Masallarda ensestin izini Grimm Kardeşlerin Binderili masalı üzerinden sürmeye başlamıştık, sonrasında bir Anadolu masalı olan Geyik Sultan’da da benzeri istismara rastlamıştık. “Durun, siz evlenemezsiniz. Siz baba kızsınız!” repliği Yeşilçam filmlerinde bile yoktur ama masalları okurken bunu yüksek sesle dile getirmemiz gerektiğini anlıyoruz. Pertev Naili Boratav’ın Az Gittik Uz Gittik kitabındaki Ütelek’i okurken, “Durun, siz evlenemezsiniz. Siz baba kızsınız!” diye bir kez daha yüksek sesle haykırırız. Bakalım, bunlar bizi dinleyecekler mi, yoksa Binderili’dekiler gibi başlarının dikine mi gidecekler.
Masalın başı malûm, gene bir ölen eş vasiyeti. Bu seferki obje yüzük. Yüzük kimin parmağına olursa onunla evlen. Bu masallar da gerçekten acayip. Yok, camdan ayakkabı kimin ayağına olursa sevdiğim odur, yok yüzük kimin parmağına olursa onunla evlenirim. Huyu suyu iyi birini bulayım da evleneyim, diye bir olayları yok. Neyse biz Ütelek’e dönelim. İşte padişahın eşi ölmüş, ülke aranmış taranmış yüzük kimsenin parmağına uymamış, oynarken birden kızının parmağına oturmuş. Padişah, kızına, “Seninle evleneceğim, annenin vasiyeti var,” diye baskı yapmaya başlamış. Kız, ne yapsa ne etse babasını bu isteğinden vazgeçirememiş. Kırk gün müsaade istemiş, kırk günün sonunda olmaz bir istekte bulunmuş. Üç elbise istemiş: Biri baştan sona inci işlemeli diğeri elmas, sonuncusu yüz kısmı dâhil kürkle kaplı. Elbiseler hazır edilip düğün hazırlıklarına başlanılınca kız bunları üst üste giyip saraydan kaçmış. Yayan yapıldak günlerce yürümüş, en sonunda dağ başında bir ağaç kovuğuna sığınmış. Ava çıkmış olan komşu ülkenin beyi onu bulmuş. Bakmış ki, sevimli kürklü bir hayvancağız. Ama yabani değil. Okşayınca, “Bici bici…” diyerek kendini sevdiriyor. Buna Ütelek adını vermiş alıp köşküne götürmüş. Ütelek, evin içinde hayvan gibi değil de aynı insan gibi muamele görmeye başlamış.
Gel zaman git zaman, oğlanların evlenecekleri kızları beğendiği ülkenin panayır vakti gelmiş. Beyin oğlu da giyinmiş kuşanmış. Tam evden çıkarken şalını unuttuğunu fark etmiş. Kapıdan, “Şalımı getirin,” diye seslenmiş. Ütelek, herkesten önce fırlamış üst kata, şalı alıp efendisine götürmüş. Fakat Beyin oğlu, “Koskoca konakta bu kadar uşağın hizmetçinin içinde şalımı getirmek Ütelek’e mi kaldı?” diye bağırmış çağırmış. Şalı yırtıp gitmiş. Bu durum Ütelek’in pek gücüne gitmiş. Odasına çıkmış. Beyin oğluna bir oyun yapmaya karar vermiş. Elmaslı elbisesini giyinmiş, kimseye görünmeden evden çıkmış panayıra gitmiş. Beyin oğluna yakın bir masaya oturmuş. Oğlan kızı görür görmez güzelliğine hayran kalmış izin isteyip masasına oturmuş. “Kimsin, kimlerdensin?” diye sormuş. Kız da, hemen “tüccar bilmem kimin kızıyım”, diye bir isim uydurmuş. “Nerede oturursun? Mahallenizin adı nedir?” sorusunu da Ütelek, “Şalyırtan Mahallesi,” diye yanıtlamış. Oğlan kızdan o kadar etkilenmiş ki, evden çıkarkenki mevzuu aklından uçmuş gitmiş. Akşam boyu sohbet etmişler. Ahali dağılmaya başlarken kız, “Babam çok huysuzdur. Geç kalırsam çok kızar!” diyerek bir anda kalkmış gitmiş. Eve varır varmaz üzerini değiştirip kürküne bürünmüş. Az sonra da Beyin oğlu gelmiş, onu Ütelek “Bici bici…” diyerek karşılamış. “Git artık gözümden düştün,” demiş. “Ben bu akşam öyle bir güzel gördüm ki, ona âşık oldum. Senin bici bicilerin beni eğlendirmez artık. Onunla evleneceğim.” Ütelek ne yapsın? “Bici bici…” diyerek boynunu büküp oğlanın yanından ayrılmış. Beyin oğlu sabahı zor etmiş. Anasını hemen, “Şalyırtan Mahallesi’nde filanca tüccarın falanca kızı var, koşup gidip onu bana isteyin,” diye görücüye yollamış. Ama anası akşama el elde baş başta dönmüş. Ne öyle bir mahalle ne de öyle bir tüccar varmış.
Sonraki seneyi oğlan zor etmiş panayır günü evden fırlamış ama o heyecan içinde saatini unutmuş. Geri dönüp saatini getirmelerini istemiş. Gene Ütelek herkesten önce fırlamış saati getirmiş. Oğlan, “Bunca halayık dururken, saatimi getirmek Ütelek’e mi kaldı?” diye kızmış köpürmüş. Saati kırmış. Bu durum Ütelek’in pek gücüne gitmiş. Odasına çıkmış. Beyin oğluna bir oyun yapmaya karar vermiş. Bu sefer incili elbisesini giyinip panayıra gitmiş. Beyin oğlunun tam karşısındaki masaya oturmuş. Oğlan hemen yanına koşmuş. Bir senedir, onu arayıp durduğunu ama bulamadığını söyleyince. Kız, tüccar babasının işinin değiştiğini, bu yüzden taşındıklarını o yüzden bulamadığını söylemiş. “Artık Saatkıran Mahallesi’nde oturuyoruz,” demiş. Gece boyunca sohbet etmiş artık dağılma vakti gelince, oğlan ertesi gün kendisine görücü yollayacağını söyleyerek kızın parmağına elmas bir yüzük takmış. Eve varır varmaz annesine kızla nişanlandıklarını, ertesi sabah erkenden Saatkıran Mahallesi’ndeki eve görücüye gitmesini söylemiş. Değil ertesi gün bir sene boyunca tüm ev halkı aramış taramışsa da ne mahalleyi ne de tüccarı bulabilmiş.
Bir sonraki sene panayır vakti, oğlan gene hazırlanıp evden çıkmış ama gece yarısı büyük bir üzüntüyle dönmüş. Kız gelmemiş çünkü. Oğlan kızın aşkından hastalanmış yataklara düşmüş. Günden güne erimiş bitmiş. Oğlan artık gidici olduğunu anlamış. Ölmeden tüm sevdikleriyle helalleşmek istemiş. Onlardan kendisi için bir tas çorba pişirmelerini rica etmiş. Memleketin her yanına haber salınmış. Her yandan sevdikleri gelmiş tas tas çorba getirmiş ama oğlan kaşığıyla karıştırıp bir yudum içmeden geri vermiş. Sonunda Ütelek, “Ben de çorba pişireceğim,” diyerek mutfağa girmiş. Aşçılar, hizmetçiler tüylerini yakar da maazallah kavrulur gider diye izin vermemişler. Bağırış çağırış olmuş. Beyin oğlu, “Daha ben ölmeden Ütelek’e eziyet etmeye mi, başladınız?” diye sitem etmiş. Durumu anlattıklarında da, “Bırakın, bir çorba da o pişirsin,” demiş. Ütelek, herkesi çıkartıp mutfağa girmiş. Mis gibi çorba pişirip tasa koymuş, içine de oğlanın panayırda kendisine taktığı yüzüğü atmış. Oğlan, çorbaya kaşığı daldırmış karıştırırken tak diye yüzüğe çarpmış. Yüzüğe bakarken, anlamış Şalyırtan, Saatkıran Mahallesi meselesini. Hemen Ütelek’e seslenmiş. Hizmetçilerden de keskin bir bıçak istemiş. Yatırmış hayvanı illa ki kesecek. Evdekiler, anası bacısı araya girmiş: “Aman oğlum çorbanda kıl mı çıktı ne var? Kıyma hayvancağıza, senden bize yadigâr kalacak…” Ne derlerse desinler, oğlanı vazgeçirememişler. Oğlan almış bıçağı, kürke bir vurmuş içinden elmas elbiseleriyle panayırda gördüğü kız çıkmış.
“Vay insafsız beni bu kadar üzmeye nasıl gönlün razı oldu?” diye Ütelek’e kızmış. Kız da, “Beni küçük gördün. Getirdiğim şalı yırttın, saati kırdın,” demiş. Birbirlerine sitemler etmişler ama en sonunda bağışlamışlar suçlarını. Oğlan aşkını bulmanın mutluluğuyla kısa sürede iyileşmiş. Ardında da kırk gün kırk gece düğün yapıp, dünya evine girmişler.
Bu arada Ütelek’in anlamı, külkedisi gibidir. Çok çabuk üşüyen ateş başından ayrılmak istemeyen anlamına gelir.
Ütelek bir şey değil ama Binderili’nin bir başka yerli varyantı Ahu Melek’teki baba beterdir. Burada ayağa uyan obje terliktir. Masaldaki padişah, müftüyü kandırarak fetva alıp işini ahirette sağlama almaya çalışmasına artık diyecek söz bulamayız. Padişah, müftüye mektup yazıp, “Bahçeme bir elma ağacı dikmişim, bir tek elma vermiş. Ben mi yiyelim, halka mı yedireyim?” diye sorar. Müftü ne bilsin durumu. “Niçin tek elmayı halka yedireceksin? Kendin ye,” diye yanıtlar. Bunun üzerine padişah da kızını almaya kalkar. Kız düğün hediyesi olarak karın kısmı yarık altından bir öküz yaptırır da, onun içine saklanıp kaçar, Geyik Sultan masalındaki gibi. Gerdeğe girmek için odaya giren padişaha, sultan hanımın namusunu kurtarmak için kendini denize attığı söylenir. Bunun üzerine arsız padişah, bir de müftüyü azarlar. “Ne biçim fetva verdin?” diye. Hem niyeti boz hem de olmayınca suçu ona buna at, terbiyesiz sapığa bak sen!
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -4 Genellikle uykuya; on üç, on beş gibi -masalın geçtiği zamanda- menstrüasyonun başladığı yaşta dalınmaktadır. Baba kızının cinselliğini engellemek için erkeklik organını simgeleyen bütün çıkrıkları, iğneleri kaldırsa da, gene de zamanı geldiğinde bu durum gerçekleşir. Bir erkek o ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -3 Basile’in, Talia’yı anlatırken Leto’nun hikâyesinden etkilenmiş olma ihtimali vardır. Zira Zeus’un sevgilisi olan Leto ikiz çocukları Güneş tanrısı Apollon ile ay tanrıçası Artemis’i doğurmuştur ve Zeus’un karısı Hera’nın kıskançlığını da üzerine çekmiştir. Yunan mitolojisindeki ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -2 Grimm Kardeşler’in masalına Dikenli Gül demelerinin sebebi ise gül ne kadar güzelse dikeninin o oranda keskin olması durumudur. Masalın Almanca’daki adı Dornröschen olup, rose yerine kullanılan röschen bizdeki –Ayşe‘cik’ gibi- küçüklük belirten ek gibi olup kızın toyluğuna vurgu yap ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -1 Uyuyan Güzel, öyle mümbit bir masaldır ki, İtalyan şair Giambattista Basile’in 1634’te yayımlanan kitabında Ay, Güneş ve Talia adıyla yer almasıyla başlayan yolculuğu, 1697’de Fransız yazar Charles Perrault’un Peri Masalları’nda Uyuyan Güzel, Grimm Kardeşlerin 1812’de basılan Ço ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -3 Peki, buradaki konuşan sinirli varlığın neden kedi olduğunu hiç düşündünüz mü? Masalın kaynağının Afrika olmasıdır, bunun sebebi. Eski Mısır’da kedilerin dini inanç ve ayin nesnesi olduğunu günümüze kadar gelen piramitler sayesinde gözlerimizle görebiliriz. Kedi tanrıça Bast, firavunun ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -2 Çizmeli Kedi’nin bir benzerini bize Boratav anlatır, ancak Anadolu masalında kedinin yerini tilki alır, sonunda da Keloğlan tilkisinin iyiliğine hıyanetle karşılık verir. Tilki ile Çimenci Padişahının Oğlu masalında bir Keloğlan varmış, bu oğlancık değirmene çırak girmiş. Değirmen ...
Çizmeli Kedi Masalı üzerinden miras taksimi meselesi -1 Charles Perrault’nun en bilinen ve masallarından olan ve benim de en sevdiğim masallardan biri olan Çizmeli Kedi aslında miras taksimi meselesini göstermesi açısından çarpıcıdır. Yaşlı değirmenci ölünce; büyük oğluna değirmenini, ortanca oğluna eşeğini, küçük oğluna ise ke ...
OSCAR WILDE MASALLARINDA SOSYALİZM VE İNSAN RUHU - 4 Kürk Mantolu Madonna ve samurlar içinde Mona Lisa Sabahattin Ali, hiç Oscar Wilde okumuş mudur, onun Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünden haberi var mıdır? Bilmiyorum. Buna ilişkin hiçbir yerde bir kanıta rastlamadım ama ben Oscar Wilde’ın Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünü her okuduğumda aklıma S ...
Oscar Wilde Masallarında Sosyalizm ve insan ruhu -3 Genç Kral Skolastik Fantazya isimli kitapta yer alan “Simurg’un Kanatlarını Takmak mı? Sarayın Merdivenlerine Camdan Ayakkabı Bırakmak mı?” isimli makalesinde Melek Özlem Sezer, masallarda halkın krallık sistemini asla sorgulamamasını eleştirir: “Ülke yönetiminin bir sistem ve bilinç gerekti ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -2 Mutlu Prens Pinokyo, Gulliver’in Yolculukları gibi yetişkinler için yazılmış pek çok roman zamanla kısaltılarak, ‘zararlı’ kısımları ayıklanarak kuşa çevrilerek çocukların okumasına hazır hale getirilmiştir. Büyükler için yazılan kimi masallar anlamından kopartılarak çocuklara anlatılmaya ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -1 Tam adıyla söyleyecek olursak, Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde ya da Herkes Öldürür Sevdiğini diye dilimize yerleşmiş olan Reading Zindanı Baladı’nın şairi, masal yazarı, sosyalist, ahlaksız Oscar Wilde. Kulak verin sözlerime iyice, Herkes öldürebilir sevdiğini Kimi bir bakışıyla ya ...
Rapunzel üzerinden çocuğa erginleşmenin anlatılması -2 Doğulu kimi edebiyat tarihçileri, Rapunzel’in esin kaynağının 11. Yüzyılda Firdevsi’nin yazdığı Şehname’de geçen Rudaba olduğu söyler. Şehnâme’de, Rüstem’in, Hükümdar Zal’ın kalesi Kabil’e, hükümdarın kızı Rudaba’nın sarkıttığı saçlarına tırmanarak girmesi anlatılır. Benzer bir olayı Osmanlı ...
RAPUNZEL ÜZERİNDEN ÇOCUĞA ERGİNLEŞMENİN ANLATILMASI - 1 Uzun sarı saçlı Rapunzel’i, kapatıldığı kuleyi falan hepimiz biliriz de masalın adının nereden geldiğini, sonunun nasıl olduğunu pek bilmeyiz. Fazla meraklandırmadan söyleyeyim masal adını maruldan alıyor. Yani Rapunzel, tıpkı kıvırcık, göbek, Çin gibi bir marul türünün adı. Bizim pazar ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Babanın öz kızına göz koymasının yanı sıra gelinini almak için oğlunu öldürmeye çalışmasına da rastlarız masallarda. Boratav’ın Kral Padişahının Kızı böyle bir masaldır. Oğluna, kral padişahının kızını almak için iki sene harp ettiği savaştan yenilgiyle ayrılan padişahtır, bu namus ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 3 Ütelek ve Ahu Melek gibi bir başka Boratav masalı olan Yıldırım Padişahı’nda gene kızına göz koyan bir baba görürüz, ancak kızı kurtaran Yıldırım Padişahı da pek yüzüne bakılacak adam değildir. Masal boyunca resmen kızı taciz eder ve kız en sonunda tacizcisiyle evlenir. Bu masal as ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Çocuğunuza her gece yatmadan önce masal okuyorsunuz. Evdekiler bitti. Kitapçıya gidip, ne alsam ne alsam diye bakınırken gözünüz Grimm Masalları’na takılıyor. Tabii ya, siz de bu masallarla büyüdünüz. Hemen alıyorsunuz. Akşam çocuğunuz yatıyor, siz de başucuna oturup kitabı açıyorsunuz ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Cinderella masalının altında gizli bir cinsel tutku yattığı söyleyerek, geçen yazıyı bitirmiştik. Daha da ileri gideyim, bu masalın kodlarında ayak fetişizmi gizlidir. Nasıl yani? diyerek kafanızı kaşıdığınızı görür gibiyim. Bunca ay sabrettiniz, yazın ...
Külkedisi / Cinderella masalı üzerinden toplumlar arasındaki farkların izinin sürülmesi - 3 Cinderella’nın, Küçük Annette isimli Fransız varyantı, geçen yazımızda bahsetmiş olduğumuz Eflatun Cem Güney’in Sırmalı Pabuç masalına daha yakın durmaktadır. Masal köyde geçer ve Annette koyun güder. Kötü kalpli üvey anne kızını etle beslerken, Annette h ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 2 Geçen yazımızı Cinderella’nın cariye olduğunu söyleyerek noktalamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Yunanca yazan Romalı yazar Claudius Aelianus’un milattan sonra üçüncü yüzyılda, Antik dönem yazarlarından alıntılayarak derlediği Varia Hi ...
KÜLKEDİSİ / SİNDİRELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Külkedisi aslında 9. yüzyıldan kalma eski bir Çin masalıdır ama sadece Avrupa’da 550’yi aşkın değişik biçimde anlatılmaktadır. Hatta Binbir Gece Masalları’nda bile yer almaktadır ama orada ayakkabı yerine daha doğulu bir obje olan halhal kullanılmıştır. ...
Çocukları eve dönüş yoluna çıkartmadan önce aklıma gelen bir hususu yazmazsam rahat edemem. Hansel’in, kıpırdayamadığı daracık kafese kapatılarak, kesilip yenilmek üzere sürekli beslenmesi sizlere bir şeyler çağrıştırıyor mu? Orta Çağ’da tavukları ya da başka hayvanları daracık kafeslerde besiye çekip, kısa sürede şişmanlatıp kesmek gibi bir uygula ...
Hansel ve Gretel’i ormanı derinlerinde bırakmış ve biz de peşleri sıra masalın içinde ilerlemiştik. Hansel ve Gretel’i kayboldukları ormandan kurtarmaya ne dersiniz? Ormanın haritasını çözebilmemiz için biraz yardıma ihtiyacımız olacak. En büyük yardımcılarımız Pinhan Yayınları tarafından basılan orijinaline sadık çevirisi ile Can Evrim Aslan’ın Ya ...
“Baba Bana Masal Anlatma” diyerek başladığımız yazı serüvenimizde bir yılı devirdik, ilginiz ve izniniz olursa bu yıl da size masal anlatmaya devam edeceğim. Dilerim bu esnada sizler sonu mutlu biten masalların kahramanı olduğunuz bir sene yaşarsınız. 2023’e en sevdiğim masallardan olan ve sosyolojik açıdan hayli malzeme barındıran Hansel ve Gretel ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK - 2 Masalların daha küçücük çocukken toplumsal rolleri kafamıza nasıl soktuğunun izini sürmeye, geçen yazıda koyduğumuz virgülden devam edelim, dilerseniz. Masallarda kızlardan beklenenin ev işi ve temizlik olduğu, beyinlerine bir dantelâ gibi işlenir. Orman Evi (Yoksul Oduncu) masal ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK – 1 Sene başından bu yana devam eden yazı dizimizde; Başparmak üzerinden masallarda çocuk köleliğini, Fareli Köyün Kavalcısı üzerinden masallarda salgın hastalıkları, Kibritçi Kız üzerinden masallarda yoksulluk ve çocuk işçiliğini, Parmak Kız üzerinden masallarda çocuk yaşta evlend ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 3 Evet, kola, çay, kahve derken bu yazı dizimizin sonuna geldik. En güzeli su elbette ama suları da zehirli maddelerle kirlettiğimiz için onları da ancak bir dizi işlemden geçirip arıttıktan sonra içer olduk. Çocukluğumuzdaki gibi derelerden pınarlardan su içmeye kalksak, maazall ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 2 Geçen yazıda sizlere Kurşun Asker’i kapitalizmin elinde oyuncak olmaktan kurtaran kahraman bilim insanı Clair Patterson’un hikâyesini anlatacağımdan bahsetmiştim değil mi? Demli çaylarımızı içip kafamız iyice açıldığına göre ekonominin ve bilimin karmaşık dünyasına girebiliriz. İlk ot ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 1 Karl Marx, çok doğru bir tespitle, “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser!” der ya, gerçekten de kapitalizm kullanamadığı şeyleri yok ederken kullanabildiklerini farklı ambalajlar içinde tüketiciye sunar. Bolivya dağlarında öldürdüğü Che Guevara’nın purosundan çakmağına, ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 3 Efendim, nihayet Parmak Kız – Thumbelina masalımızı anlatmayı bitirdik. Kralın yaptığı densizlik sinirlerimi bozsa da, kırlangıcın mutsuzluğuna üzülsem de şimdi daha iyiyim. Umarım Parmak Kız da, iyi ve mutludur, kralı yontarak insana benzetmiştir. Dilerseniz art ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 2 Geçen yazımızda anlatmaya başladığımız Parmak Kız masalını Köstebek’in Thumbelina’ya cinsel saldırıda bulunması üzerine daha fazla devam edemeyerek kesmiştik. Elbette yaptıkları Köstebek’in yanına kar kalmayacak. Buyurun o zaman masalın devamına… Köstebek, rah ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ: ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 1 Ülkemizde Parmak Kız olarak bilinen Andersen masalı fantastiktir, macera doludur, acıklıdır, sonu bile tam mutlu değil, parçalı bulutludur. Disney, Thumbelina’dan bir doğa savaşçısı yaratmıştır. Gözünü hırs bürümüş, bir parkı yok etmeye çalışan kapitalistlere ...
MASALLARDA YOKSULLUK VE ÇOCUK İŞÇİLER: KİBRİTÇİ KIZ’IN KIZIL İNTİKAMI İşçi Bayramı ile başlayan Mayıs ayında, çocuk işçiliğinin son bulmasını dileyerek, o çok bildik masala farklı bir açıdan yaklaşmaya ne dersiniz? Babasının ölümü üzerine, çocuk yaşta okulu bırakarak çalışmak zorunda kalan Andersen’in pek çok masalında çocuk işçiliğine ve çocukl ...
MASALLARDA SALGIN HASTALIKLAR: FARELİ KÖYÜN KAVALCISI Son dönemlerde sokak hayvanlarının şehirlerden tamamen çıkartılarak, hayvan barınaklarına hapsedilmesi tartışmaları ünlü bir sanatçımızın attığı tweet’le daha da alevlendi. Bir kap yemek, bir tas su ve bir de başlarının okşanmasından başka bir şey beklemeyen can dostlarımızı şehirden kovdu ...
Masallarda Çocuk Köleliği Parmak kadar çocukların satılması -2 Geçen ayki yazımızda masallarında parmak kadar çocukların satılmasının izini sürmeye Grimm Kardeşlerin Başparmak masalıyla Almanya’da başlamıştık ve Pertev Naili Boratav’la yurda giriş yapacağımızı söylemiştik. O halde buyrun Nohut Oğlan’a… Boratav’ın Nohut Oğlan masalınd ...
MASALLARDA ÇOCUK KÖLELİĞİ PARMAK KADAR ÇOCUKLARIN SATILMASI -1 Bu sayıda hangi masalı anlatsam diye düşünürken geçenlerde ‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışma programında Kenan İmirzalıoğlu’nun sorduğu “1980’lere kadar hangi ülkedeki yetim, gayrimeşru doğmuş, ebeveyni alkolik, ayrılmış veya fakir olan çocuklar devlet tarafından bazen açık artı ...
Evvel zaman içinde Evvel zaman içinde, kalbursaman içinde Develer tellal iken, pireler berber iken. Annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, Babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten. Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, Gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… Neyse sözü fazla ...