MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI
KURŞUN ASKER – 2
Geçen yazıda sizlere Kurşun Asker’i kapitalizmin elinde oyuncak olmaktan kurtaran kahraman bilim insanı Clair Patterson’un hikâyesini anlatacağımdan bahsetmiştim değil mi? Demli çaylarımızı içip kafamız iyice açıldığına göre ekonominin ve bilimin karmaşık dünyasına girebiliriz. İlk otomobillerde önemli bir sarsıntı sorunu bulunmaktaydı. Thomas Midgley, 1916 yılında Dayton Engineering Laboratories Company’de araştırmacı olarak çalışmaya başladı. Motorlardaki vuruntu sorunu üzerine yaptığı araştırmalarla içten yanma konusundaki çalışmalara öncülük etti. 1921 yılında tetraetil kurşunu buldu. Böylece motorlarda sarsılma sorunu büyük ölçüde azalmış oldu. 1923 yılında ABD’nin en büyük şirketlerinden üçü -General Motors, Du Pont Ce, Standard Oil Of New Jersey- birleşerek, dünya talebini karşılamaya yetecek miktarda tetraetil kurşun üretmek amacıyla Ethyl Gasoline Corporation ortaklığını kurdular. Aslında aynı işi benzin-etanol (bitkisel alkol) karışımı bir yakıtla yapmak da mümkündü. Ama bitkiden alkol üretmek ve benzine karıştırmak herkesin yapabileceği bir işti ve daha pahalıydı. Bu patent sayesinde benzin piyasasının yüzde 20’sine hâkim olmayı planlamışlardı. Böylece bitkisel ve doğayı daha az kirleten biobenzin yerine kurşunlu benzini piyasaya sürdüler. Biyoyakıtlar ancak 1970’lerde -o da çevresel değil tamamen ‘duygusal’ sebeplerle- petrol sıkıntısı karşısında alternatif ürün olarak yeniden gündeme gelebilmiştir.
1936’ya gelindiğinde -aradan sadece 13 yıl geçtiği halde- benzine kurşunu bulaştıran “ethyl” katkı maddesi ABD’de satılan benzinin yüzde 80 - 90’ına girmeyi başarmıştı. Üstelik piyasanın kendisi bu süre içinde iki kat büyüyerek 45 milyar litreyi aşmıştı. Ethyl’ciler litre başına yaklaşık 1 cent kazanıyorlardı. Standart Oil bu kâr sayesinde rakiplerine göre yüzde 70 indirimle petrolünü taşıtmış, hatta rakiplerinin ürünlerinin taşınmasından pay alarak kârını arttırmıştı ve sonuçta zora düşen diğer rafinerileri satın alarak tekelleşmişti. Öylesine büyümüştü ki, ABD Meclisi çareyi bu devasa şirketin 34 farklı şirkete bölünmesine karar vermekte bulmuştu. General Motors da bu petrol şirketi gibi rakiplerini satın alarak dünyanın en büyük otomobil üreticisi haline gelmişti. Yani piyasaya sürülen ucuz ve kullanım rahatlığı sağlayan kurşunlu benzin 10 yıl gibi kısa bir sürede dünyanın dev şirketlerini doğurmuştu.
Bu ekonomik verilerle canınızı sıktığımın farkındayım, o halde benzini tekrar dönmek üzere bir kenara bırakarak biraz da bilim üzerinden devam etmeye ne dersiniz? Dünyanın yaşının hesaplanması meselesini ele alalım. Bir taştaki uranyumun ne kadarının kurşuna döndüğünü bildiğiniz takdirde, taşın oluşumunun üzerinden ne kadar zaman geçtiğini hesaplayabilirsiniz. Bunun için göktaşları ideal materyallerdir, zira göktaşındaki kurşun miktarı dünyanın oluşumundaki miktarla birebir aynıdır. Uranyumun sabit bozulma hızı bilindiğine göre dünyanın oluşumuyla yaşıt olan gök taşının yaşı elde edilebilirdi. Bunun için tek yapılması gereken göktaşındaki kurşun miktarını ölçmektir.
Clair Cameron Patterson altı yıllık çalışmalarının sonunda dünyanın 100 milyon olarak bilinen yaşının 4,55 milyar olduğunu buldu. Ancak araştırmaları sırasında aslında haberi olmadan çok önemli bir keşif daha yapmıştı ve bu keşfi başına büyük bir bela getirebilirdi. Patterson 1953 yılında dünyanın yaşını tespit ettikten sonra büyük üne kavuşmuş ve dünyanın önemli bilim insanları arasına yerleşmişti. O da herkes gibi etraftaki kurşun varlığının doğal olduğuna inanıyordu. Fakat buna rağmen kurşun hakkındaki her şeyi keşfetmek için -sonrasında kanlı bıçaklı düşmanı olacak olan- Amerikan Petrol Enstitüsü’nün imkânlarıyla derin ve sığ sulardaki kurşun birikim miktarını ölçmeye başladı; sonuçlar garipti. Okyanusun yüzey sularındaki kurşun miktarı derinlere göre oldukça fazlaydı. Aslında kurşunun dibe çökmesi ve sular derinleştikçe miktarının artması gerekiyordu. Okyanuslarda sığ sularla derin suların karışmasının bir kaç yüz yılı bulduğu biliniyordu. Patterson, buradan hareketle yüzey sularındaki kurşunun yeni ortaya çıktığı sonucuna vardı. Aksi halde daha eşit dağılmış olurdu. Dünya okyanuslarında bu kadar fazla kurşun birikmesinin sebebini de bir süre sonra buldu: Kurşunlu Benzin.
Patterson konuyla ilgili bilimsel bir makale yazdı ve makalesinin yayınlanmasının hemen ardından olumlu – olumsuz tepkiler gelmeye başladı. Petrol lobisinden Patterson’a başka araştırmalarda kullanılmak üzere sınırsız destek teklifi geldi ama kabul etmedi. Bunun ardından tehditler gelmeye başladı. Öte yandan Amerikan Hükümeti, Ordu, Donanma, Atom Enerjisi Komisyonu, Kamu Sağlığı Dairesi ve Ulusal Bilim Vakfı gibi kurum ve kuruluşlar da ona destek verdi. Destek veren kurumlar arasında en ilginci şüphesiz, Atom Enerjisi Komisyonu’dur. Burada da amacın benzinin zararlarının ortaya dökülmesiyle alternatif enerji olan atom enerjisinin lobisinin yapılması olduğu ortadadır. (Tıpkı günümüzde, yaşanan bir elektrik kesintisinin ya da doğalgaz sıkıntısının hemen akabinde nükleer reaktörlerin gözümüze sokulması gibi.) Patterson, kurşun kirlenmesi hakkında yeni araştırmalar için Grönland ve Antarktika’ya seyahatler yaptı. Antarktika’da buzulun 60 metre altını kazarak iki yüz yıl önce yağan karın oluşturduğu buz kütleleri üzerinde incelemeler yaptı. Sonuçlar onu yanıltmadı, kurşun miktarı birkaç yüz yıl önce oldukça azdı, kirlenmenin sebebi kesinlikle kurşunlu benzindi!
Nihayet zurnanın zırt dediği yere yani kurşunlu benzinle Kurşun Asker arasındaki ilişkiye geldik. Fakat bu ayki yazımda sizleri ekonomik ve bilimsel açıklamalarla fazlasıyla yorduğumdan bir kahve molasını hak ettiniz bence. Haa bu arada, kahvenin rahatlatıcı etkisini insanlardan önce keçilerin fark ettiğini biliyor musunuz? Kahvenin öyküsü XIII. yüzyılda Yemen’de keçilerini otlatan bir çobanın yorgun ve uyuşuk hayvanlarının bu sihirli topları yemesiyle canlanmasına dayanır. Çobanın, bu sert tohumu dişiyle kıramayınca taşla ezip suda kaynatması, dünya üzerindeki en büyük endüstrilerden birinin doğmasına sebebiyet verir. Siz kahvelerinizi yudumlarken ben de müsaadenizi isteyeyim.
Kaynak olarak, Kapitalizmin Çarkını Bozan Dahi: Clair Patterson, Baranba, Baranbaablog, 18.02.2015 ve Bir Başına Bir Bilim İnsanı: C. C. Patterson, Murat Çetinkaya, Açık Bilim, 07.10.2014 yazılarından yararlanılmıştır.
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -5 Amerikalı şair Anne Sexton kadınların masallarda ve hayatta edilgen olmasına itiraz edenlerdendir. İntiharından 3 yıl önce 1971 yılında yayımlanan kitabı Transformations’daki (Dönüşümler) şiirleri peri masallarının yarattığı pembe dünyanın gerçek olmamasının kızgınlığıyla yazmıştır. ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -4 Genellikle uykuya; on üç, on beş gibi -masalın geçtiği zamanda- menstrüasyonun başladığı yaşta dalınmaktadır. Baba kızının cinselliğini engellemek için erkeklik organını simgeleyen bütün çıkrıkları, iğneleri kaldırsa da, gene de zamanı geldiğinde bu durum gerçekleşir. Bir erkek o ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -3 Basile’in, Talia’yı anlatırken Leto’nun hikâyesinden etkilenmiş olma ihtimali vardır. Zira Zeus’un sevgilisi olan Leto ikiz çocukları Güneş tanrısı Apollon ile ay tanrıçası Artemis’i doğurmuştur ve Zeus’un karısı Hera’nın kıskançlığını da üzerine çekmiştir. Yunan mitolojisindeki ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -2 Grimm Kardeşler’in masalına Dikenli Gül demelerinin sebebi ise gül ne kadar güzelse dikeninin o oranda keskin olması durumudur. Masalın Almanca’daki adı Dornröschen olup, rose yerine kullanılan röschen bizdeki –Ayşe‘cik’ gibi- küçüklük belirten ek gibi olup kızın toyluğuna vurgu yap ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -1 Uyuyan Güzel, öyle mümbit bir masaldır ki, İtalyan şair Giambattista Basile’in 1634’te yayımlanan kitabında Ay, Güneş ve Talia adıyla yer almasıyla başlayan yolculuğu, 1697’de Fransız yazar Charles Perrault’un Peri Masalları’nda Uyuyan Güzel, Grimm Kardeşlerin 1812’de basılan Ço ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -3 Peki, buradaki konuşan sinirli varlığın neden kedi olduğunu hiç düşündünüz mü? Masalın kaynağının Afrika olmasıdır, bunun sebebi. Eski Mısır’da kedilerin dini inanç ve ayin nesnesi olduğunu günümüze kadar gelen piramitler sayesinde gözlerimizle görebiliriz. Kedi tanrıça Bast, firavunun ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -2 Çizmeli Kedi’nin bir benzerini bize Boratav anlatır, ancak Anadolu masalında kedinin yerini tilki alır, sonunda da Keloğlan tilkisinin iyiliğine hıyanetle karşılık verir. Tilki ile Çimenci Padişahının Oğlu masalında bir Keloğlan varmış, bu oğlancık değirmene çırak girmiş. Değirmen ...
Çizmeli Kedi Masalı üzerinden miras taksimi meselesi -1 Charles Perrault’nun en bilinen ve masallarından olan ve benim de en sevdiğim masallardan biri olan Çizmeli Kedi aslında miras taksimi meselesini göstermesi açısından çarpıcıdır. Yaşlı değirmenci ölünce; büyük oğluna değirmenini, ortanca oğluna eşeğini, küçük oğluna ise ke ...
OSCAR WILDE MASALLARINDA SOSYALİZM VE İNSAN RUHU - 4 Kürk Mantolu Madonna ve samurlar içinde Mona Lisa Sabahattin Ali, hiç Oscar Wilde okumuş mudur, onun Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünden haberi var mıdır? Bilmiyorum. Buna ilişkin hiçbir yerde bir kanıta rastlamadım ama ben Oscar Wilde’ın Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünü her okuduğumda aklıma S ...
Oscar Wilde Masallarında Sosyalizm ve insan ruhu -3 Genç Kral Skolastik Fantazya isimli kitapta yer alan “Simurg’un Kanatlarını Takmak mı? Sarayın Merdivenlerine Camdan Ayakkabı Bırakmak mı?” isimli makalesinde Melek Özlem Sezer, masallarda halkın krallık sistemini asla sorgulamamasını eleştirir: “Ülke yönetiminin bir sistem ve bilinç gerekti ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -2 Mutlu Prens Pinokyo, Gulliver’in Yolculukları gibi yetişkinler için yazılmış pek çok roman zamanla kısaltılarak, ‘zararlı’ kısımları ayıklanarak kuşa çevrilerek çocukların okumasına hazır hale getirilmiştir. Büyükler için yazılan kimi masallar anlamından kopartılarak çocuklara anlatılmaya ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -1 Tam adıyla söyleyecek olursak, Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde ya da Herkes Öldürür Sevdiğini diye dilimize yerleşmiş olan Reading Zindanı Baladı’nın şairi, masal yazarı, sosyalist, ahlaksız Oscar Wilde. Kulak verin sözlerime iyice, Herkes öldürebilir sevdiğini Kimi bir bakışıyla ya ...
Rapunzel üzerinden çocuğa erginleşmenin anlatılması -2 Doğulu kimi edebiyat tarihçileri, Rapunzel’in esin kaynağının 11. Yüzyılda Firdevsi’nin yazdığı Şehname’de geçen Rudaba olduğu söyler. Şehnâme’de, Rüstem’in, Hükümdar Zal’ın kalesi Kabil’e, hükümdarın kızı Rudaba’nın sarkıttığı saçlarına tırmanarak girmesi anlatılır. Benzer bir olayı Osmanlı ...
RAPUNZEL ÜZERİNDEN ÇOCUĞA ERGİNLEŞMENİN ANLATILMASI - 1 Uzun sarı saçlı Rapunzel’i, kapatıldığı kuleyi falan hepimiz biliriz de masalın adının nereden geldiğini, sonunun nasıl olduğunu pek bilmeyiz. Fazla meraklandırmadan söyleyeyim masal adını maruldan alıyor. Yani Rapunzel, tıpkı kıvırcık, göbek, Çin gibi bir marul türünün adı. Bizim pazar ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Babanın öz kızına göz koymasının yanı sıra gelinini almak için oğlunu öldürmeye çalışmasına da rastlarız masallarda. Boratav’ın Kral Padişahının Kızı böyle bir masaldır. Oğluna, kral padişahının kızını almak için iki sene harp ettiği savaştan yenilgiyle ayrılan padişahtır, bu namus ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 3 Ütelek ve Ahu Melek gibi bir başka Boratav masalı olan Yıldırım Padişahı’nda gene kızına göz koyan bir baba görürüz, ancak kızı kurtaran Yıldırım Padişahı da pek yüzüne bakılacak adam değildir. Masal boyunca resmen kızı taciz eder ve kız en sonunda tacizcisiyle evlenir. Bu masal as ...
Masallarda ensestin izini Grimm Kardeşlerin Binderili masalı üzerinden sürmeye başlamıştık, sonrasında bir Anadolu masalı olan Geyik Sultan’da da benzeri istismara rastlamıştık. “Durun, siz evlenemezsiniz. Siz baba kızsınız!” repliği Yeşilçam filmlerinde bile yoktur ama masalları okurken bunu yüksek sesle dile getirmemiz gerektiğini anlıyoruz. Pert ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Çocuğunuza her gece yatmadan önce masal okuyorsunuz. Evdekiler bitti. Kitapçıya gidip, ne alsam ne alsam diye bakınırken gözünüz Grimm Masalları’na takılıyor. Tabii ya, siz de bu masallarla büyüdünüz. Hemen alıyorsunuz. Akşam çocuğunuz yatıyor, siz de başucuna oturup kitabı açıyorsunuz ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Cinderella masalının altında gizli bir cinsel tutku yattığı söyleyerek, geçen yazıyı bitirmiştik. Daha da ileri gideyim, bu masalın kodlarında ayak fetişizmi gizlidir. Nasıl yani? diyerek kafanızı kaşıdığınızı görür gibiyim. Bunca ay sabrettiniz, yazın ...
Külkedisi / Cinderella masalı üzerinden toplumlar arasındaki farkların izinin sürülmesi - 3 Cinderella’nın, Küçük Annette isimli Fransız varyantı, geçen yazımızda bahsetmiş olduğumuz Eflatun Cem Güney’in Sırmalı Pabuç masalına daha yakın durmaktadır. Masal köyde geçer ve Annette koyun güder. Kötü kalpli üvey anne kızını etle beslerken, Annette h ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 2 Geçen yazımızı Cinderella’nın cariye olduğunu söyleyerek noktalamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Yunanca yazan Romalı yazar Claudius Aelianus’un milattan sonra üçüncü yüzyılda, Antik dönem yazarlarından alıntılayarak derlediği Varia Hi ...
KÜLKEDİSİ / SİNDİRELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Külkedisi aslında 9. yüzyıldan kalma eski bir Çin masalıdır ama sadece Avrupa’da 550’yi aşkın değişik biçimde anlatılmaktadır. Hatta Binbir Gece Masalları’nda bile yer almaktadır ama orada ayakkabı yerine daha doğulu bir obje olan halhal kullanılmıştır. ...
Çocukları eve dönüş yoluna çıkartmadan önce aklıma gelen bir hususu yazmazsam rahat edemem. Hansel’in, kıpırdayamadığı daracık kafese kapatılarak, kesilip yenilmek üzere sürekli beslenmesi sizlere bir şeyler çağrıştırıyor mu? Orta Çağ’da tavukları ya da başka hayvanları daracık kafeslerde besiye çekip, kısa sürede şişmanlatıp kesmek gibi bir uygula ...
Hansel ve Gretel’i ormanı derinlerinde bırakmış ve biz de peşleri sıra masalın içinde ilerlemiştik. Hansel ve Gretel’i kayboldukları ormandan kurtarmaya ne dersiniz? Ormanın haritasını çözebilmemiz için biraz yardıma ihtiyacımız olacak. En büyük yardımcılarımız Pinhan Yayınları tarafından basılan orijinaline sadık çevirisi ile Can Evrim Aslan’ın Ya ...
“Baba Bana Masal Anlatma” diyerek başladığımız yazı serüvenimizde bir yılı devirdik, ilginiz ve izniniz olursa bu yıl da size masal anlatmaya devam edeceğim. Dilerim bu esnada sizler sonu mutlu biten masalların kahramanı olduğunuz bir sene yaşarsınız. 2023’e en sevdiğim masallardan olan ve sosyolojik açıdan hayli malzeme barındıran Hansel ve Gretel ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK - 2 Masalların daha küçücük çocukken toplumsal rolleri kafamıza nasıl soktuğunun izini sürmeye, geçen yazıda koyduğumuz virgülden devam edelim, dilerseniz. Masallarda kızlardan beklenenin ev işi ve temizlik olduğu, beyinlerine bir dantelâ gibi işlenir. Orman Evi (Yoksul Oduncu) masal ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK – 1 Sene başından bu yana devam eden yazı dizimizde; Başparmak üzerinden masallarda çocuk köleliğini, Fareli Köyün Kavalcısı üzerinden masallarda salgın hastalıkları, Kibritçi Kız üzerinden masallarda yoksulluk ve çocuk işçiliğini, Parmak Kız üzerinden masallarda çocuk yaşta evlend ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 3 Evet, kola, çay, kahve derken bu yazı dizimizin sonuna geldik. En güzeli su elbette ama suları da zehirli maddelerle kirlettiğimiz için onları da ancak bir dizi işlemden geçirip arıttıktan sonra içer olduk. Çocukluğumuzdaki gibi derelerden pınarlardan su içmeye kalksak, maazall ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 1 Karl Marx, çok doğru bir tespitle, “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser!” der ya, gerçekten de kapitalizm kullanamadığı şeyleri yok ederken kullanabildiklerini farklı ambalajlar içinde tüketiciye sunar. Bolivya dağlarında öldürdüğü Che Guevara’nın purosundan çakmağına, ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 3 Efendim, nihayet Parmak Kız – Thumbelina masalımızı anlatmayı bitirdik. Kralın yaptığı densizlik sinirlerimi bozsa da, kırlangıcın mutsuzluğuna üzülsem de şimdi daha iyiyim. Umarım Parmak Kız da, iyi ve mutludur, kralı yontarak insana benzetmiştir. Dilerseniz art ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 2 Geçen yazımızda anlatmaya başladığımız Parmak Kız masalını Köstebek’in Thumbelina’ya cinsel saldırıda bulunması üzerine daha fazla devam edemeyerek kesmiştik. Elbette yaptıkları Köstebek’in yanına kar kalmayacak. Buyurun o zaman masalın devamına… Köstebek, rah ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ: ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 1 Ülkemizde Parmak Kız olarak bilinen Andersen masalı fantastiktir, macera doludur, acıklıdır, sonu bile tam mutlu değil, parçalı bulutludur. Disney, Thumbelina’dan bir doğa savaşçısı yaratmıştır. Gözünü hırs bürümüş, bir parkı yok etmeye çalışan kapitalistlere ...
MASALLARDA YOKSULLUK VE ÇOCUK İŞÇİLER: KİBRİTÇİ KIZ’IN KIZIL İNTİKAMI İşçi Bayramı ile başlayan Mayıs ayında, çocuk işçiliğinin son bulmasını dileyerek, o çok bildik masala farklı bir açıdan yaklaşmaya ne dersiniz? Babasının ölümü üzerine, çocuk yaşta okulu bırakarak çalışmak zorunda kalan Andersen’in pek çok masalında çocuk işçiliğine ve çocukl ...
MASALLARDA SALGIN HASTALIKLAR: FARELİ KÖYÜN KAVALCISI Son dönemlerde sokak hayvanlarının şehirlerden tamamen çıkartılarak, hayvan barınaklarına hapsedilmesi tartışmaları ünlü bir sanatçımızın attığı tweet’le daha da alevlendi. Bir kap yemek, bir tas su ve bir de başlarının okşanmasından başka bir şey beklemeyen can dostlarımızı şehirden kovdu ...
Masallarda Çocuk Köleliği Parmak kadar çocukların satılması -2 Geçen ayki yazımızda masallarında parmak kadar çocukların satılmasının izini sürmeye Grimm Kardeşlerin Başparmak masalıyla Almanya’da başlamıştık ve Pertev Naili Boratav’la yurda giriş yapacağımızı söylemiştik. O halde buyrun Nohut Oğlan’a… Boratav’ın Nohut Oğlan masalınd ...
MASALLARDA ÇOCUK KÖLELİĞİ PARMAK KADAR ÇOCUKLARIN SATILMASI -1 Bu sayıda hangi masalı anlatsam diye düşünürken geçenlerde ‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışma programında Kenan İmirzalıoğlu’nun sorduğu “1980’lere kadar hangi ülkedeki yetim, gayrimeşru doğmuş, ebeveyni alkolik, ayrılmış veya fakir olan çocuklar devlet tarafından bazen açık artı ...
Evvel zaman içinde Evvel zaman içinde, kalbursaman içinde Develer tellal iken, pireler berber iken. Annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, Babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten. Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, Gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… Neyse sözü fazla ...