanınki apartman boşluğuna bakıyor. Kentsel dönüşümden henüz nasibini almamış elli yıllık bir binaya elli bin lira kirayı zar zor denkleştirip yaşayıp gidiyoruz işte.
Eşya desen, oradan buradan toplama, bir kısmı arkadaşların eskisi, bir kısmı annelerimizin evde tutmak istemedikleri, bir kısmı da spotçulardan denk düşürüp aldığımız zevksiz zevksiz şeyler… Hayaller pinterest, hayatlar ikinci el!
Yaşayıp gidiyoruz dedim de… Bilmiyorum yaşamak mı bu! Tatil yok! Dışarıda yemek ancak ayak üstü! Konser kırk yılda bir. Neyse ki şehir tiyatroları var da hesaplı tarafından oyun seyredip kültür açlığımızı yatıştırıyoruz. Filmi de zaten sadece evde seyredebiliyoruz, malum ortamlardan, hakkı geçen helal etsin, ama ne yapalım, hafifletici unsur olarak ‘herkes yapıyor’ bahanesinin ardına gizleniyoruz.
Neyse ki Kadıköy’de yaşıyoruz. Hatta biliyor musunuz inadına Kadıköy’de yaşıyoruz. Kadıköy’de yaşamaya direniyoruz. Çünkü hayat her şeye rağmen güzel Kadıköy’de. Üç kadın burada, her yerde olduğumuzdan rahatız kafaca. Hele de hava güzelse. Kış henüz gelememiş ve güneş de bezdirmiyorsa canından. Yazın umudu bitmemiş ve güneş hala göz kırpıyorsa bulutların arasından.
Tamam paramız yok, hayat pahalı ama Moda’nın sahilinde hayaller bedava. Çökeriz denizin kıyısına bulutlara bakar bakar bir şeylere benzetiriz. O da mı olmadı yeni başlangıçlar deneriz.
Avarelik etmek güzel Kadıköy’de. Sinemaya yettiremezsek de gider bir galeriden resim seçeriz. Paramız yetmez diye sakın üzülme. En kötü vitrinden seyrederiz.
“Bostancı dolmuş kuyruğunda Sen başta, ben en sonda Öylece beklemişizdir Sabah 7.30 vapuruna Sen koşa koşa yetişirken Ben yürüdüğümden kaçırmışımdır Aynı anda başka insanlara "Seni seviyorum", demişizdir Mutlak güven duygusuyla Başımızı başka omuzlara dayamışızdır Olamaz mı? Olabilir Onca yıl sen burada Onca yıl ben burada Yollar ...
“Hikâyeyi tekrar edeyim sana Gayret gayret hatırlasana İlk görüştük senle biz Moda'da Moda, Moda, Moda yolunda” Ajda Pekkan Sene 1972, Moda’dayım, Deniz Kulübü’nde değil tabii, nerede bende o para, o zaman da çulsuzdum, burundaki çay bahçelerinden birinde oturuyorum. Önümde bir bardak çay, garsonun gözü sürekli bende, bardağ ...
“Ah, Istanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar, aşkı ne anlar Düşsün suya yer yer erisin eski zemanlar, eski zemanlar Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar, şarap rengi dumanlar Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan, Kalamış'tan” Münir Nurettin Selçuk İstanbul’u sevmeyeni sevmiyorum, İstanbul nasıl sevilmez anlamıyorum. Ne hayallerle ...
Adın her gün Adın her gün aklımda Çöpçüm tembelmiş Almamış aklımdakileri benim Sorulur mu? Sorulur mu sokağına? Bastığın yerler neresi? Delirdim derdinden senin Kadıköy’den vapurla Bursa’ya Ordan da Ege kıyılarına Giderken deniz namına Bir tek sen vardın aklımda Kadıköy’den / Salman Tin Bir insana yakışan en g ...
Kadıköy İskelesi “Kim derdi ki Kadıköy İskelesi Bu kadar içimi yakar Kim derdi ki vapurda insanlar Hüzünlerimi anlar Sen gittiğinden beri Yürüyorum yürüdüğümüz yerleri Düşününce yaşadığımız günleri Gözüm doluyor ama ağlayamıyorum Düşününce geçip giden günleri Gözyaşlarıma bunu anlatamıyorum Seni sevdiğimi Çok sevdiğimi Deliler gi ...
Buradan Uzaklara “Ne testler çözdük biz Ne yanlışlar bulduk Ne özetler okuduk da Ne çoktan seçildik Bu yalnızlar liginde Her sene üst üste Şampiyon olmuşuz da Kupalara doymuşuz da Üstelik tanışmışız da Bir Kadıköy akşamında Gidebilir miyiz dersin Buradan uzaklara” Cenk Taner/ Buradan Uzaklara “Çalışan kazanır, elması kızarır” derdi ...
Kadıköy'den İstanbul'a İlk avare akşamlar Alnımda ergenlikler İlk aşkı müjdelermiş Annem babam beni çok severmiş Bir sinemanın önündeyim Siyah beyaz bir film varmış Annem babam beni çok severmiş Ankara'dan abim gelmiş Evde bir bayram havası Annem babam beni çok severmiş Ankara’dan abim geldi/ Grup Gündoğarken Ankara’dan ağabeyimin ...
“Ben en çok senin gülüşünü sevdim En güzel zamanlarımı sana verdim Şimdi Fatoş’un Meyhanesi’ne Sen mi gidersin yoksa ben mi? Fotoğraflarını hala silmedim Sokağa çıkıp birkaç adım bile yürümedim Bundan sonra Moda Sahili’ne Sen mi gidersin yoksa ben mi?” Kadıköy’den Ayrılırken/Açık Seçik Aşk Bandosu Emindi ayrıldıklarına, ...
“Zaman nasıl da geçmiş Küçük kızım büyümüş Geçmişe biraz kırılmış da O her şeyi unutmuş Havasına suyuna aldırmadan Yaşadığım şehre taşınmış Ev iş aynen devammış ama Şimdi biraz daha rahatmış Bakkala diye çıkıp sana gelesim var Hemen bugün olmasa da seni Acilen göresim var Biraz kalabalıkmış otobüs Cam kenarına oturmuş Aklına gelm ...
Geçmem bir daha Kadıköy’den “Bir akşam masası, iki kişiyiz, sen ve ben Gidiyorsun hiçbir şey söylemeden, birden Kadıköy'de bir yağmurlu bahçeden Yıllar külleniyor, izi kalıyor aşkın Yüreğim kurtulsa da yangından, alevden Yana yana kül olayım, unutup yine sevdalanayım Geçmem bir daha Kadıköy'den Sen uzaklarda ülkem, ben gurbette bir göçm ...