Kadıköy Yürüyüşleri

10 Şubat 2017 - 14:12

“Hayatı ve kadınları öğrendiğimiz Kadıköy Sokakları” derdi Kaan Çaydamlı, biz de inandık. Kadıköy Sokları’nda yaşam denen tuhaflığı ve kadın denen kendimizi anlarız sandık. Bu yüzdendir ki, senelerdir bu sokaklarda yürüyor, yürürken kimi kedilerle selamlaşıp, kimi tanıdıkların gönlünü okşuyoruz. Ve müsadenizle sizlere bu yazıda Kadıköy’de en sevdiğim şeyler kapsamında, “Kadıköy yürüyüşlerinden” bahsetmek istiyorum.

Mahalleli bilir, burada her yere yürürsünüz. Markete, vapura, dolmuşa, çarşıya, sahile… (Her ne kadar pazara yürümek artık sportmenlik yahut kahramanlık klasmanında olsa da, onu da bir iki kez, dönüşte taksi kullanmak suretiyle yaptım elbet. Salı Pazarı’na yürümeyi özlüyorum, evet.) Hatta bir yere yürürken havaya yahut o günkü keyfinize göre güzergâhlar da çizersiniz. Misal sakin havalarda Moda’dan vapura yürümek için manzaralı Muradiye Yokuşu’nu, canınız piyasa yapmak istiyorsa Moda Cadde’sini takip edersiniz. Hem hava bozuk, hem de tepeniz atıksa, artık mecbur Rum Okulu’nun sokağını, Süslü Karakol mevkiini yahut huzurevi dolaylarını tercih edeceksiniz.

Alışveriş yürüyüşü şüphesiz hem Bahariye Caddesi’ni, hem de Balık Pazarı’nı kapsayacak. Geniş bir yay çizip nihayet peynir yahut balık alımları da tamamlandığında, kömürde pişirilen Türk Kahvesi, yanında lokumuyla sizi bekliyor olacak. Minicik ferforje bir masada önünüzden akan Kadıköy kalabalığını izleyeceksiniz. Ve çok kısa süre içinde, bu insan selinin İstanbul’un hiçbir yerine benzemediğini, hayretle fark edeceksiniz. Güzel kızlar, iyi giyimli genç adamlar, kibar ve gülümseyen yaşlılar akacak önünüzden. Önce insanıyla “evde” hissettirecek Kadıköy; sokaklarında yürümek o yüzden bu kadar özgür, bu kadar keyifli olacak.

Şayet maksatsız, öyle avare yürünecekse, sizi antikacılar sokağına alalım. Biraz geçmişin görkemi ve geleceğin gizemi arasında hayallere dalın. Plakçı ve sahafları başka bir yazıda anlatacağımız için, isterseniz bu yürüyüşte es geçebilirsiniz. Onun yerine Halil’de hiç aç olmadığınız halde bir lahmacun gömün, barışalım. Sizi herhangi bir şeye özendirmek istemem, lakin yürüyüşünüz yeterince avare ise, bir noktada Kadife Sokak’ta biraz soluklanmak isteyebilirsiniz. Hangi mekâna girerseniz girin, epey gelişmiş bir müzik zevki karşılayacak sizi.

Şayet Instagram hesabınızı şenlendirecek havalı fotoğraflar çekmek, sokak sanatı, mural ve tarihi binaya doymak isterseniz, size Yeldeğirmeni üzerinden taa Acıbadem Köprüsü’ne kadar, yan sokalara dalıp çıkmalı bir rota çiziyorum. Dönüşü sahilden yaparsanız, Yazıcıoğlu’na uğrayıp, fotoğrafları saklayacak harddisk ya da artık yürümekten yorulduysanız, bir bilgisayar oyunu da alabilirsiniz. Lakin son söylediğimi çok tavsiye etmiyorum. Bir de tabi, halen çatısı pimapen kaplı, mahsun dursa da, Haydarpaşa’ya yürüyüp, İstanbul’a bir de onun merdivenlerinden bakmanızı öneriyorum.

Âşıksanız, yapacak bir şey yok. Size sevdiceğinizle birlikte, tarihi Moda İskelesi’nden Kalamış Parkı’na kadar 3-4 kilometrelik bir parkur çizmek mecburiyetindeyim. Bu parkurda dikkat edilecek iki temel husus var; şimdilerde biraz toparlıyor olsa da Kurbağalıdere’den hızlı ve ağızlar kapalı şekilde geçmek bunların ilki. İkincisi, yat limanı girişinde, bisiklet yolunu takiben limanın içine doğru sapmak. Merakınız varsa oradaki geniş (ve sakin) çimenlikte durup yoga bile yapabilirsiniz yelkenlilere karşı. Ben yapıyorum çünkü, siz niye yapamayasınız?

Kadıköy’ün bir de siyasi yürüyüşü meşhurdur. Orasına pek girmek istemiyorum bugün. Henüz Moda Sırtları’nda, Bomonti’ye doğru pek dolaşmadık. Oradan yukarı yürüyüp Saint Joseph’in bahçesinden, havuz başından geçmedik. Ordan tekrar sola vurup, Barış Manço’nun Evi’nden sekmek suretiyle, Moda Sarıca Arif Paşa Konağı’nın (Ali Usta’nın karşısındaki muhteşem taş bina) kenarından tekrar caddeye çıkmadık… Dondurma, waffle yahut çay bahçesi de önermedim size. Çünkü biliyorum, buralara otursanız, kalmak istemezsiniz. Hâlbuki benim bu yazıdaki görevim, sizi yürütmek. O yüzden son olarak naçizane, minik bir “Kadıköy’de yürürken dinlenecek şarkılar listesi” bırakıyorum...

Haydi, ayağınıza sağlık. Bir sokakta illa selamlaşırız.

Kadıköy yürüyüşlerinde dinlenmesi elzem şarkılar:

Ajda - Moda Yolunda

Barış Manço - Tamamı

Büyük Ev Ablukada - Güneş Yerinde

Gaye Su Akyol - Biliyorum

Smiths - There is a Light That Never Goes Out

New Order - Blue Monday

Pink Floyd  - Echoes

Ceza - Panorama Harem

Beatles - Because (yüksek sesle söylenecek de)

Nirvana - Hairspray Queen

Clash - London Calling

Yazarın Diğer Yazıları

Yeni yıldan bir şeyler diledim ama hiç oralı olmuyor

Yıl dediğimiz şey, dünyanın güneşin etrafını tam tur pırlanta gibi dolanmasından başka bir mevzu değil. Günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce, Brütüs’e sitemiyle ve salatasıyla tanıdığımız Jules Ceasar, kabineyi toplayıp, “Hadi kankalar, bundan gayrı şu 12 aylı güneş takvimini kullanıyoruz.” demiş. Gerçi insanoğlu sonraları Gregoryen takvime geçmiş lak ...

Dönüşüm Halleri

O sabah mahallenin eczanesi, berberi ve nalburu uyandıklarında, kendilerini devcileyin birer kafe, pizzacı ve gurme hamburgerciye dönüşmüş buldular. Üstelik bu apansız değişime hayıflanacak vakitleri de olmadı hiç. Zira henüz kepenklerini açmadan, kapılarında onları tüketmek isteyen kalabalık bir kuyruk oluşmuştu. Moda’nın 15 senelik Memoli Erke ...

Mütemadiyen Marjinalleşiyorum

Geçen hafta aynı gün içinde iki tane devlet dairesine gittim. İnanır mısınız, başıma trajikomik hiçbir şey gelmedi. Dedim: “Siz şaka mısınız yahu? Artık devlet dairelerinde de macera yaşayamayacaksak, biz mizahçılar olarak malzememizi nereden bulacağız? Ekmeğimizi nereden çıkartacağız?” Hayır, insan sevabına oraya inanılmaz bir sıra, uzun bir bekle ...

Ekranların Aranan Sokağı

Oturduğum sokakla gurur duyuyorum. Çünkü kendisi hepimizden ünlü; adeta bir rock yıldızı, adeta ekranların aranan yüzü... Moda Deniz Kulübü’nün bir arka sokağı desem, Kadıköylülerin zihninde hemen canlanacağından eminim. Sokağımızı memleketin geri kalanına anlatmak içinse, bizzat rol aldığı sayısız reklam filmi ve diziden, hatta bir adet de kamu sp ...

Tadilat, İnşaat ve Latte

Geçen yine akşamüstü yürüyüşüne çıkıyorum. Tam apartman kapısından çıkıp kulaklığımı kulağıma yerleşirtiriyordum, giriş katındaki komşumuz selam verdi. Eşiyle beraber balkona kurulmuş kibar kibar uzo içiyorlar. Afiyet olsun. Komşum dedi ki; eşinizin komşularla ilgili yazısını üstümüze alındık. Dedim; sizin alınacak bir şeyiniz yok. Apartmanda yedi ...

Kadıköy’de Tatil

Biz henüz tatile gidemedik. Zaten bayramda tatile gitmeyişlerimiz ailecek meşhurdur. Yollarda yapılabilecek kaza, sahillerde müdahil olunabilecek şezlong izdihamlarından kaçınmak maksadıyla, bayramda sokağa burnumuzu dahi uzatmayız. Bunun üzerine geç başlayan sezon, aniden bastıran sıcak, eve bakıma gelen yaralı kedi derken, henüz suya ayak sokmuşl ...

Bir Öykü ve Bir Sabah

Geçen sabah tam gün doğmadan önceki o mahsun aydınlığa uyanınca, balkona çıktım. Ayıptır söylemesi bizim balkon epey güzel. Ortanca henüz açmadı lakin kıştan kalma sefaletinden epey arındı. Sarmaşıklar zaten son kar yedikleri günden bu güne, çılgınca coşmaya, tüm balkonu donatmaya yeminli... Petunya mor, avokado fidanı dibinde coşan Kapadokya’dan t ...

Sabahlar Olur, Sen Geceyi Hatırla

Yıllar önce Beşikta’ta oturur ve ‘Kim Lan Bu Hayatımın Erkeği’ bloguna yazarken, Kadıköy’ün gece hayatında gözlemlediğim erkekleri Avrupa yakasından daha yakışıklı ve centilmen, kızları ise daha iyi giyimli diye övmüştüm. 10 yıl olmuş bunu yazalı. Bana sorarsanız, kızlar hala İstanbul’un diğer ilçelerini kıskandırıyor. Erkeklere gelince, centilmenl ...

Ama Komşular İyidir

Nihayet bahar geldi, ben de bisiklet sezonunu açmaya karar verdim. Kadıköy’ün en çok sevdiğim özelliklerinden biri de bisiklet yolları; lakin bu hususu daha sonra konuşuruz. İki gün önce sırtıma yoga matımı yükleyip, Moda’dan Kalamış Yat Limanı’a vurdum pedalı... Tam limanın içinde, benden duymuş olmayın ama pek az kişinin kullandığı genişçe bir çi ...

Kadıköy Sedası

97 senesinde elimde pembe bez çantam, Kadıköy rıhtımına indiğimde, Kadıköy’ün sedasının olsa olsa martı çığlığı ve vapur düdüğü olabileceği fikrine kapılmıştım. Tabi o vakit gençten de öte, çocuk irisiydim ve o zamanlar ne tüm şarkılarını ezbere bildiğim Kargo’nun, ne birkaç ay içinde Kemancı’da tanışacağım Kesmeşeker’in, ne de o yıl müptelası olac ...

Selam size, saygıdeğer Kadıköylüler!

Sizlerle 6 yıldır paylaşmaktan son derece mes’ut olduğum bu semt, benim için maalesef İstanbul’da kalan son kale, son sığınak... Artık çoğunu gönlümce kullanamadığım, sokaklarında gece kendimi rahat hissedemediğim, zaten güzel bir yerine gitmek istesem de, trafikten oraya bir türlü ulaşamadığım İstanbul’un, yaşanabilir yegane yeri... İş bu sebepten ...

Bir Tiyatro Muhiti Olarak Kadıköy

Bütün bir yıl bekledim. Çünkü Kadıköy tiyatroları hakkında bir yazı kaleme alacaksam, en azından her ay bir oyun izler, yazımı öyle hazırlarım diye düşündüm. Sonra bu konuyu masaya yatırdım, hatta çeşit çeşit oyun broşürleri topladım, çantamda uzun zaman gezdirdim. Lakin günün sonunda yine bir hayaller hayatlar klasiği yaşandı ve ben koca bir yıl b ...

ARŞİV