Şarkılı Kadıköy Tarihi – 1: Hikayeye giriş…

17 Ocak 2017 - 11:15

Bilen bilir, Ankaracıyım. Üniversite okumak için gittiğim şehirde 21 yıl yaşadım. Şimdi İstanbul’dayım ama bir ayağım hâlâ orada ve bu hep böyle olacak. Ankara’da yaşadığım dönemlerde sıklıkla İstanbul’a gelirdim; bu ziyaretlerimde hep Kadıköy’de kalırdım. Bugün tersini yapıyorum: Selimiye’de yaşıyorum ve Ankara’yı ziyaret ediyorum.

Gelişlerimde Kadıköy’ü tercih etme sebebim, arkadaşlarımın burayı mesken tutması. Ancak bunun ötesinde bir başka sebep var: Kadıköy, İstanbul’a ilk ayak bastığım yer. Liseyi İzmit’te okudum, günübirlik İstanbul ziyaretlerimi trenle yaptım ve hep Haydarpaşa’dan karıştım şehre. Ankara’da yaşadığım zamanlarda da bu değişmedi: Artık olmayan trenler, artık kullanılmayan Haydarpaşa Garı’na getirdi hep beni. İnmek, Kadıköy’e yürümek, rıhtımda kahvaltı yapmak ve denizi seyretmek, İstanbul rutinimdi. Nereye gidersem gideyim hep bunu yaptım, şehre her seferinde Kadıköy’den aktım.

Kadıköy’ün bir başka güzel tarafı, Barış Manço’nun orada yaşıyor olmasıydı. Hâlâ orada “yaşıyor”. Evinin önünden ilk geçişimde duyduğum heyecan, yolumu “onu görürüm” umuduyla hep o sokağa düşürmem, müze olduktan sonra sıklaşan ziyaretlerim, Kadıköy’ü benim için anlamlı kılar –ki bugün, Cafe Los Manços’da onu anarak oğlu Batıkan’la sohbet etmek, o heyecanın devamı.

Kadıköy, (bugün adına “pop” dediğimiz) Türkçe sözlü hafif Batı müziğinin filizlendiği noktalardan. Asıl olay 60'lı yıllarda geçiyor. Bugün, art arda açılan, iyi müzik dinleyebileceğimiz mekanların katkısıyla bir Kadıköy-sound’dan söz edebiliyoruz ama kökeni geride ve çok sağlam. Evveliyat önemli. Yazık ki bu mevzuda pek kitap ve makale yok ancak eski dergilerdeki bir kısım haberler, buralı müzisyenlerle yapılmış söyleşiler ve plak kapaklarındaki referans yazıları, elimizdeki kaynaklar. Gazete Kadıköy’deki yazılarımı, biraz da bunları toparlama bahanesi olarak görüyorum. Bu ilk yazı genel bir yazı ama sonrasında isimler üzerinden ilerleme niyetindeyim…

Bugün Kadıköy-sound olarak andığımız oluşumun temelleri, ‘80’li yıllarda atıldı. Öncesi elbette var, az sonra değineceğim ama başta Whisky ve Kesmeşeker olmak üzere o dönem kurulan Kadıköy merkezli ekipler, bugünkü durumun müsebbibi. ‘90’lı yıllarda olay hip-hop'a döndü, yakın zamanda da deneysel grupların katkısıyla bambaşka bir yola girdi. Ana arterin tümüyle dışında ama stabilize değil: En fazla “yan yol” diyebiliriz buna. Şüphesiz ana arter üzerinden ilerleyen Kadıköylüler de var ama benim görmeyi tercih ettiğim, “yan yol”dakiler.

Kadıköy’ü merkez alıp biraz genişlersem, hatta Üsküdar ve civarına uzanırsam, ‘70’li yılların bereketini bu yazıya taşıyabilirim. O dönemde, rock camiası, Üsküdar'da Tünay Akdeniz'in dükkanını mesken tutmuştu. Sonrasında bu Kadıköy’e taşındı ve hadise Akmar Pasajı’nda büyüdü. Az daha gerilediğimizde, “rock Kadıköy’den doğdu” cümlesini kurabiliyoruz. İddialı, evet ama dayanağı sağlam: Bir yanda (Galatasaray Lisesi’nde okumalarına rağmen) Barış Manço ve Fikret Kızılok, diğer yanda Kalamış'tan Mazhar Alanson ve Fuat Güner, onların yakınında ikamet eden Bülent Ortaçgil, Erenköy civarından Cahit Oben, Kadıköy Ticaret Lisesi'nden (sonradan Kurtalan Ekspres'in belkemiği olacak) Nur Moray ve Ohannes Kemer, bu yakanın insanları. Hep rock üzerinden gitmeyeyim, Kadıköylü bir başka ismi anayım: Erol Evgin, şarkı söylemeye Moda Deniz Kulübü'nde başladı!

Daha da enteresanı, 1940'larda Kadıköy Halkevi, memlekette cazı doğuran çalışmalara imza attı: Hulki Saner, İlhan Mimaroğlu, Necdet Alpün, Mehmet Akter, Erdem Buri bu bünyeden çıktı. Erdem Buri çok önemli: Hayat arkadaşı Tülây German'la birlikte Anadolu-pop’un, bir anlamda “yeni” müziğin müsebbibi. Şunu söyleyebiliyoruz: Anadolu-pop, Moda – Üsküdar hattında filizlendi. Bu müziğe adını veren Moğollar’ın iki has elemanı, Taner Öngür ve Cahit Berkay, buralı. O dönem fırtına gibi esen bir kısım toplulukların elemanları da… Bütün bu isimleri sayarken, hâlâ Kadıköy’de yaşayan Gökçen Kaynatan’ı ve Bahariye civarındaki stüdyolarını hatıradığım Mavi Işıklar’ı unutmamam gerek. Daha çok isim var ama yeri, zamanı geldikçe bunları hatırlatacağım.

Bu yazı, hikâyenin girişi olsun. Önümüzdeki ay Barış Manço’dan başlayarak Kadıköylü müzisyenleri mercek altına alacağım. Şarkılı Kadıköy Tarihi, bu sayfalarda şekillenecek. Bu, bir anlamda memleket rock tarihi aslında. Hem Kadıköy’e ve buralı müzisyenlere bir saygı duruşu, hem de renkli-resimli, eğlenceli bir hatırlatma. 

Yazarın Diğer Yazıları

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 13: Hikâyenin sonu…

Yılın başında, Kadıköy’ün “şarkılı” tarihini anlatmaya soyunduğumda, bu işi kolaylıkla kotarabileceğimi zannediyordum. Olmadı. Yazdım, yazdıklarımdan ziyadesiyle memnunum ama zorlandım. İsim bulmakta değil, isimleri ayırmakta! Kadıköy, bir derya. Barış Manço’yla başlayan, Gaye Su Akyol’la biten bu küçük “dizi”de daha çok isim yer alabilirdi lakin s ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi: 12 - Mahallenin genç ustası Gaye Su Akyol

Mahallenin ele avuca sığmaz kızlarından birini anlatacağım bu yazıda. Her an her köşede karşılaşabileceğiniz biri zira mahalleyi, sokakları ve mekânlarıyla seviyor hatta zaman zaman onlara müdahale ediyor. Arada uzaklara kaçsa da meskeni Kadıköy. Uzaklar dediğim, uzay: Bizi alıp götürdüğü yer. Onunla yolculuk yapmaktan duyduğumuz memnuniyet bir yan ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 11: Mahallenin “kıdemli abi”si Metin Ersoy

Dillere dolanan ilk şarkılardan biridir “Vakit Yok Gemi Kalkıyor Artık”. Duyduğunuz anda sizi etkisi altına alır, sarar, sarmalar ve hayatınız boyunca size eşlik eder. Durup dururken kendinizi “O gemide ah ben de olsaydım / Açık denizlere yol alsaydım” derken bulmanız işten bile değil. Yaratıcısı, geçtiğimiz günlerde 83 yaşında hayatını kaybeden Me ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 10: Mahallenin şarkılı şairi Bedri Rahmi Eyüboğlu

Kadıköylü şarkıcılardan söz ederken Erol Evgin’i anmamak olmaz: Yürüyüşüne Moda’dan başlamıştır. Moda Deniz Kulübü’nde verdiği “amatör” konserler bir yana, ilk topluluklarından birine Moda 5 adını koymuştur. ‘70’li yılların tartışmasız “yıldız”ıdır; genç kızların evlenmek istediği, benim gibi çocukların büyüyünce olmak istediği isimdir. Büyüdüm, Er ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 9: Mahallenin buluşma noktası PlaKadıköy

2017 başından beri bu köşede Kadıköy’ün “şarkılı” tarihini yazıyorum. Başlamadan önce yaptığım ilk iş, mahalleden geçen müzisyenleri hatırlamaktı. Aklıma gelen ilk isimlerden biri, Bülent Ortaçgil oldu. Tefrikanın 4. nüshasında onu anlatmaya çalıştım. Bir diğer isim, hâlâ yazmadığım Gaye Su Akyol. Elbet yazacağım çünkü önemli kırılma noktalarından ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 8: Mahallenin “huysuz ihtiyar”ı Fikret Kızılok

Huysuzdu. Hep doğru bildiğini söyledi. Yolunda yürürken sürekli kulvar değiştirdi, tarzdan tarza yöneldi ama müziğini hiç bozmadı. Karabatak gibiydi: Bir an ortadan kayboluyor, aniden çıkıyordu. Kayboluşları “yeni” çalışmaların habercisiydi ve hiçbir zaman bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Mahallenin “huysuz ihtiyar”ı Fikret Kızılok, bugün hayırla ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 7: Mahallenin uslu çocukları Pinhâni

Geçtiğimiz ay Kadıköy’den söz eden, yolu Kadıköy’den geçen şarkıları yazdım ancak adında mahalleye gönderme yapan o güzel albümden söz etmedim. Unuttuğumdan değil, bu ayki yazıya konu edeceğim için. Mevzubahis, 2016 tarihli son Pinhâni albümü “Kediköy”. Adıyla değil kapağıyla da kalbimizi kazanan, son zamanlarda yayımlanmış en güzel “iş”lerden biri ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 6: Mahallenin Şarkıları

Şarkılı Kadıköy Tarihi’ne başlarkan Kadıköylü müzisyenleri ya da yolu Kadıköy’den geçmiş insanları yazma niyetindeydim. Şu ana kadar kişisel tarihimde iz bırakmış Kadıköylüleri yazdım: Barış Manço, Mavi Işıklar, Bülent Ortaçgil ve Kesmeşeker’in “kaptan”ı Cenk Taner… Böyle de devam edeceğim ama bu ay, dizinin ortasına yaklaşmışken portrelere küçük b ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 5: Kaptan, mahallenin kendisi

Ankara’da yaşadığım yıllarda İstanbul bana hep korkutucu gelirdi. O dönem garaj Topkapı’daydı ve ben orada iner, bildiğim iki yere giderdim: Taksim ve Beşiktaş. Arkadaşlarım ve sevdiğim mekanlar oradaydı çünkü. “Karşı” kıyı bana hep uzak gelirdi: Sanki başka bir coğrafya gibi, geçtiğimde kaybolacakmışım gibi, bir daha geri dönemeyecekmişim gibi… Na ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 4: Mahallenin “ağır abi”si Bülent Ortaçgil

Kadıköy denince akla gelenlerden biri Kadıköy Anadolu Lisesi yani Maarif Koleji. Ünlüsü bol: Nilgün Marmara’dan Seyhan Erözçelik’e şairler, Altan Erkekli gibi “artist”ler, Ufuk Uras gibi politikacılar, Hasret Gültekin’den Önder Focan’a, müziğin her alanından pek çok isim, oradan geçmiş. Kimi okumuş, mezun olmuş, kimi genç yaşta orayı terk ederek ha ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 3

Mahallenin eğlenceli ayağı Mavi Işıklar Şarkılı Kadıköy Tarihi’nin en eğlenceli hikâyelerinden birini anlatacağım şimdi… Mavi Işıklar’ın hikâyesi! Eğlence, grubun bizzat içinde. Şöyle bir konser düşünün: İzlemek için sahnenin karşısında yerinizi alıyorsunuz, sahnede beş tane yatak ve sessizlik… Konser vakti geliyor, beş yatağın başında bulun ...

Şarkılı Kadıköy Tarihi – 2: Mahallenin hikâyecisi Barış Manço

Kadıköy’ün “şarkılı” tarihini anlatmaya, şüphesiz mahallenin en iyi hikâyecisiyle başlamak gerek. Barış Manço, bugün müze olarak kullanılan evinde yaşarken sadece semtinin değil bütün dünyanın hikâyelerini bize taşıdı. Şarkılarında anlattıklarıyla yetinmedi, televizyondan seslendi. Geçmişten beslendi ama anlattıkları bugüne dairdi. Dahası, onları d ...

ARŞİV