MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ
‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 2
Geçen yazımızda anlatmaya başladığımız Parmak Kız masalını Köstebek’in Thumbelina’ya cinsel saldırıda bulunması üzerine daha fazla devam edemeyerek kesmiştik. Elbette yaptıkları Köstebek’in yanına kar kalmayacak. Buyurun o zaman masalın devamına…
Köstebek, rahatça komşu ziyareti yapabilmek için toprağın altında, fareyle kendi evi arasında bir tünel açmış. Komşusu fareyle, kıza isterlerse etrafı gezdirebileceğini söylemiş, açılan bir delikten bir kuşun düştüğü ama ölü olduğundan ondan korkmamalarını da eklemiş. Hep birlikte kırlangıcın yanına gitmişler. Zavallı kuşcağız, başı yana düşmüş biçimde öylece yatıyormuş. Yaz boyu etrafında uçuşup cıvıl cıvıl ötüşen kuşlara karşı, gönlünde sonsuz bir sevgi bulunan Parmak Kız, gördüğü bu manzara karşısında çok üzülmüş. Fakat köstebek, kırlangıcı ayağıyla iterek, “Artık ötmüyor işte! Yavruyken çok sefalet çekmiş olmalı. İyi ki benim çocuklarım böyle değil! Bunlar bütün yaz öter, kışın da açlık, sefalet çekip ölürler,” demiş. Tarla faresi de hemen komşusuna hak vermiş. “Cik cik ötmenin kışın ne yararı var sanki?” demiş. Parmak Kız, onlara katılmamış, bir şeycik de diyememiş ama sırtlarını döndüklerinde hemen kırlangıcın başındaki tüyleri kaldırıp bir öpücük kondurmuş. Bu sırada köstebek de kuşun düştüğü deliği kapatmış.
Parmak Kız gece yatmış ama üzüntüden uyuyamamış. Saman çöplerinden bir yorgan örüp kırlangıcın üzerine örtmüş. Üşümesin diye etrafını da farenin evinde bulduğu yünlerle pamuklarla iyice sarmış. Yazın söylediği tüm şarkılar için kuşa teşekkür edip, son bir defa sarıldığında, kuşun yaşadığını anlamış. Ölüm uykusundaki kuş, kızın ördüğü yorgan sayesinde ısınıp uyanmış. Kız, kuşu beslemiş, yaralarını iyileştirmiş. Ama durumu kuşlardan hoşlanmayan Fare Hanım ve Köstebek Bey’e söylememiş.
Kış geçmiş ilkbahar gelmiş, kuş tamamen iyileşmiş. Köstebeğin kapattığı deliği açmışlar. Kuş birlikte dışarıya çıkmayı teklif etmiş, onu sırtında her yere götürebileceğini söylemiş. Ama kız, habersiz çekip gitmenin kendisine evini açan, kış boyunca bakıp gözeten fareye karşı nankörlük olacağını düşünerek kabul etmemiş. Kuş uçup gitmiş.
Parmak Kız’ın derdiyse, yaz mevsimin gelmesiyle birlikte artmaya başlamış. Güneşe çıkıp ısınması imkânsızlaşmış. Tarla faresinin evinin üzerindeki buğdaylar büyümüş, parmak boyundaki bir kız için, geçilmesi zor bir ormana dönmüş. Üstüne bir de tarla faresi kıza, “Yaz boyu çalışıp çeyizini hazırla artık!” demiş. “Kadife kürklü köstebeğin karısının hiç bir eksiği olmamalı.” Parmak Kız gece gündüz iplik eğirip, çeyiz hazırlamış. Köstebek, her akşam misafirliğe gelip, güneşi kötülüyor ve düğününün güneşin etkisini kaybedeceği mevsim sonunda yapılacağını söylüyormuş. Kız bir daha; güneşin doğuşu ve batışını, gökyüzünün mavisini, doğanın güzelliğini, sevgili kırlangıcını göremeyeceğini düşünerek üzülüyormuş.
Sonbahar yaklaşırken, Parmak Kız çeyizini tamamlanmış. Düğünün yaklaştığını söyleyen Fare Hanım’a, ağlayarak, köstebekle evlenmek istemediğini söylemiş. Fare, “Ağlamayı kes!” diye bağırmış. “İnatçılık etme, yoksa beyaz dişlerimin acısını tadarsın haa!… Üstelik böyle yakışıklı bir erkekle evlendiğin için ne mutlu sana. Kürkün böylesi krallarda bile yoktur, mutfağı, kileri tıklım tıklım dolu. Karşına böyle bir kısmet çıktığı için, otur da dua et!”
Düğün günü gelmiş çatmış. Kız son kez güneşle vedalaşmak için kapının önüne çıkmış. Tarladaki buğdaylar biçildiğinden yerde sadece samanlar kalmış. Parmak Kız birkaç adım ilerleyerek, kırmızı bir çiçeğe elini değdirmiş ve ondan kırlangıca selam söylemesini istemiş. Bu sırada “Cik cik!” diye bir ses duymuş. Başını kaldırıp baktığında, sevgili kırlangıcını görmüş. Kırlangıç çok sağlıklı ve kızı gördüğü için de sevinçliymiş. Aksine kızsa oldukça solgun ve üzgünmüş. Köstebekle zorla evlendirileceğini, güneş girmeyen bir yeraltı evinde oturmaya mahkûm olacağını anlatmış. Kırlangıç, sıcak ülkelere göç vakitlerinin geldiğini söyleyerek, kıza birlikte gitmeyi teklif etmiş. Az sonra Parmak Kız kırlangıcın sırtında, güneye doğru uçan sürünün içinde mutlulukla gülümsüyormuş.
Parmak Kız kırlangıcın tüylerinin arasında sıcakta ve güvendeymiş sadece arada muhteşem manzarayı görmek için başını çıkartıyormuş. En sonunda etrafı yemyeşil ağaçlarla çevrili, mavi bir gölün ortasında, bembeyaz mermerden bir saray görünmüş. Bu sarayın uzun sütunlarına asmalar sarılıymış. Kırlangıçların yuvaları da bu sütunların tepesindeymiş. Kırlangıç, “Benim evim topraktan ve yukarıda. Orada rahat edemezsin, seni çiçeklerden istediğinin içine yerleştireyim,” demiş. Parmak Kız sevinçle yuvası olacak çiçeği ararken, çiçeklerin arasında beyazlar giymiş parmak kadar bir adamın oturduğunu görmüş. Omuzlarında parlak kanatları, başında ise altın tacı varmış. Bu görkemli adam, o çiçeğin perisiymiş. Meğerse oradaki her çiçek, bir küçük erkekle kadının sarayıymış ve adam da onların kralıymış.
Dev gibi kırlangıcı görünce, Çiçeklerin Kralı biraz korkmuş. Fakat yanındaki kıza gözü ilişince, hem korkusundan sıyrılmış, hem de görür görmez âşık olmuş. Hemen başındaki tacı çıkararak, Parmak Kız’ın başına takmış, ardından da kendisiyle evlenmek istediğini söylemiş. Razı olursa, tüm çiçeklerin kraliçesi olacağını eklemeyi de ihmal etmemiş. Kendisine çok benzeyen bir insan bulduğundan sevinçten deliye dönen kız, “Evet!” demekte, tereddüt etmemiş. Her çiçekten kadınlı erkekli bir kalabalık ortaya çıkarak, kral ve kraliçelerine armağanlar vermeye başlamış. Verilen armağanların içinde Parmak Kız’ın en hoşuna gideniyse, omzuna iliştirilen ve çiçekten çiçeğe uçmasını sağlayan bir çift kanatmış. Çiçekler Kralı, eşine, “Bundan sonra senin adın Parmak Kız olmasın. Senin gibi güzel bir kıza yakışmayan, çirkin bir isim bu. Oysa sen fevkalade güzelsin, bugünden sonra biz sana Maya diyeceğiz,’ demiş.
Bir Andersen masalının mutlu sonla bitmesi görüldük olay olmadığından, yazarımız arkada gene bir kırık kalp bırakmayı ihmal etmemiş. Herkes gülüp eğlenirken, kırlangıç yuvasında olabildiğine hüzünlü ötüyormuş, çünkü Parmak Kızı çok seviyormuş ve ondan hiçbir zaman ayrılmak istemiyormuş.
Masalımız burada bitse de, üzerine konuşacağımız alt metnine ineceğimiz çok şey var. Kralı adam sanmıştık, o bile dakika bir gol, kızın adını beğenmeyip hemen değiştiriverdi. Çok sinirlendim ya! Ara vermezsem krala karşı ağır konuşacağım. Bir dahaki yazıya kadar bana müsaade, biraz sinirlerim yatışsın. Maya diyeceğizmişmiş…
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -4 Genellikle uykuya; on üç, on beş gibi -masalın geçtiği zamanda- menstrüasyonun başladığı yaşta dalınmaktadır. Baba kızının cinselliğini engellemek için erkeklik organını simgeleyen bütün çıkrıkları, iğneleri kaldırsa da, gene de zamanı geldiğinde bu durum gerçekleşir. Bir erkek o ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -3 Basile’in, Talia’yı anlatırken Leto’nun hikâyesinden etkilenmiş olma ihtimali vardır. Zira Zeus’un sevgilisi olan Leto ikiz çocukları Güneş tanrısı Apollon ile ay tanrıçası Artemis’i doğurmuştur ve Zeus’un karısı Hera’nın kıskançlığını da üzerine çekmiştir. Yunan mitolojisindeki ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -2 Grimm Kardeşler’in masalına Dikenli Gül demelerinin sebebi ise gül ne kadar güzelse dikeninin o oranda keskin olması durumudur. Masalın Almanca’daki adı Dornröschen olup, rose yerine kullanılan röschen bizdeki –Ayşe‘cik’ gibi- küçüklük belirten ek gibi olup kızın toyluğuna vurgu yap ...
MASALLARDA KADININ İSTİSMARINA UYUYAN GÜZEL ÜZERİNDEN BAKIŞ -1 Uyuyan Güzel, öyle mümbit bir masaldır ki, İtalyan şair Giambattista Basile’in 1634’te yayımlanan kitabında Ay, Güneş ve Talia adıyla yer almasıyla başlayan yolculuğu, 1697’de Fransız yazar Charles Perrault’un Peri Masalları’nda Uyuyan Güzel, Grimm Kardeşlerin 1812’de basılan Ço ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -3 Peki, buradaki konuşan sinirli varlığın neden kedi olduğunu hiç düşündünüz mü? Masalın kaynağının Afrika olmasıdır, bunun sebebi. Eski Mısır’da kedilerin dini inanç ve ayin nesnesi olduğunu günümüze kadar gelen piramitler sayesinde gözlerimizle görebiliriz. Kedi tanrıça Bast, firavunun ...
ÇİZMELİ KEDİ MASALI ÜZERİNDEN MİRAS TAKSİMİ MESELESİ -2 Çizmeli Kedi’nin bir benzerini bize Boratav anlatır, ancak Anadolu masalında kedinin yerini tilki alır, sonunda da Keloğlan tilkisinin iyiliğine hıyanetle karşılık verir. Tilki ile Çimenci Padişahının Oğlu masalında bir Keloğlan varmış, bu oğlancık değirmene çırak girmiş. Değirmen ...
Çizmeli Kedi Masalı üzerinden miras taksimi meselesi -1 Charles Perrault’nun en bilinen ve masallarından olan ve benim de en sevdiğim masallardan biri olan Çizmeli Kedi aslında miras taksimi meselesini göstermesi açısından çarpıcıdır. Yaşlı değirmenci ölünce; büyük oğluna değirmenini, ortanca oğluna eşeğini, küçük oğluna ise ke ...
OSCAR WILDE MASALLARINDA SOSYALİZM VE İNSAN RUHU - 4 Kürk Mantolu Madonna ve samurlar içinde Mona Lisa Sabahattin Ali, hiç Oscar Wilde okumuş mudur, onun Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünden haberi var mıdır? Bilmiyorum. Buna ilişkin hiçbir yerde bir kanıta rastlamadım ama ben Oscar Wilde’ın Sırrı Olmayan Sfenks öyküsünü her okuduğumda aklıma S ...
Oscar Wilde Masallarında Sosyalizm ve insan ruhu -3 Genç Kral Skolastik Fantazya isimli kitapta yer alan “Simurg’un Kanatlarını Takmak mı? Sarayın Merdivenlerine Camdan Ayakkabı Bırakmak mı?” isimli makalesinde Melek Özlem Sezer, masallarda halkın krallık sistemini asla sorgulamamasını eleştirir: “Ülke yönetiminin bir sistem ve bilinç gerekti ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -2 Mutlu Prens Pinokyo, Gulliver’in Yolculukları gibi yetişkinler için yazılmış pek çok roman zamanla kısaltılarak, ‘zararlı’ kısımları ayıklanarak kuşa çevrilerek çocukların okumasına hazır hale getirilmiştir. Büyükler için yazılan kimi masallar anlamından kopartılarak çocuklara anlatılmaya ...
Oscar Wilde masallarında sosyalizm ve insan ruhu -1 Tam adıyla söyleyecek olursak, Oscar Fingal O’Flahertie Wills Wilde ya da Herkes Öldürür Sevdiğini diye dilimize yerleşmiş olan Reading Zindanı Baladı’nın şairi, masal yazarı, sosyalist, ahlaksız Oscar Wilde. Kulak verin sözlerime iyice, Herkes öldürebilir sevdiğini Kimi bir bakışıyla ya ...
Rapunzel üzerinden çocuğa erginleşmenin anlatılması -2 Doğulu kimi edebiyat tarihçileri, Rapunzel’in esin kaynağının 11. Yüzyılda Firdevsi’nin yazdığı Şehname’de geçen Rudaba olduğu söyler. Şehnâme’de, Rüstem’in, Hükümdar Zal’ın kalesi Kabil’e, hükümdarın kızı Rudaba’nın sarkıttığı saçlarına tırmanarak girmesi anlatılır. Benzer bir olayı Osmanlı ...
RAPUNZEL ÜZERİNDEN ÇOCUĞA ERGİNLEŞMENİN ANLATILMASI - 1 Uzun sarı saçlı Rapunzel’i, kapatıldığı kuleyi falan hepimiz biliriz de masalın adının nereden geldiğini, sonunun nasıl olduğunu pek bilmeyiz. Fazla meraklandırmadan söyleyeyim masal adını maruldan alıyor. Yani Rapunzel, tıpkı kıvırcık, göbek, Çin gibi bir marul türünün adı. Bizim pazar ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Babanın öz kızına göz koymasının yanı sıra gelinini almak için oğlunu öldürmeye çalışmasına da rastlarız masallarda. Boratav’ın Kral Padişahının Kızı böyle bir masaldır. Oğluna, kral padişahının kızını almak için iki sene harp ettiği savaştan yenilgiyle ayrılan padişahtır, bu namus ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 3 Ütelek ve Ahu Melek gibi bir başka Boratav masalı olan Yıldırım Padişahı’nda gene kızına göz koyan bir baba görürüz, ancak kızı kurtaran Yıldırım Padişahı da pek yüzüne bakılacak adam değildir. Masal boyunca resmen kızı taciz eder ve kız en sonunda tacizcisiyle evlenir. Bu masal as ...
Masallarda ensestin izini Grimm Kardeşlerin Binderili masalı üzerinden sürmeye başlamıştık, sonrasında bir Anadolu masalı olan Geyik Sultan’da da benzeri istismara rastlamıştık. “Durun, siz evlenemezsiniz. Siz baba kızsınız!” repliği Yeşilçam filmlerinde bile yoktur ama masalları okurken bunu yüksek sesle dile getirmemiz gerektiğini anlıyoruz. Pert ...
BİNDERİLİ ÜZERİNDEN MASALLARDA ENSESTİN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Çocuğunuza her gece yatmadan önce masal okuyorsunuz. Evdekiler bitti. Kitapçıya gidip, ne alsam ne alsam diye bakınırken gözünüz Grimm Masalları’na takılıyor. Tabii ya, siz de bu masallarla büyüdünüz. Hemen alıyorsunuz. Akşam çocuğunuz yatıyor, siz de başucuna oturup kitabı açıyorsunuz ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 4 Cinderella masalının altında gizli bir cinsel tutku yattığı söyleyerek, geçen yazıyı bitirmiştik. Daha da ileri gideyim, bu masalın kodlarında ayak fetişizmi gizlidir. Nasıl yani? diyerek kafanızı kaşıdığınızı görür gibiyim. Bunca ay sabrettiniz, yazın ...
Külkedisi / Cinderella masalı üzerinden toplumlar arasındaki farkların izinin sürülmesi - 3 Cinderella’nın, Küçük Annette isimli Fransız varyantı, geçen yazımızda bahsetmiş olduğumuz Eflatun Cem Güney’in Sırmalı Pabuç masalına daha yakın durmaktadır. Masal köyde geçer ve Annette koyun güder. Kötü kalpli üvey anne kızını etle beslerken, Annette h ...
KÜLKEDİSİ / CİNDERELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 2 Geçen yazımızı Cinderella’nın cariye olduğunu söyleyerek noktalamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim o zaman. Yunanca yazan Romalı yazar Claudius Aelianus’un milattan sonra üçüncü yüzyılda, Antik dönem yazarlarından alıntılayarak derlediği Varia Hi ...
KÜLKEDİSİ / SİNDİRELLA MASALI ÜZERİNDEN TOPLUMLAR ARASINDAKİ FARKLARIN İZİNİN SÜRÜLMESİ - 1 Külkedisi aslında 9. yüzyıldan kalma eski bir Çin masalıdır ama sadece Avrupa’da 550’yi aşkın değişik biçimde anlatılmaktadır. Hatta Binbir Gece Masalları’nda bile yer almaktadır ama orada ayakkabı yerine daha doğulu bir obje olan halhal kullanılmıştır. ...
Çocukları eve dönüş yoluna çıkartmadan önce aklıma gelen bir hususu yazmazsam rahat edemem. Hansel’in, kıpırdayamadığı daracık kafese kapatılarak, kesilip yenilmek üzere sürekli beslenmesi sizlere bir şeyler çağrıştırıyor mu? Orta Çağ’da tavukları ya da başka hayvanları daracık kafeslerde besiye çekip, kısa sürede şişmanlatıp kesmek gibi bir uygula ...
Hansel ve Gretel’i ormanı derinlerinde bırakmış ve biz de peşleri sıra masalın içinde ilerlemiştik. Hansel ve Gretel’i kayboldukları ormandan kurtarmaya ne dersiniz? Ormanın haritasını çözebilmemiz için biraz yardıma ihtiyacımız olacak. En büyük yardımcılarımız Pinhan Yayınları tarafından basılan orijinaline sadık çevirisi ile Can Evrim Aslan’ın Ya ...
“Baba Bana Masal Anlatma” diyerek başladığımız yazı serüvenimizde bir yılı devirdik, ilginiz ve izniniz olursa bu yıl da size masal anlatmaya devam edeceğim. Dilerim bu esnada sizler sonu mutlu biten masalların kahramanı olduğunuz bir sene yaşarsınız. 2023’e en sevdiğim masallardan olan ve sosyolojik açıdan hayli malzeme barındıran Hansel ve Gretel ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK - 2 Masalların daha küçücük çocukken toplumsal rolleri kafamıza nasıl soktuğunun izini sürmeye, geçen yazıda koyduğumuz virgülden devam edelim, dilerseniz. Masallarda kızlardan beklenenin ev işi ve temizlik olduğu, beyinlerine bir dantelâ gibi işlenir. Orman Evi (Yoksul Oduncu) masal ...
MASALLARDA TOPLUMSAL ROLLERİN ÖĞRETİLMESİ VE CİNSİYETÇİLİK – 1 Sene başından bu yana devam eden yazı dizimizde; Başparmak üzerinden masallarda çocuk köleliğini, Fareli Köyün Kavalcısı üzerinden masallarda salgın hastalıkları, Kibritçi Kız üzerinden masallarda yoksulluk ve çocuk işçiliğini, Parmak Kız üzerinden masallarda çocuk yaşta evlend ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 3 Evet, kola, çay, kahve derken bu yazı dizimizin sonuna geldik. En güzeli su elbette ama suları da zehirli maddelerle kirlettiğimiz için onları da ancak bir dizi işlemden geçirip arıttıktan sonra içer olduk. Çocukluğumuzdaki gibi derelerden pınarlardan su içmeye kalksak, maazall ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 2 Geçen yazıda sizlere Kurşun Asker’i kapitalizmin elinde oyuncak olmaktan kurtaran kahraman bilim insanı Clair Patterson’un hikâyesini anlatacağımdan bahsetmiştim değil mi? Demli çaylarımızı içip kafamız iyice açıldığına göre ekonominin ve bilimin karmaşık dünyasına girebiliriz. İlk ot ...
MASALLARIN KAPİTALİZMİN ELİNDE OYUNCAK OLMASI KURŞUN ASKER – 1 Karl Marx, çok doğru bir tespitle, “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser!” der ya, gerçekten de kapitalizm kullanamadığı şeyleri yok ederken kullanabildiklerini farklı ambalajlar içinde tüketiciye sunar. Bolivya dağlarında öldürdüğü Che Guevara’nın purosundan çakmağına, ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 3 Efendim, nihayet Parmak Kız – Thumbelina masalımızı anlatmayı bitirdik. Kralın yaptığı densizlik sinirlerimi bozsa da, kırlangıcın mutsuzluğuna üzülsem de şimdi daha iyiyim. Umarım Parmak Kız da, iyi ve mutludur, kralı yontarak insana benzetmiştir. Dilerseniz art ...
MASALLARDA ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞLARDA EVLENDİRİLMESİ: ‘ÇOCUK GELİN’ THUMBELİNA - 1 Ülkemizde Parmak Kız olarak bilinen Andersen masalı fantastiktir, macera doludur, acıklıdır, sonu bile tam mutlu değil, parçalı bulutludur. Disney, Thumbelina’dan bir doğa savaşçısı yaratmıştır. Gözünü hırs bürümüş, bir parkı yok etmeye çalışan kapitalistlere ...
MASALLARDA YOKSULLUK VE ÇOCUK İŞÇİLER: KİBRİTÇİ KIZ’IN KIZIL İNTİKAMI İşçi Bayramı ile başlayan Mayıs ayında, çocuk işçiliğinin son bulmasını dileyerek, o çok bildik masala farklı bir açıdan yaklaşmaya ne dersiniz? Babasının ölümü üzerine, çocuk yaşta okulu bırakarak çalışmak zorunda kalan Andersen’in pek çok masalında çocuk işçiliğine ve çocukl ...
MASALLARDA SALGIN HASTALIKLAR: FARELİ KÖYÜN KAVALCISI Son dönemlerde sokak hayvanlarının şehirlerden tamamen çıkartılarak, hayvan barınaklarına hapsedilmesi tartışmaları ünlü bir sanatçımızın attığı tweet’le daha da alevlendi. Bir kap yemek, bir tas su ve bir de başlarının okşanmasından başka bir şey beklemeyen can dostlarımızı şehirden kovdu ...
Masallarda Çocuk Köleliği Parmak kadar çocukların satılması -2 Geçen ayki yazımızda masallarında parmak kadar çocukların satılmasının izini sürmeye Grimm Kardeşlerin Başparmak masalıyla Almanya’da başlamıştık ve Pertev Naili Boratav’la yurda giriş yapacağımızı söylemiştik. O halde buyrun Nohut Oğlan’a… Boratav’ın Nohut Oğlan masalınd ...
MASALLARDA ÇOCUK KÖLELİĞİ PARMAK KADAR ÇOCUKLARIN SATILMASI -1 Bu sayıda hangi masalı anlatsam diye düşünürken geçenlerde ‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışma programında Kenan İmirzalıoğlu’nun sorduğu “1980’lere kadar hangi ülkedeki yetim, gayrimeşru doğmuş, ebeveyni alkolik, ayrılmış veya fakir olan çocuklar devlet tarafından bazen açık artı ...
Evvel zaman içinde Evvel zaman içinde, kalbursaman içinde Develer tellal iken, pireler berber iken. Annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, Babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten. Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, Gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… Neyse sözü fazla ...